Dünya Engelliler Günü: Eşit yurttaşlığı temel alan politikalar üretilmeli
DEM Parti, İHD ve Eğitim Sen'in 2 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle yaptığı açıklamalarda, engellilerin maruz kaldığı ayrımcılıklara dikkat çekilerek, tüm engelliler için eşit yurttaşlığı temel alan politikalar üretilmesi gerektiği vurgulandı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 32 yıl önce 2 Aralık'ı Dünya Engelliler Günü ilan etmesi sebebiyle çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve sendika açıklamalarda bulundu.
DEM PARTİ: SAĞLAMCILIK NEDENİYLE ENGELLİLERİN HAKLARI İHLAL EDİLİYOR
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Engelliler Komisyonu Eş Sözcüsü Hatice Betül Çelebi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nün, engelli haklarının tanınması, uygulanması ve engelliler için eşit yurttaşlık imkanlarının tartışılması amacıyla önemli olduğunu belirtti.
2007 yılında Türkiye'nin de imzaladığı BM Engelli Haklarına İlişkin Sözleşme'nin gereği olan engelliler için erişilebilirlik, özerklik ve bağımsızlığın, toplumsal yaşama tam ve etkin katılımın, fırsat eşitliğinin hayata geçirilemediğini vurgulayan Çelebi, "Engelliliğin salt tıbbi, fiziksel ve doğal bir konu olmadığı; iş kazaları, trafik kazaları, ev içi şiddet, devam eden çatışma ve savaşlar, yetersiz beslenme, akraba evliliği ve gebelik-doğum süreçlerinde yeterli tıbbi desteğin sunulmaması gibi nedenlerle engelliliğin yeniden üretildiği görülmelidir. Geleneksel toplumsal yaklaşımın, önyargıların ve alışkanlıkların engelli sorunlarını ağırlaştırdığı görülmelidir" ifadelerini kullandı.
"Sağlamcılık ideolojisi nedeniyle Türkiye'deki nüfusun 10 milyondan fazlasını oluşturan engelli yurttaşların erişilebilirlik, ulaşım, istihdam, eğitim, sağlık, siyasal ve sosyal katılım hakları sistematik bir ihlal ve ayrımcılık rejimi altındadır" diyen Çelebi, şu uygulamaların hayata geçirilmesini talep etti:
🔹"Türkiye'de engelli nüfusun yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, eğitim, medeni durum, il ve engel gruplarına göre güncel verileri tespit edilmeli ve her engel grubunun ihtiyaçları veri esaslı olarak kamusal bir hizmet kapsamında planlanmalıdır.
🔹Nüfusun içinde yüzde 12'den fazla olan engellilerin genel ve yerel bütçelerdeki payı bu oranda olmalıdır.
🔹20 yıldır ertelenen/ötelenen erişilebilirlik mevzuatı; binalar, yollar, kaldırımlar, geçitler, otopark ve parklar, asansörler, yemekhaneler, kurum internet siteleri, e-devlet uygulamaları, mevzuat ve tüm çalışma ortamlarında uygulanmalıdır.
🔹Engelli istihdam kotası yüzde 10'a yükseltilerek bu oran tüm işyerlerinde uygulanmalıdır.
🔹Başta belediyeler ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı personeli olmak üzere, tüm kamu emekçilerine yönelik engelli hakları farkındalığı eğitimleri düzenlenmelidir.
🔹Tüm bakanlıkların taşra teşkilatlarında, belediyelerde ve üniversitelerde kadrolu işaret dili tercümanı istihdam edilmelidir. Braille alfabesiyle hazırlanan materyallerin ve işaret dili kullanımının yaygınlaşması ve işaret dili tercümanlarının iş ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacıyla kapsamlı bir program uygulanmalıdır.
🔹Kişi geliri asgari ücretin altında kalan tüm engellilere temel yurttaşlık geliri desteği sunulmalı ve bu miktar asgari ücretin altında kalmamalıdır. Engelli ödenekleri enflasyona karşı korunmalıdır.
