23 Eylül 2024 Pazartesi

Evîn Cuma: İşgal bölgelerinde insan hakları ihlalleri artıyor

Cizre Bölgesi İnsan Hakları Derneği yöneticilerinden Evîn Cuma, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Türk devleti ve Suriye rejiminin saldırılarını ve hak ihlallerini değerlendirdi. Askeri güçlerin yanı sıra, sivil halkın, gazetecilerin, kadınların, çocukların hedef alındığını, göç yollarında ölüme terk edildiğini, gözaltı merkezleri ve hapishanelerde işkenceye maruz kaldığını aktaran Evîn Cuma, özellikle işgal bölgelerinin demografik yapısının değiştiğine dikkat çekti.

İşgalci Türk devletinin Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları sürüyor. Sömürgeci Türk devleti 2023 yılında Rojava devrim topraklarında devrimin öncü güçleri başta olmak üzere halka yönelik çok sayıda katliam gerçekleştirdi. 2023 yılı Kasım ayında Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik kapsamlı bir hava saldırısı düzenlendi. Bu saldırıda halka elektrik sağlayan istasyonlar, ısınma ve elektrik için kullanılan mazot depoları, buğday ambarları, hastaneler, okullar ve yaşam alanlarının büyük bir kısmı kullanılamaz hale getirildi.

Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde yaşanan insan hakları ihlalleri ise ileri boyutlarda. 2018 yılında Efrîn'in, 2019 yılında ise Serêkaniyê ve Girê Spî'nin işgal edilmesinin ardından bu bölgelerde insan kaçırma, tecavüz, gözaltı merkezleri ve hapishanelerde işkenceler, mülk gaspları yaşandı. Türk dili eğitimde ve günlük yaşamda zorunlu hale getirilerek Kürt halkına asimilasyon dayatıldı. Ağaç kesimi, ormanların yakılmasıyla doğa tahrip edildi, kesilen ağaçlar rant amaçlı satıldı. Tarihi bölgeler talan edildi. Kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel saldırılar artarak sürdü. Türk devleti kendisine bağlı çete gruplarını işgal bölgelerine yerleştirdi. İlhaka zemin hazırladı.

10 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla, Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşananları Cizre Bölgesi İnsan Hakları Derneği yöneticilerinden Evîn Cuma ile konuştuk. Suriye'de iç savaş başladığı günden bu yana insan hakları ihlallerinin her yıl arttığını, bölgedeki askeri saldırıların sürdüğünü söyleyen Evîn Cuma, "İnsan hakları ihlalleri, gözaltı, işkence olarak sürdü. İnsanların toplumsal hakları da sürekli ihlal edilmekte. Savaş koşullarında savaş hastalıkları açığa çıkıyor. Özellikle göçler olduğunda insan haklarının ihlali daha çok oluyor. Kadınlar ve çocuklar da her türlü ihlalle karşılaşıyor" dedi.

SALDIRILARDA HALK HEDEF ALINIYOR
Bir milyon insanın kamplarda yaşadığını söyleyen Evîn Cuma, Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê, Til Temir ve Ayn İsa'nın cephe hattındaki köylerden bir milyon insanın kamplara dağıldığı, bölgenin kuşatma altında olduğu bilgisini verdi. Bölgeye yardım ulaşmasının zor olduğunu aktaran Evîn Cuma, "Bölgeye sağlık hizmetleri ulaşamıyor. Ekonomik kriz yaşandığı için her şey pahalı durumda. Bu kapsamdaki yardımlar da ulaşmıyor. Halk bu konularda zorluk çekiyor" diye belirtti.

Bölgeye yönelik saldırılarda askeri güçlerle birlikte halkın da hedef alındığını belirten Evîn Cuma, "Türk devletinin askeri operasyonları, son iki yıldır da SİHA'larla saldırıları çoğaldı. Aralarında kadın ve çocuklarında olduğu birçok insan hayatını kaybetti. Birçok insan yaralandı, gazi oldu. Bedenlerinin bir parçasını kaybettiler. Normal bir şekilde yaşamlarını sürdüremiyorlar" diye ekledi.

'İŞGAL ALTINDA HAK GASPLARI VE CİNAYETLER ARTIYOR'
Jin TV'de çalışan Delîla Egîd'in de bulunduğu aracın hedef alındığını, aracı kullanan gazetecinin hayatını kaybettiğini, Delîla Egîd'in de vücudunun bir parçasını kaybettiğini hatırlatan Evîn Cuma, "Birçok uluslararası sağlık örgütü bu saldırıyı kabul etmediklerini açıkladı. Ama bu yetmez. Bu saldırı karşısında gazetecilerin özgürlüğü ve fikirlerinin korunması için uluslararası mahkeme açılmalı" diye konuştu.

Saldırıların da etkisiyle halkta korku oluştuğunu ve göçlerin çoğaldığını söyleyen Evîn Cuma, "Kurtuluş umuduyla göç eden insanlar göç yollarında öldü. Bu insanlar Türkiye ve Avrupa devletlerinin topraklarına geçmesin diye sınırlarda hedef alındı. Göç de insanları kurtarmıyor. İnsan haklarından bahsedenler orada da kendi çıkarlarını, insan haklarının önünde tutuyor" diye belirtti.

Suriye rejim bölgelerinde, Türk devleti ve çetelerin işgali altındaki bölgelerde insan hakları ihlallerinin artışına dikkat çeken Evîn Cuma, "Suriye rejiminin hakimiyeti olan alanlarda gözaltılar, hapishanelerde suçsuz insanlara yönelik işkenceler yaygınlaştı. Türk devletinin işgal ettiği bölgelerde de ihlaller arttı. Kim topraklarında kalmakta ısrar ediyor ise gözaltına alınıyor. İnsanların mal ve mülklerine el koymak için bölgeden çıkması baskısı kuruluyor. Çıkmayanlardan da parayla yararlanıyor. İnsanlar işkenceyle katlediliyor. Katledilenlerin aralarında kadın ve çocuklar da var. Özellikle Efrîn'de. Toprakların boşaltılması için halka yönelik baskıları çoğaldı" bilgisini verdi.

Efrîn'de demografik yapının değiştirildiğine dikkat çeken Evîn Cuma, şöyle konuştu: "Bölgede çok fazla demografik değişim yaşandı. Sadece Suriyeli göçmenleri Efrîn'e yerleştirmiyorlar. İşgal edilen bölgelere çoğunlukla başka ülkelerden getirilen çete aileleri yerleştirildi. DAİŞ'li olan birçok yabancı çete yerleşti. Buna dair birçok örnek bölgedeki İnsan Hakları Kurumu tarafından paylaşıldı, basında da yayınlandı. Bu hak ihlalleri insanlar her şeyi kabul etsin diye bölgede bir siyaset aracı olarak kullanılıyor."