23 Eylül 2024 Pazartesi

DEM Parti: Rojava'ya yönelik saldırılara son verin

Türk devletinin Rojava'daki sivil altyapıyı hedef alan saldırılarının bir savaş suçu olduğunu belirten DEM Parti, "Ulusal ve uluslararası demokratik kamuoyunu, tüm savaş karşıtlarını harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu savaşı, acıları ve ölümleri birlikte durdurabiliriz" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Türk devletinin Rojava'ya dönük saldırılarına ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.

AKP-MHP iktidarının her gün ve her alanda savaş politikalarını derinleştirerek ve sınır tanımadan sürdürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, "Savaşta ısrar eden bu siyaset masum sivil halkların yaşamına kast ediyor, savaş suçu işliyor. Son iki günde Kuzey ve Doğu Suriye halkları yeniden savaş uçakları tarafından hedef alındı, sivil yerleşim yerleri bombalandı" denildi.

23 Aralık gece saatlerinde Dêrik, Qamişlo ve Tirbespiyê kentlerindeki petrol rafineleri ve buğday ambarları başta olmak üzere bölge alt yapısına yönelik ağır bir bombardıman gerçekleştirildiği kaydedilen açıklamada, saldırılarda Hesekê'deki elektrik, petrol ve gaz tesislerinin de hedef alındığı belirtildi.

25 Aralık'ta ise Afrîn kırsalı, Qamişlo ve Kobanê kentlerinde yakıt deposu, basım merkezi, çimento fabrikası, petrol kuyusu, buğday ambarı ve iş yerlerinin hava saldırılarının hedefi olduğu kaydedilen açıklamada, saldırılar sonucu çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği, pek çok sivilin de yaralandığı dile getirildi.

'SALDIRILARIN ASIL HEDEFİ KÜRTLERDİR'
Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik sadece bu yıl içerisinde Türk savaş uçakları tarafından 117 hava saldırısı düzenlendiği, 86 kişinin katledildiği ifade edilen açıklama, şöyle devam etti: "Açıktır ki saldırıların asıl hedefi Kürtlerdir, sivil yerleşim yerlerinin ve masum insanların hedef alınması bunun göstergesidir. AKP-MHP iktidarı Birleşmiş Milletler Anlaşması'nın 51'nci Maddesi'ni çarpıtarak Kürtlere yönelik bu sınır tanımayan saldırıları uluslararası topluma meşru gibi gösteriyor. Bu saldırıların sonucunda Efrîn'de yaptığı gibi Kürtlerin yaşadığı bölgelerde savaş suçu niteliğinde bir demografik değişim politikası uyguluyor. Bütün bu saldırılar da Suriye'de siyasi çözüm ve istikrar zeminini tahrip ediyor, savaşın kalıcılaşmasını ve bölgesel düzeyde sürmesine sebep oluyor."

'TÜRKİYE HALKLARI ONURLU, DEMOKRATİK BİR ÇÖZÜMÜ TALEP EDİYOR'
Gerçekleşen son çatışmaların hemen ardından Kürt ve bölge halklarına yönelik bu topyekun saldırıların yaşanan acıları derinleştirmekten öteye gitmeyeceği vurgulanan açıklamada, "Türkiye halkları artık Kürt sorununun hamasi sözlerle, savaş politikalarıyla çözümsüzlüğe itilmesini değil, onurlu, demokratik bir çözümü ve barışı talep ediyor. 40 yıldır acı bir şekilde deneyimlediğimiz gibi savaş ve çatışma Türkiye toplumunun yararına değildir, aksine sadece can kayıplarına neden olmakla kalmamakta, her alanda toplumsal krizleri derinleştirmektedir. İktidarını savaşla sürdürmeye çalışan AKP-MHP iktidarı da çözümsüzlükte ısrarcı olan kendisinden önceki iktidarların akıbetinden kurtulamayacaktır" denildi.

Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik bu pervasız saldırıların bir an önce durdurulması çağrısında bulunulan açıklamada, "Bunun için ulusal ve uluslararası demokratik kamuoyunu, tüm savaş karşıtlarını harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu savaşı, acıları ve ölümleri birlikte durdurabiliriz" ifadeleri kullanıldı.