🔹Engelli emekçilerin işyerinde maruz kaldığı sağlamcılık ve mobbing pratikleri cezai yaptırıma tabi tutulmalıdır. İnsan onuruna yakışır iş ve yaşam koşulları sağlanmalıdır.
🔹Engellilerin medyada, siyasette ve ekonomik yaşamda temsili için teşvik edici mekanizmalar kurulmalı, engellilere yönelik ayrımcı söylemin yeniden üretilmesine karşı tedbirler alınmalıdır.
🔹Sık sık yaşanan kur şokları nedeniyle çoğu ithal olan ilaç, tıbbi cihaz ve medikal araçlara erişimde güçlük yaşayan tüm engelliler desteklenmelidir.
🔹SMA, Serepral Palsi, SSPE ve Down Sendromu olan kişilerin, nadir hastalığı olanların ve ailelerinin gerekli sosyo-psikolojik ve ekonomik destekten yoksun olmaması için 'erdemli bir kamu hizmeti' sunulmalıdır.
🔹Rehabilitasyon ve özel bakım merkezlerinin fiziksel altyapı yetersizlikleri sunulan hizmeti olumsuz etkilemekte, bu yerlerde çalışan kişilerin güvencesiz olması kalıcı sorunlara yol açmaktadır. Güvencesiz çalışma sonlandırılmalı ve bu hizmetler kamucu bir yaklaşımla verilmelidir. Buralarda engellilere yönelik onur kırıcı işkence ve eziyet pratikleri önleyici bir yaklaşımla denetlenmeli ve bu yöndeki iddialar ivedilikle soruşturulmalıdır.
🔹Otistikler başta olmak üzere genel olarak engellilere yönelik dışlayıcı söylem ve pratiklerin yaptırımsız kaldığı, engellilere yönelik şiddetin cezasız kaldığı bilinmelidir. Bu cezasızlık politikası durdurulmalı ve otistikler başta olmak üzere engellilere yönelik eğitim için geleneksel tutum ve yaklaşımlardan vazgeçilmelidir. Bu konuda alternatif iletişim ve eğitim yöntemleri için gerekli kamusal girişimler başlatılmalıdır.
🔹Devam eden çatışma ve savaşların, depremlerin ve benzeri kitlesel yıkımların sosyal yapıya olumsuz etkilerinin engellilerin sorunlarını derinleştirdiği gerçeğiyle yüzleşilmeli, bu süreçlerde engelli kalan nüfusa yönelik kapsamlı destekleme programları başlatılmalıdır."
İHD: ENGELLİ TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILMALI
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin de taraf olduğu BM sözleşmesinde engellilere dönük ayrımcılığın yasaklandığı kaydedildi.
"Türkiye'de engelli bireylerin üretkenliklerinin, toplum için potansiyel katkılarının yok sayılması, ekonomik ve sosyal olarak 'bağımlı, bakıma muhtaç' olarak değerlendirilmesi ve devlet bütçesine yük olarak görülmesi, eğitimden istihdama, sağlıktan, sosyal yaşama kadar onların toplumsal hayata katılmasını engellemektedir. Önyargıların yanında, kamu idaresinin ve yerel yönetimlerin pratikte engelli bireylerin temel insan hakları başta olmak üzere, eşit yurttaşlar olarak yaşamın her alanında bütünüyle etkin şekilde var olmalarına olanak sağlayacak politikalar üretmemesi onları toplumdan izole bir hayata mahkum etmektedir" denilen açıklamada, tüm engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda, toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğu ve devletin bunu sağlamakla sorumlu olduğu vurgulandı.
Hapishanelerin de engelliler için işkenceye dönüştüğü vurgulanan açıklamada, "Cezaevindeki engelli mahpuslar, özel ihtiyaçlarının karşılanmaması nedeniyle eşitsizlikle karşı karşıya kalıyor. Kentler gibi cezaevleri de engelli mahpusların desteksiz temel, özel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri şekilde düzenlenmemiştir. İnsan hakları savunucuları olarak tek başına yaşamını sürdüremeyecek durumda olan engelli mahpusların derhal tahliye edilmesi çağrısında bulunuyoruz" ifadeleri kullanıldı.
