4 Aralık 2024 Çarşamba

Doğan: Öcalan'ın çağrısına kulak verin

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "Disiplin cezalarıyla, avukat görüş yasaklarıyla bu tecridi sürdürmek yerine sayın Öcalan'ın mesajına kulak verin ve gereklerini yapın" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Ankara'da bulunan genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kayyum rejiminin yıllardır zorla halka dayatıldığını ifade eden Doğan, "2016'dan bu yana devam ettirilen bu rejimin hukuksuzluğunu ve bu hukuksuzluğun kapı açtığı yolsuzluk, usulsüzlük ve rant odaklarını her gün bulunduğumuz her alanda teşhir etmeye çalışıyoruz" dedi. Kayyumlarla halk iradesinin gasp edildiğini vurgulayan Doğan, "Esenyurt'ta kayyum atandıktan sonra hiç bu taraflara uzanmayacağını düşündüğünüz kayyum uygulamasının, tam da bizim anlattığımız gibi büyüyerek kartopu misali buralara kadar ulaştığını gördük" ifadelerini kullandı.

Tüm muhalefetin kayyum uygulamasının Anayasa'ya aykırı olduğu konusunda mutabık olduğunu belirten Doğan, "Bu mutabakat üzerine Meclis'te bir kanun teklifi verildi. Şimdi yapılacak olan şey nedir? Tüm muhalefet partilerinin mutabakatla verdiği bu düzenlemeye dair teklifin bir an evvel Meclis'ten geçirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır" dedi.

'ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ'NE KATILMAK SUÇ DEĞİLDİR'
Yerine kayyum atanan Hakkari Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış'a "Özgürlük Yürüyüşü"ne katıldığı gerekçesiyle ceza verilmesine tepki gösteren Doğan, "Barışa bir ihtimal, bir şans, bir fırsat daha tanınsın diye yürüdük. Tecridin kaldırılmasını talep ederek işte bu kapıları zorlamak için yürüdük. Kürt sorununun çözümüne dair talebin toplumsallaşması için yürüdük. Özgürlük Yürüyüşünden nasıl suç üretebilirsiniz" dedi. İddianamede "Özgürlük Yürüyüşü" ve İmralı tecridine "sözde" denmesine itiraz eden Doğan, "Sözde falan değil. Tecrit var ve yıllardır devam ediyor. 1999'dan bu yana sistematik bir biçimde tecrit politikasıyla yönetiliyor bu ülke, yalnızca İmralı Ada Hapishanesi değil. Bu ülke tecrit rejimi nedeniyle kaybediyor" ifadelerini kullandı.

Adalet Bakanlığı verilerine göre 2016'dan 2021'e kadar Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında 1 milyon 768 bin 530 kişiye işlem yapıldığını, bugün bu sayının 2 milyonu geçtiğini belirten Doğan, "Her 100 kişiden 5'i, bu politikaları sürdürmek isteyen kişilere göre suçlu" dedi. Özgürlük Yürüyüşü'ne katılmanın suç olmadığını dile getiren Doğan, bunun kayyum atamasının gerekçesi de yapılamayacağının altını çizdi.

'ÖCALAN'IN MESAJINA KULAK VERİN'
Kürt sorununda yüz yıl boyunca çözümsüzlükte ısrar edildiğini ifade eden Doğan, şöyle devam etti: "Demokratik zeminde çözülmesi için adımlar atılabilecek böylesi tarihsel kavşakta, tarihi bir fırsat yakalanabilecekken, yeniden bazı tartışmalar başlamışken, kamuoyunda bir beklenti oluşmuşken kayyumla bunu kesmeye çalışanlar var. Bu tarihi fırsatı kesmeye çalışarak değil yakalamaya çalışarak, bir çaba göstererek bize ve bu beklentilere bir yanıt vermeliler. DEM Parti olarak bir kez daha sesleniyoruz: Hem dünyadaki gelişmeler hem Ortadoğu'daki gelişmeler hem de siyasi şartlar Kürt meselesinin çözümünü dayatıyor ve bunun için uygun bir zemin var. Günlük hamasetle bunu geçiştirmeye çalışanlar, yüzlerini buruşturup bu gündemi görmezden gelmek isteyenler ve yıllardır bunu sürdürenler, gelin bunu yapmak yerine bu tarihsel anı birlikte yakalayalım."

