14 Nisan 2025 Pazartesi

Ekoloji örgütleri Karbon Zirvesi'ni protestoya çağırdı 

İstanbul'da düzenlenecek olan X. İstanbul Karbon Zirvesi'nin amacının iklim krizini durdurmak değil karbon salımına ve satımına devam etmek olduğunu kaydeden ekoloji örgütleri, zirvenin sponsorlarının krizi fırsata çeviren şirketler olduğunun altını çizdi. Karbon ticareti saçmalığına izin verilmeyeceğinin altı çizilen açıklamada, "Burada olmaya da, Akkuyu'da, Akbelen'de, Gazze'de, Bekirli'de, Nijer Deltasında, Meksika'da ve dünyanın her köşesinde insanların, balıkların, karıncaların canına kast eden bu tüccarları boykot etmeye de devam edeceğiz. Bizi dinleyen herkesi bu Zirveyi de, sponsorlarını da boykot etmeye davet ediyoruz" çağrısı yapıldı. 
 

İklim kaosunu büyütenler, dünya halklarının düşmanları X. İstanbul Karbon Zirvesi'nde buluşuyor. Esasen bir ticaret kanunu olun İklim Kanunu'nun Meclis'te görüşüldüğü günlerde, 14-15 Nisan 2025 tarihlerinde İstanbul'da yapılacak zirvenin tesadüf olmadığının altını çizen ekoloji örgütleri, zirveyi ve sponsorları boykot etmeye çağırdı. 

Polen Ekoloji Kolektifi, İklim Adaleti Koalisyonu, Doğanın Çocukları, Filistin için Bin Genç, Ekoloji-Politik'in ortak kaleme aldığı çağrıda, İklim Kanununun bir "karbon ticaret kanunu" olduğunun defalarca dile getirildiğini hatırlatıldı, "Nitekim, bu  zirvede de belli ki, krize neden olanlar bu iklim kanunu ile kendilerine açılan yeni kar alanını kutlayacaklar" denildi. 

'NİYETİNİZ KARBON SALMAYA VE SATMAYA DEVAM ETMEK'
Açıklama, şöyle devam etti: "Zirvenin adına bakılırsa, iklim krizinde bazı fırsatlar gizliymiş. Fırsat ne? Bunun halkın ve doğanın sağlığı ile bir alakası var mı? Biz söyleyelim, yok. İklim krizinde gizli fırsatlar, karbon ticareti gibi ayak oyunlarıyla finans kuruluşları ve ana kirleticilerin kol kola verip kirletirken kazanmalarından ibarettir. Karbon ticareti ile şirketler, emisyon azaltımı yerine, emisyon hakkı satın alıp sistemlerini devam ettiriyorlar. Ya da çeşitli 'hayalet projelerle' güya ürettikleri sera gazını sıfırlamak için, üç-beş yıl bile ayakta kalmayacak bir ağaçlandırma projesi yapıveriyorlar. Çimento fabrikasının yanı başına bir atık yakma tesisi kurunca çevre suçlarından arınıveriyorlar. Karbon emisyonlarını düşük gösterip, kalan kotalarını başka şirketlere satarak para kazanıyorlar. Üstelik bu şirketler karbon emisyonlarını kendileri hesaplıyor. Hiçbir şeffaflık, hiçbir denetim yok. Şimdi bize diyorlar ki, karbon ticareti ile karbon emisyonlarını düşüreceğiz. Hayır, düşürmeyeceksiniz, niyetiniz bu değil. Niyetiniz karbon salmaya ve satmaya devam etmek.

'İHTİYACIMIZ OLAN İKLİM KRİZİNİN DURDURULMASI'
"Fosil yakıt ve kömür kullanımından kaynaklı karbondioksit ve metan gibi sera gazlarının atmosfere salınması, içinde yaşadığımız iklim krizinin birinci nedeni. Kuraklıklar, orman yangınları, seller, fırtınalar gibi doğal sanılan olayların öncelikli sorumlusu. Suya erişimin, gıdaya erişimin kısıtlanmasının en temel nedeni. İklim krizi, insanlarda solunum yolu hastalıkları, astım, KOAH ve kanser gibi hastalıklarını artırır, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına neden olur, tropikal hastalıkların (deng humması, sıtma) yayılımı artar. Üstelik bu krizden en çok etkilenenler her zaman en az kirletenler olur. Bizim ihtiyacımız olan, krizin durdurulması. Bu krizin ana sorumlularının hükümetlerle işbirliği içinde karbon ticareti kanunları yaparak, bugün Karbon Zirvesinde finans kuruluşlarıyla işbirliği içinde suçlarının etrafından dolanacak yeni yollar bulmasına izin vermeyeceğiz. Biliyoruz ki, bu zirveler, iklim kaosunu büyütenlerin halklara nanik yapmasından ibaret. 

'KRİZİ FIRSATA ÇEVİREN ŞİRKETLER, ONU YARATANLARDIR'
"İklim krizini fırsata çevirmek için burada bulunan şirketleri de tanıyoruz: Zirvenin öncü sponsoru İGDAŞ, Akbelen'deki orman katliamının sorumlusu olmakla kalmıyor; Gazze soykırımı sırasında İsrail'e çelik satmaya devam ediyor. Platin sponsor Rosatom için, şu anda Akkuyu'daki nükleer santrali dolayısıyla insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuru yapıldı; işçileri çalışma kampında gibi, kölelik koşullarında çalıştırdığını da bilmediğimiz sanılmasın. Altın sponsor Shell'in Meksika körfezini kirlettiği, 50 yıl boyunca yarattığı petrol sızıntısıyla Nijer Deltasında hayat bırakmadığı yetmiyormuş gibi, dünya genelinde en fazla emisyon üreten dokuzuncu şirket olduğunu biliyoruz. Prestij sponsoru Zorlu'yu da Bozdoğan'da zeytinliklerimize kast etmesinden tanıyoruz. 

'ÜNİVERSİTELER HALKINDIR ÖYLE KALACAK'
"İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü bu zirveye ev sahipliği yaparak, üniversitelerin bilimsel bilgi üretme yerleri olduğuna ve şirketlerden bağımsız, etik bir pozisyonu olduğuna dair zaten gitgide kaybolmakta olan inancımızı iyice sarstı. Oysa hiçbir üniversite, şirketlerin halkı kandırmasına vesile olmamalıdır. Ama bizler eminiz ki, İTÜ de rektöründen ibaret değildir. Hatta bizim gözümüzde üniversite; çalışanları, öğrencileri, öğretim üyeleri ve mezunlarının toplamıdır, atanmış rektör ancak küçük bir parantez açar, onu da üniversite bileşenleri gerektiği gibi kapatır. 

'ZİRVEYİ DE KATILANLARI DA TANIMIYORUZ'
"Özcesi şudur. Bizler bu zirveyi, bu zirveye katılanları, bu zirveyi himaye edenleri tanımıyoruz. Halkın ve doğanın yararına bir iklim kanunu için mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Karbon ticareti saçmalığına izin vermeyeceğiz. Karbondioksit ve metan gazı alıp satanlara karşı, bu gazların üretilmesinin azaltılması için buradayız. Burada olmaya da, Akkuyu'da, Akbelen'de, Gazze'de, Bekirli'de, Nijer Deltasında, Meksika'da ve dünyanın her köşesinde insanların, balıkların, karıncaların canına kast eden bu tüccarları boykot etmeye de devam edeceğiz. Bizi dinleyen herkesi bu Zirveyi de, sponsorlarını da boykot etmeye davet ediyoruz."

AYAZAĞA'DA EYLEM ÇAĞRISI
Karbon Zirvesi'ni protesto etmek için 14 Nisan Pazartesi 08.30'da İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Arı kapı girişi önünde çok sayıda kişi bir araya gelecek.