EĞİTİM SEN: ÖZEL EĞİTİME YETERLİ KAYNAK SAĞLANMALI
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Engelliler, ülkemizde ayrımcılık ve engellemelerle, her geçen gün başkaları ile eşit temelde toplumda yer almalarına engel olan sorunlarla karşı karşıyadır. Eğitim sistemine dâhil olma, toplulukta yaşama, özgürce hareket etme, spor ve kültürel faaliyetlere katılma gibi herkesin eşit haklara sahip olması gereken konularla ilgili ciddi sorunlar yaşamaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Engellilerin eğitimi için gerekli, özel eğitime uygun nitelikte okul ve kurumların sayısının yetersizliğine, okul binalarının, dersliklerin, materyallerin erişilebilir olmamasına dikkat çekilen açıklamada, "Türkiye'de engellilerin önemli bir bölümü kendi başına ihtiyaçlarını giderememekte, aile bireylerine bağlı ve bakıma muhtaç şekilde yaşamını sürdürmektedir. Türkiye'de okul çağında olup da özel eğitim alamayan çocuk sayısı hâlâ çok yüksektir" denildi.
Açıklamada, talepler şöyle sıralandı:
🔹"Özel eğitime bütçeden yeterli kaynak sağlanmalı, devlete ait özel eğitim kurumları ve okullarının sayısı artırılmalıdır.
🔹Eğitimde en fazla ücretli öğretmen istihdam edilen alanlardan birisi olan özel eğitim alanında geçici istihdam biçimlerine son verilmeli, ihtiyaç kadar kadrolu öğretmen istihdam edilmelidir.
🔹Engellilerle ilgili her türlü eğitim, yardım ve diğer etkinlikler kamu eliyle ve kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılmalıdır. Gerek eğitim merkezleri ve eğitim programları, gerek engelli sayısı ve engellilerin eğitiminde görev alacak deneyimli kadro oluşturulmasına dair politikaların oluşturulması ve uygulanması gerekmektedir.
🔹Engellilerin her türlü kamusal hakkından eşit şekilde yararlanması için gerekli olan düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.
🔹Engelli bireyler engel tanısı konduktan sonra yaşam boyu özel eğitim sürecine dâhil edilmelidir. Eğitimlerine özel eğitim sınıflarında bu eğitimi veren öğretmenler ile devamı etmeleri sağlanmalıdır. Özel eğitim sınıflarında da grup eğitiminin yanında bireysel eğitim verilebilmelidir.
🔹Engellilerin eğitimi ile ilgili olarak tam donanımlı okul ve sınıflar kurmalı, bu alanda uzman personel çalıştırmalı, tüm bölgelere ve yurttaşlara eşit ve dengeli bir hizmet olarak sunulmalıdır.
🔹Özel eğitime muhtaç çocuklar için yeterli sayıda öğretmen, rehberlik uzmanı, psikolojik danışman ve yardımcı hizmet personeli kadrosu açılmalı, bu personel her yıl hizmet içi eğitimden geçirilmelidir.
🔹Yollar, binalar, toplumsal yaşam alanları engellilerin ihtiyaçlarına uygun bir düzenlemeye kavuşturulmalı, toplum engellilere nasıl davranacağı ile ilgili bilinçlendirilmelidir.
🔹Çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına bağlı olarak çalışanların ve sosyal güvenceden yoksun olan ailelerin çocuklarının kullandıkları bütün cihazlar devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanmalıdır.
🔹Engelli çocukların sosyal aktivitelerini geliştirecek etkinliklere öncelik verilmelidir.
🔹Engellilere yönelik olarak hiçbir koşul aranmaksızın yeni istihdam alanları açılmalı, yasal olarak engelli çalıştırmak zorunluluğu bulunan iş yerlerinin denetimleri yapılarak, kurallara uymayanlar hakkında gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır."