25 Eylül 2024 Çarşamba

Gazeteci-yazar Akdeniz: AB mültecilere savaş açtı

Gazeteci-yazar Ercüment Akdeniz, AB'nin Yeni Göç ve İltica Planını'nı değerlendirdi, "AB, emperyalist devletler bloku, mültecilere savaş açmış durumda" dedi.  Faşizm ve neofaşizmin göçmen düşmanlığı üzerinden yükseldiğinin altını çizen Akdeniz, "Eğer sol, sosyalist partiler göçmen düşmanlığı ve pazarlığına karşı bir strateji geliştirmezlerse, 2. Enternasyonal partilerinin durumuna düşerler" ifadelerini kullandı.

Gazeteci-yazar Ercüment Akdeniz, 20 Haziran Dünya Mülteciler Gününde AB'nin Yeni Göç ve İltica Planı kapsamında 6-8 Haziran'da Brüksel'deki adalet ve içişleri bakanları toplantısında alınan kararlar ile Türkiye'ye yansımalarına ilişkin Özgür Tv'nin sorularına yanıt verdi.

İyanya Denizindeki mülteci katliamının Van Denizinde yaşanan mülteci katliamını hatırlattığını belirten Akdeniz, "Bu facianın haberini yapmıştım. Reşat Yerzad adında Pakistanlı bir genç kayboldu ve haber alınamadı. Akdeniz'de ise yüzlerce mülteci kayıp. Bu bir insanlık dramı, bir vahşet, bir katliamdır" dedi.
"AB, emperyalist devletler bloku, dünyanın mültecilerine savaş açmış durumda" diyen Akdeniz, AB Yeni Göç ve İltica Planının mültecileri, denizlerde ve karalarda her türlü tacizle yıldırmak ve geri ittirmek için uygulanan bir plan olduğunun altını çizdi.

Planın 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe konmak üzere onaylandığını ancak üye devletler arasındaki itilaflar nedeniyle uygulanamadığını hatırlatan Akdeniz, en son Macron'un önerisi ile planın parça parça uygulanması kararının alındığın hatırlattı.

'CENEVRE SÖZLEŞMESİ DELİK DEŞİK EDİLDİ'
Akdeniz, 8-9 Haziran'da Brüksel'de alınan kararlara ilişkin şunları söyledi: "Cenevre Sözleşmesini delik deşik eden bir karar. Cenevre Sözleşmesine göre, sığınmacı hangi ülkeye ayak basarsa, o ülkede iltica prosedürünü başlatabiliyordu. Ancak alınan son iki karar, Avrupa'nın kara ve deniz sınırlarını iltica prosedürleri alanları haline getiriyor. Adalarda kamplar kuracaklar. Bunu Avustralya modelinden aldılar. İnsanları tutsak edecekler. Yıldıracaklar, bıktıracaklar, parayı verip geri gönderecekler. Bu plan, denizlerde gördüğümüz katliamları daha artıracaktır.

"İkinci karar ise AB içindeki daha yoksul ülkelere sığınmacıları paylaştırmak. Daha önce Türkiye bu işin prototipi yapıldı. Türkiye, AB'nin göçmen deposu. Bunun Türkiye'de işlediğini görünce, Kuzey Afrika'da da uyguladılar. Ancak gördüler ki, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, Avrupa'ya ulaşan mülteciler oluyor. Bu rakam 2023 yılının ilk beş ayında 320 binlere dayandı. Madem kıta Avrupası'na ayak basıyorlar, o zaman bunları Balkan ülkeleri ile Yunanistan ve İtalya gibi geri ülkelere paylaştıralım: Kişi başına da 20 bin euro verelim. Uygulamak istedikleri plan bu."

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun görev devir teslimi sırasında yaptığı "Pakistan'la geri kabul anlaşması üzerine çalışıyoruz" açıklamasını hatırlatan Akdeniz, "İran'da olmazsa, Pakistan'da duvarlar, sınırlar, filtreler sistemi kuracaklar. Emperyalist devletler, duvar sistemini, merkezden geri kalmış ülkelere yayarak göçü frenlemeye çalışıyor. