Karasu: Eğer adım atılmazsa biz de böyle bekleyemeyiz

Öcalan'ın çağrısı sonrası Türk devletinin hiçbir adım atmadığını belirten KCK YK üyesi Mustafa Karasu, "Biz de başından beri Türk devletinin yaklaşımına dair kuşkularımız olduğunu söylemiştik. Adım atılmaması bu kuşkuları daha da artırmıştır. Evet, belki biraz daha beklenir, sürece bakılır. Ama eğer yine adım atılmaz, verilen sözler yerine getirilmezse, biz de böyle bekleyemeyiz" dedi.
Medya Haber'e değerlendirmelerde bulunan KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat tarihli "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"na işaret ederek, şu ifadeleri kullandı: "Devlet Bahçeli, 'Çağrı yapsın, örgütün feshedileceğine, savaşın durdurulacağına dair çağrı yapsın' demişti. 'Çağrı yapsın, o zaman umut hakkı da devreye girer' diye ilave etmişti. Önder Apo çağrı yaptı. Hem örgütün kendi kendini feshetmesi doğrultusunda hem de silahlı mücadelenin durdurulması doğrultusunda çağrıda bulundu. Fakat bunun için kongrenin toplanması ve kendisinin bu kongreyi yönlendirmesi gerektiğini söyledi. Evet, bu konular İmralı'da tartışılmış, değerlendirilmiş konulardır. Besê ve Abbas arkadaşlar da buna dikkat çektiler. Bir hafta, on gün içinde Önder Apo'nun koşulları değişecekti çağrıyla beraber. Ama hiçbir adım atılmadı. O zaman, neye inanacağız? Çağrı yapılsın, umut hakkı devreye girecek, denildi. Çağrı yapıldı, umut hakkı devreye girmedi. İmralı'daki koşullar değişecek denildi, değişmedi. Önder Apo özgür ve rahat çalışma koşullarına kavuşacak denildi; bu da olmadı."
'HEYETLER GİTMİYOR, OYALAMA GİBİ GÖRÜNÜYOR'
Kürt sorununun basit bir mesele olmadığını vurgulayan Karasu, "Kendileri 50 yıldır Türk devletine sorun oluyor diyorlar. Demirel de 'Bin yıllık en büyük isyan' diyordu. E böyle mi yaklaşacaklar? Yani öyle dar, basit, sıradan parti çıkarlarıyla yaklaşılacak bir durum değil. Bu nedenle biz de bekliyorduk, önderlik de bekliyordu. Adımlar atılmasını bekliyorduk, görüşmelerin sürmesini bekliyorduk. Ne oldu? Heyetler gitmiyor. Bu da aslında bir oyalama, bekletme gibi görünüyor" dedi.
'SÖZLER YERİNE GETİRİLMEZSE BİZ DE BÖYLE BEKLEYEMEYİZ'
Ortada verilen sözler olduğunu söyleyen Karasu, şöyle devam etti: "Hem Bahçeli'nin sözü hem İmralı'daki çeşitli sözler var. Bunlar yerine getirilmiyor. Bu durumda ne olacak? Biz yine soğukkanlı davranıyoruz. Önderlik de soğukkanlı, sabırlı yaklaşıyor. Ama bir sınır var. Bir halkın partisine, önderine, örgütüne böyle yaklaşmak olmaz. Bu gayri ciddi bir tutumdur. Hiçbir sözün değeri kalmıyor. Kendileri 'Hızlansın' diyor, 'Hızlı sonuç alalım' diyorlardı. Hani nerede? Bu bakımdan cidden kuşku verici bir durumdur. Biz de başından beri Türk devletinin yaklaşımına dair kuşkularımız olduğunu söylemiştik. Adım atılmaması bu kuşkuları daha da artırmıştır. Evet, belki biraz daha beklenir, sürece bakılır. Ama eğer yine adım atılmaz, verilen sözler yerine getirilmezse, biz de böyle bekleyemeyiz. Hareketimiz de bekleyemez. O zaman farklı değerlendireceğiz. Bu yaklaşımın ne anlama geldiğini daha açık ve net ortaya koyacağız."
'KONGRE TOPLANABİLMESİ İÇİN GÜVENLİ KOŞULLAR SAĞLANMALI'
Kongrenin toplanabilmesi için güvenli koşulların sağlanması gerektiğini ifade eden Karasu, "Yani saldırıların durması gerekiyor. İkincisi, önder Apo'nun da kongreye katılması, yönlendirmesi lazım. Hiçbir parti, kongresi olmadan feshedilmez. Kongre yapılacak. Parti tüzüğünde 'feshi şu kişi yapar' diye bir şey yok. Ancak kongrenin kararı fesih olabilir. Kongre kararı olmadan 'Ben feshettim' desem de PKK üyeleri kongre yapmazsa parti devam eder. Çünkü bir kongre kararı yok. Onun için kongre şart. Güvenli de olmalı. Bunun da ateşkes ortamında olması gerek. Savaş tüm hızıyla sürerken, saldırılar devam ederken nasıl kongre olacak? Olmaz" dedi.
'DEVLETİN ADIM ATMAYIŞI KUŞKUYU ARTIRIYOR'
Halkın Öcalan'a güvendiğini söyleyen Karasu, "Bu sürecin önder Apo tarafından yönetilmesine dair bir kuşkusu yok halkın. Önder Apo'nun halkın çıkarları doğrultusunda bir şey yaptığını, bu harekete de güvendiğini biliyor. Bu anlamda halkta sorun yok. Güveniyor. Nitekim Newroz'da halk, çağrıyı tüm gücüyle sahiplendi. Fakat Türk devletinin, AKP-MHP iktidarının hiçbir adım atmayışı, dostlarda ve halk içinde kuşkuyu artırıyor. Biz de zaten biliyoruz: Türk devleti söz konusu olduğunda temkinliyiz. Hep temkinliyiz. Süreci ilerletmek isteriz ama temkinliyiz. Temkinliliği de asla bırakmayız. Fakat temkinli olmak, 'hiçbir şey yapmamak, bir süreci ilerletmemek, başarıya götürmemek' anlamına gelmemeli. Öyle ele almak lazım" ifadelerini kullandı.