Savaşın bu ülkeye hiçbir şey kazandırmadığının altını çizen Doğan, barış ihtimalini doğurmanın en önemli yolunun PKK lideri Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması olduğunu kaydetti. "Çağrımızı yeniliyoruz. Biz olduğumuz yerdeyiz. Disiplin cezalarıyla, avukat görüş yasaklarıyla bu tecridi sürdürmek yerine sayın Öcalan'ın mesajına kulak verin ve gereklerini yapın. Görüş yasaklarını sürdürerek değil, bu yasakları kaldırıp umudu büyüterek yanıt verin" diyen Doğan, adalet, özgürlük, eşitlik, demokrasi ve barış istediklerinin altını çizdi.

'ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ'
Bugüne kadar bütün kazanımlarını mücadeleyle elde ettiklerinin altını çizen Doğan, "Başından beri DEM Parti olarak savaşın sonlandırılması, Kürt sorununun demokratik çözümü ve ülke halklarının ihtiyacı ve özlemi olan toplumsal barışın hakiki bir biçimde, hepimizin içine sinecek sahicilikte tesis edilebilmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Her zaman bunu söyledik ve bunun mücadelesini verdik" ifadelerini kullandı.

Siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleriyle diyaloğu önemsediklerini ve görüşmelerini sürdüreceklerini kaydeden Doğan, "Bu ziyaretlerden edinilen izlenimler zaten basına açıklanıyor ama tekrar özetlemek gerekirse, toplumun geniş kesimlerinde kayyumlara karşı bir duruş olduğu ve halkların iradesine darbe vurulmasına toplumun onay vermediği bir kez daha ortaya çıkmış oldu" dedi.

'HALK TOPLANTILARIMIZ DEVAM EDİYOR'
Halk toplantılarının devam ettiğini belirten Doğan, "Şu ana kadar 8 yerde 42 ilin katılımıyla bölge toplantısı yaptık. 42 ilimiz ve ilçeleriyle, o ilin demokratik kitle örgütleriyle bir araya geldik. 3 toplantı daha yapıldığında da toplam 57 ilde toplanmış olacağız. Dünkü MYK'mızın en önemli başlıklarından biri buydu. Bu toplantıların genel gündemlerini merak edenler için de şu şekilde bir bilgi vereyim. Bu genel gündemler arasında coğrafyamızda yaşananlar, 1 Ekim'den bu yana yaşananlar ve bu politik gelişmelere karşı partimizin yaklaşımı var. Ayrıca kayyum darbesine ve diğer antidemokratik uygulamalara karşı daha güçlü bir şekilde neler yapılabileceğine dair birlikte düşünmek" ifadelerini kullandı.

'DİK DURUŞUN SÜRECEĞİNİ GÖSTEREN TÜM HALKLARA TEŞEKKÜR EDERİZ'
Günlerdir her şeye rağmen gece gündüz demeden sokakta, alanda, meydanda, salonda kendi oylarına sahip çıkan; bunun için güçlü bir şekilde itirazını yükselten herkesi selamlayan Doğan, şu ifadeleri kullandı: "Esenyurt'tan Hakkari'ye kadar bu yürüyüşün, bu dalganın, antidemokratik uygulamalara karşı bu dik duruşun sürdürüleceğine ilişkin de ayrıca bize çok güçlü emareler gösteren, Batman'daki mitingle bunu bir kez daha gösteren tüm halklara teşekkür ederiz. En başta söylediğim konuyla bitirmek isterim. Özgürlük Yürüyüşü suç değildir ve bizim bu konudaki yürüyüşümüz devam edecek. MYK'mızın da önemli gündem maddelerinden biri buydu. Tecrit kırılmadan bu ülkede toplumsal barışın tesis edilemeyeceğini yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. Bu anlatıdan da vazgeçmeyeceğiz. Bu sözü gerçekleştirebilmek için eylem yapmaktan da yürümekten de açıklama yapmaktan da vazgeçmeyeceğiz."