8 Ekim 2024 Salı

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı: Birleşik mücadeleyle 8 Temmuz mitingine katılalım

İşçi ve emekçilere, halklara yönelik baskıların arttığına dikkat çeken DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı, tüm bu baskılara birleşik mücadeleyle karşı konulabileceğini kaydetti. "Nefes alamıyorum" şiarıyla hareket ettiklerini belirten Sarı, demokrasi ve özgürlüğü bu şekilde getireceklerini vurguladı, mitinge çağrı yaptı. 

Salgın döneminde işçi çıkarmalar yasak olduğu halde çok sayıda işçi,  Kod 29 ve Kod 49 bahane edilerek işten çıkarıldı. İşçi ve emekçiler Covid-19'a yakalanıp ölmek ya da açlık arasındaki ikileme zorlandı.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölgesi bu nedenler başta olmak üzere yaşanan haksızlıklara karşı 8 Temmuz'da İzmir'de düzenlenecek mitingin çağrıcıları içinde yer aldı. 

'İKTİDAR İŞÇİ VE EMEKÇİLER ÜZERİNDE BÜYÜK BİR BASKI OLUŞTURDU'
ETHA'ya konuşan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, "Pandemi insanlar için hiçbir ayrım yapmazken iktidarlar, kapitalist sistem pandeminin tüm sonuçlarını işçi sınıfı üzerine ağır bir yük olarak bıraktı" dedi. İşçilerin adeta ölüme yollandığını belirtti, "Yaklaşık bir buçuk yıldır ve öncesi bu ülkede demokrasi, özgürlük her şey rafa kaldırıldı. Özellikle işçi sınıfı üzerindeki baskı artırıldı" diye konuştu. 

'NEFES ALMAK İÇİN MİTİNGİ DÜZENLİYORUZ'
ABD'de polisin ensesine basarak katlettiği siyah George Floyd'un "nefes alamıyorum" dediğini; LGBTİ Onur Yürüyüşü'nde gazeteci Bülent Kılıç'ın da aynı şekilde işkenceye maruz kaldığını hatırlatan Memiş, "Aynı nefes alamıyorum, İzmir'de Deniz Poyraz'ın öldürülmesi. Katliamdan sonra İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak Bülent Kılıç'ın söylediği 'nefes alamıyorum' sözü şiar olarak önümüze düştü. Çünkü gerçekten nefes alamıyoruz ve nefes almak için demokrasi için 8 Temmuz'da ki mitingi düzenliyoruz" diye konuştu. 

Mitingin çok fazla alt başlığı olduğunu belirten Sarı, şöyle devam etti: "Sadece HDP'ye yönelik saldırı, Deniz Poyraz'ın katledilmesi ya da gazetecilere yönelik baskının, şiddet değil. Pandemide işçilerin bile bile ölüme gönderilmesi, son aylarda yaşanan mafya-medya-siyaset üçgeninde yaşananları gören işçiler olarak, DİSK olarak bu mitinge çağrı yapma kararı aldık. 

'ÖZGÜRLÜĞE VE DEMOKRASİYE İHTİYACIMIZ VAR'
Gerçekten biz işçiler, bu ülkenin alınteri döken ve hiçbir şekilde de yılmadan mücadele veren bir sınıfız. Fakat yeterli değeri alamıyor. Bazen hükümet politikaları, bazen yanlış politikalar işçi sınıfı üzerinde baskı oluşturmakta. Biz bu baskılara karşı o gün alanlarda olacağız. Artık evlerde oturmak yok.  'Artık katliamlar ülkesi olmak istemiyoruz' diyen herkes bu mitinge katılmalı.  'Demokrasi için bir nefes istiyoruz' mitinginde güçlü bir ses çıkararak bu ülkede özgürlüğe ve demokrasiye ihtiyaç olduğunu, ancak böyle nefes alacağımızı ifade etmek için alanda olacağız"

'BU ÜLKEDE İŞSİZLER ORDUSU ÇIĞIRI AÇACAK'
30 Haziran itibarıyla işten atma yasaklarının resmi olarak sona erdiğini hatırlattı, "1 Temmuz itibarıyla işveren çok rahat bir şekilde işten çıkabilecek ve kısa çalışma ödeneğini ödemeyecek" dedi. Sendikalar olarak salgının tüm koşulları ortadan kalkana kadar işten atma yasaklarının devam etmesi ve kısa çalışma ödeneğinin de ödenmesini istediklerini belirtti. "Pandemi sürecinde işten atma yasakları varken bile 376 bin insan Kod 29 ve Kod 46 ile işten atıldı. Yasakta böyleyken önümüzdeki bir buçuk ayda ortalama bir milyon insanın işten atılacağını tahmin ediyoruz. Bu ülkede bir işsizler ordusunun çığır açacak rakama ulaşacağını biliyoruz" dedi.

'BASKIYA KARŞI GELECEK YEGANE GÜÇ BİRLEŞİK MÜCADELEDİR'
Memiş Sarı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün her şey açıldığı için sevinebilir; dükkanlar, işyerleri açıldı, diyebilirsiniz ama pandeminin hiçbir koşulu tamamen ortadan kalkmadığı sürece küçük esnafa, işçilere destek verilmediği sürece işverenin üstüne gelen yük işçilerden çıkacak. 1 Temmuz ve 10 Temmuz arası doğal gaz, elektrik, su gibi temel ihtiyaç argümanlarımıza zam gelecek, yaşamımız, alım gücümüz o kadar düşecek ki; işsizliğe, hayat pahalılığına, yoksulluğa, mafya düzenine, satılmış medyanın kendi halkına yaptığı ihanetlere karşı artık insanların bir yerde yan yana gelip dur demesi gerekiyor. Bunun için bu mitingi tertipledik. Demokrasi bu ülkedeki doğanın talanının, insanların zulmüne, işkenceye, baskıya karşı gelecek yegane güç birleşik mücadeledir. Çağrımız budur."