7 Nisan 2025 Pazartesi

Büyük Üniversiteler Forumu: Birleşmek zorundayız

Günlerdir eylemlere öncülük eden üniversite öğrencileri, İstanbul'da gerçekleştirdikleri forumla bundan sonra direnişi devam ettirmek için çizecekleri yol haritasını tartıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) dönük operasyon sonrası patlak veren eylemlere öncülük eden ve pek çok üniversitede boykot kararı alan üniversite öğrencileri, İstanbul'da direnişin nasıl devam edeceğini konuşmak üzere "Büyük Üniversiteler Forumu" düzenledi. Beşiktaş Akatlar Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilmesi planlanan forum, CHP'li belediyenin yer vermek istememesi üzerine Cağaloğlu'nda bulunan İstanbul Tabip Odası'na taşındı. Forumun düzenlendiği salona, "Büyük Üniversiteler Forumu" ve "Yaşasın öğrenci dayanışması" pankartları ve tutsak edilen öğrencilerin fotoğrafları asıldı.

'BİRLİKTE ÖRDÜĞÜMÜZ UMUDUN GÜÇLÜ BİR SİMGESİ OLARAK TOPLANDIK'
Forumun açılış konuşmasında, "Bugün burada, hak gasplarına ve geleceksizlik korkusuna karşı yükselttiğimiz direnişin, birlikte ördüğümüz umudun güçlü bir simgesi olarak toplandık. Her birimiz, bu karanlık düzenin baskılarına karşı sesimizi yükselterek, geleceğimizi ellerimizle inşa etmenin mücadelesini veriyoruz. Bu sürecin her anı, bizlerin emeğiyle, cesaretiyle, kararlılığıyla şekillendi. Ve bugün, kol kola yürüdüğümüz bu umut dolu yolculuğun bir parçası olarak buradayız" ifadeleri kullanıldı.

'TÜM DÜNYADA ÖZGÜRLÜK İÇİN AYAĞA KALKAN ÖĞRENCİLERİN ORTAK YANKISI'
Mücadele eden yüzlerce gencin gözaltına alındığı, 299 kişinin hala tutsak edildiğine işaret edilen konuşma, şöyle devam etti: "Bu baskılar, yalnızca bizim değil; tüm dünyada özgürlük, adalet ve eşitlik için ayağa kalkan öğrencilerin omuz omuza verdiği bir direnişin ortak yankısıdır. İran'da kadınların özgürlüğü için ses olan gençler, Şili'de eşit eğitim hakkı için sokakları dolduran öğrenciler, Hong Kong'da özgürlük haykıran üniversiteliler, Mısır'da, Belarus'ta, Filistin'de ve daha nice yerde tiranlığa karşı bedenlerini siper eden kardeşlerimiz... Hepsi bu direnişin birer parçası."

"Onlar, baskının olduğu her coğrafyada korkuya boyun eğmeyenlerin adı oldular. Kimileri sesini kaybetti, kimileri özgürlüğünü. Kimileri ise hayatını verdi bu uğurda. Ama hiçbirinin yankısı susmadı birbirine tutundukça, hiçbirinin hayali yarım kalmadı" denilen konuşmada, tüm öğrenciler dünyanın dört bir yanında faşizme ve esarete karşı mücadelede yaşamını feda eden tüm öğrenciler anısına saygı duruşuna davet edildi.

ORUÇ: GENÇLİĞİN MÜCADELESİ HAKLI VE MEŞRUDUR
Ardından öğrencilere ev sahipliği eden İstanbul Tabip Odası'nın sekreteri Ertuğrul Oruç söz aldı. Direnişi büyüten üniversite öğrencilerine ev sahipliği etmekten büyük bir onur duyduklarını ifade eden Oruç, "Tarih boyunca olduğu gibi bugün de üniversite öğrencilerinin kendi sorunlarını memleketin sorunlarıyla birleştirip karşı duruş sergiledikleri bir andayız. Bu anlamıyla gençliğin ve bu baskıya karşı çıkan herkesin mücadelesi haklı ve meşrudur" ifadelerini kullandı.

