Bakırhan: Eş Genel Başkanlar olarak Sayın Öcalan'la görüşmek istiyoruz
Partisinin grup toplantısında konuşan Bakırhan, faşist Bahçeli'nin Öcalan ve DEM Parti arasında görüşmenin gerçekleşmesi yönündeki sözlerine ithafen, "Eğer samimiler ise bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Sayın Öcalan'ın hem bu süreç hakkında ne düşündüğünü birinci elden görüp duymak istiyoruz hem de barış sürecine DEM Parti adına Eş Genel Başkanlar olarak katkı sağlamak istiyoruz" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, ABF Genel Başkanı Mustafa Arslan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe ile Ankara Dersimliler, DAD, ve İHD temsilcileri de toplantıya katıldı.
Kayyum darbesine, 25 Kasım eylemlerinde kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik işkenceli gözaltılara ve sabah saatlerinde gerçekleşen ev baskınlarına tepki gösteren Bakırhan, saldırılar karşısında mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
'ÖCALAN'IN TECRİDİNİ KALDIRIN'
AKP-MHP iktidarının "Sayın Öcalan'ın dediklerini yapmıyorlar, "DEM Parti çözümden yana değil" söylemlerine işaret eden Bakırhan, "85 milyon insanın huzurunda sormak istiyoruz: Öcalan ne dedi, ne istedi? Biz bunu bilmiyoruz, siz biliyor musunuz? O zaman bu zeminin Öcalan'ı dinleyip dinlemediğini nasıl anlayacağız? Öcalan'ın tecridini kaldırın, düşünceleri gelsin. Tecrit var, 6 ay daha üzerine görüş yasağı koyacaksınız; diğer taraftan da vicdanı iktidarın kesesinde olanlar çıkıp 'Öcalan'ı dinlemiyorlar' diyecekler. Yahu Öcalan'ın ne söylediğini biz bilmiyoruz ki. Bir zahmet tecridi kaldırın da Öcalan dinleniyor mu, dinlenmiyor mu bakalım. Bunu anlamak için önce tecridi kaldırın, Öcalan düşüncelerinin toplumla ve halkla buluşmasını sağlayın. Bunu söyleyenler, daha geçen gün 6 aylık görüş yasağı koydu. Bunu söyleyenler sanki belediyelerimize kayyum atayanlar değil. Bu ahlaksızca politikalardan artık vazgeçin. Yaptığınız bu kirli psikolojik savaşa Kürtler, Türkler, emekçiler, Aleviler artık kanmıyor. Ne zaman anlayacaksınız bunu? Kim sizin yaptığınız bu programları izliyor, kim sizin orada yaptıklarınızı dikkate alıyor ki? Ne zaman bunu öğreneceksiniz? Yaptığınız kirli bir psikolojik savaştır. Çözümsüzlüğün, ölümlerin, açlığın, sefaletin, melanetin kaynağı tam da sizin bu politikalarınızdır, sizsiniz. Sizin çözümsüz politikalarınızdır" dedi.
'HİÇ KİMSE KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNDE DEMOKRASİYİ PAZARLIK KONUSU YAPMASIN'
Faşist MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "İmralı ve DEM Parti arasındaki temas derhal sağlanmalı" sözlerine atıfla devam eden Bakırhan, "Eğer samimiler ise bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Sayın Öcalan'ın hem bu süreç hakkında ne düşündüğünü birinci elden görüp duymak istiyoruz hem de barış sürecine DEM Parti adına Eş Genel Başkanlar olarak katkı sağlamak istiyoruz. Sadece biz değil; Türkiye'de barış ve demokrasi isteyen aydınlar, yazarlar, sanatçılar ve kurum temsilcileri de oraya gitmelidir. Madem işaret ediyorsunuz, o zaman kapısını açın. Bugün Türkiye'de bir fırsat zemini var. Biz bu zemini önemsiyoruz. Artık anadilini, kimliği ve temel hakları sorun olmaktan çıkaralım. Kürt meselesinin çözümünde kimse demokrasiyi pazarlık konusu yapmasın. Demokrasi her yönetimin, her iktidarın kendi ülkesinde yaşayan halklara sunması gereken bir görevdir, bir ödevdir. Pazarlık konusu yapılamaz. 'Kayyum atayayım sonra pazarlık yapayım'. Bu olmaz! Kayyum atamak zaten demokratik değerlere uygun bir yaklaşım değil. Demokrasi, Türkiye halklarının bir arada kalmasının sigortasıdır. Bu sigortayı bozanlar Türkiye halklarına büyük kötülük yapar" ifadelerini kullandı.
'10 PARTİNİN KAYYUM YASASI İÇİN VERDİĞİ KANUN TEKLİFİNİ HEP BİRLİKTE TBMM'DEN GEÇİRELİM'
Bakırhan, şöyle devam etti: "Parlamentoda temsili bulunan 10 siyasi parti, kayyımlara karşı ortak bir kanun teklifi verdi. Bu çok önemlidir, çok kıymetlidir. Buradan Meclis Başkanına da sesleniyorum. Parlamentoda temsiliyeti bulunan 10 siyasi partinin iradesini dikkate alarak bu çağrıyı siz de değerlendirin. Yine bu vesileyle, parlamentoda bulunan bütün milletvekillerine de çağrı yapmak istiyorum. Bizzat ben de şahit oldum, şu anda iktidara mensup milletvekillerinin çoğunluğu bu kayyum meselesinde rahat değil. Vicdanları rahat değil. Belki açıkça dile getirmiyorlar ama kapalı kapılar arkasında eleştiriyorlar. Bütün milletvekillerine sesleniyorum: Gelin, bu 10 partinin kayyım yasası için verdiği teklifi hep birlikte TBMM'den geçirerek Türkiye demokrasisini kayyım ayıbından kurtaralım. Bizler eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu bir Türkiyeli kimliğine varız. Bakın, çok kolay. Eşitlik ve özgürlük üzerine kurulu bir Türkiyeli kimliğine varız. Herkesin kendi dili, inancı ve kimliğiyle Türkiye'de, Ortadoğu'da özgür ve eşit yurttaşlar olarak yaşadığı bir sistemi inşa etmeye DEM Parti olarak varız. Bunun mücadelesini yürütüyoruz. Onların dediğinin aksine de her zaman müzakereye hazırız. Ama bize Dersim'deki gibi, Mardin'deki gibi kayyım dayatılırsa; Türkiye'nin dört bir yanında il ve ilçe örgütlerimize operasyon yapılıp tutuklama yapılırsa en görkemli şekilde mücadele etmek boynumuzun borcudur. Bunu da artık öğrenin."