Tutsak edilen yüzlerce öğrencinin derhal serbest bırakılmasını isteyen Oruç, Eğitim-Sen'in 1 günlük dayanışma grevine ilişkin yapılan basın açıklamasına katıldığı için tutuklanan İstanbul Üniversitesi Eğitim-Sen işyeri temsilcisi akademisyen Levent Dölek'i de selamladı. Bu forumun çok kıymetli olduğunu vurgulayan Oruç, bu direnişin kıvılcımını gençlerin oluşturduğunu dile getirdi.

Forum, öğrencilerin söz almasıyla devam etti.

'IRKÇI SALDIRILARA KARŞI SORUMLULUĞUMUZ VAR'
İstanbul Üniversitesi'nden (İÜ) bir öğrenci, "Bu zor süreçte tüm sıkıntılara rağmen bu kadar kalabalığın toplanması ümit verici" ifadelerini kullandı. Üniversite öğrencileri ve gençlik örgütleri arasındaki sorunlara işaret eden öğrenci, gençlik örgütleri, üniversite örgütlenmeleri arasında iletişimin her daim açık olması gerektiğini vurguladı. Alanda yer yer gençlik örgütlerinin bayraklarına, Kürtçe dövizlere saldırıldığını hatırlatan öğrenci, "Bu faşizmin insanların kafasına küçüklükten beri sirayet ettirilmesinin, kara propagandanın etkisi. Buna karşı bizim de sorumluluğumuz var" dedi.

Bir başka öğrenci ise "Ben örgütlü bir öğrenci değilim, muhalifim sadece ama bu son olaylar bence hepimiz için bir eşiği aştı. Bundan sonra susmak sadece yanlıştır benim gözümde. Bu ilk olaylar başladığında ben sabah uyandım ve İmamoğlu tutuklanmıştı, içimde sadece 'Yeter artık' tarzı bir düşünce oluştu" ifadelerini kullanarak, tüm öğrencilerin ortak sorunlar ve taleplere odaklanması gerektiğini kaydetti.

'GÜNÜN SONUNDA BİRLEŞMEK ZORUNDAYIZ'
İÜ'den başka bir öğrenci, bütün ülkenin öğrenci gençliğe baktığının altını çizerek, Beyazıt'ta ilk gün barikatların aşılması görüntüsünün tüm insanlara bir umut verdiğini kaydetti. "Fakat bizim de bazı urlarımız, bazı problemlerimiz var. Bunlar çok kemikleşmiş sorunlar, bunları aşmamız gerekiyor. Biz günün sonunda birleşmek zorundayız" diyen öğrenci, "Birlikte mücadele etmemiz gerektiğini bilince çıkarmamız gerekiyor, çünkü hareketin içerisindeki bazı kırılganlıklar iktidar tarafından çok daha suistimal ediliyor" ifadelerini kullandı.

Söz alan başka bir genç, Gezi ve Boğaziçi direnişlerine işaret ederek, artık son aşamada olduklarını söyledi. "Bu direnişe katılan kesimlerin çok fazla ayrışma gibi bir lüksü yok. Karşımızda birlik olan cenah çıkar amacıyla her türlü yolsuzluğu yapabilmiş. Ayrışırsak bizi dağıtacaklar, günün sonunda bir bakmışız ağzımız bantlı, konuşamıyoruz" diyen genç, gençlik örgütlerine, öğrencilere ve tüm topluma çok fazla sorumluluk düştüğünü vurguladı.

'KENDİ ÖZ GÜCÜMÜZE DAYANALIM'
Söz alan bir İÜ öğrencisi, uzun zamandır Türkiye'de her türlü hakkın gasp edildiğini ve hak arama eylemlerinin engellemeyle karşılaştığını ifade ederek, 19 Mart günü Beyazıt'ta buluşan binlerce öğrencinin de polis barikatıyla engellendiğini ancak barikatı aştığını ve kendi öz gücüne dayanarak bir başarı elde edilebileceğini gösterdiğini belirtti. Öğrenciler olarak bir başkasının onlara yol göstermesini beklemeden örgütlenmeleri ve demokratik zeminlerde buluşmaları gerektiğini ifade eden öğrenci, "Bir yer istediğimizde dahi bir krizle karşılaşıyoruz. CHP 'AKP böyle, AKP şöyle' dese de bir tane yer istediğimizde bile onu veremeyen bir muhalefetle karşı karşıyayız. Birisi bize bir yer verecek diye sözümüzü bükmediğimiz bir zemini örgütlememiz gerekiyor. Bu sınırlılıkları aşmak zorundayız. Biz demokratik özerk üniversitenin neden ihtiyaç olduğunu hep birlikte gördük. Bu deneyimlere dayanarak daha fazla örgütleneceğimize, güçleneceğimize inanıyorum" dedi.

Bir başka öğrenci söz alarak "Hepimiz farklı alanlarda örgütlenmiş olabiliriz, farklı ideolojilerde olabiliriz fakat hepimizin ortak, temel değerleri var. Demokrasi, özgürlük, barış gibi. Ancak bazı noktalarda sıkışmak zorunda kaldık, alanlarda asker ilan edildik. Bunlar koparan ve uzaklaştıran noktalara sevk ediyor" ifadelerini kullandı.

'DÜZENİN SINIRLARINDAN KOPMALIYIZ'
Yıldız Teknik Üniversitesi'nden (YTÜ) bir öğrenci, "Önümüzdeki süreci planlamak için yaşadığımız son iki haftanın değerlendirmesini yapmak ve ders çıkarmak zorundayız" dedi. "Bu topraklarda aslında özgür ve insanca yaşama mücadelesi çok eskilere dayanıyor. Bize miras kalan devrimci bir mücadele de var" diyen öğrenci, binlerce gencin sadece İmamoğlu tutuklandı diye sokağa çıkmadığını vurguladı. İnsanların geleceksizlik ve çıkışsızlık içerisinde olduğunu kaydeden öğrenci, şöyle devam etti: "Bu süreci sönümlendirmeye çalışan burjuva muhalefete, reformistlere sırtımızı dönmeliyiz. Herkes 'hükümet istifa' diyor, herkes sokakta ama biz öncü öğrenciler bu süreci yönetmeliyiz. Devrimci bir öncülüğe ihtiyacımız var. Maçka'da devrimci kurumlara faşistlerin saldırısını gördük, Cevahir'de örgütsüz tablonun bize neler yaşattığını gördük. Mücadeleyi kesinlikle daha örgütlü vermeliyiz. Bizi insanlık dışı koşullara mahkum eden bu düzenin sınırlarından koparak bu mücadeleyi vermeliyiz."

Direnişte bugüne kadar yaşananların konuşulduğu ilk bölümün ardından yemek arası verildi. İkinci bölümde, üniversitelerde boykotun ve bir bütün olarak direnişin nasıl sürdürülebileceğine dair tartışmalar yapıldı.

Bu tartışmalarda, tüm üniversitelerde, fakültelerde ve bölümlerde meclisler kurma, forumları ve kitlesel yürüyüşleri devam ettirme, medyayı daha etkin kullanma, sendikalara genel grev çağrısı yapma, 1 Mayıs'ta Taksim'e yürüme, polisin fişleme ve tutuklama tehditlerinin karşısında maskeleri çıkartarak eylemlere katılma gibi öneriler ön plana çıktı.

'BİZLER DEVRİMCİ BİR MİRASIN EVLATLARIYIZ'
Forumun kapanış konuşmasında, "Bizleri baskı ve sindirme politikalarıyla yıldırmaya çalışan AKP iktidarının, gençlikten göreceği daha çok şey olduğunu biliyoruz. Bizleri yıldıramayacaklarının bilinciyle, haklılığımızın cüretiyle hareket etmeye devam ediyoruz. Bizler yönünü her zaman ezilenlerden yana çizen devrimci bir mirasın evlatlarıyız. Şeyh Bedreddin'den Pir Sultan'a Paramazlardan Deniz, Mahir ve İbolara kadar direniş çizgisi bu topraklara mayasını çalmıştır. Beyazıt'ta atılan tohumun, memleketin dört bir yanında nasıl filizlendiğini gördük. Şimdi bu mücadeleyi büyütmenin tam sırası. Mücadelenin öncüsü olan biz üniversite öğrencilerini ne gözaltılar, ne tutuklamalar ne de baskılar durduracak" ifadeleri kullanıldı.

Forum, Bandista'nın ezgileriyle son buldu.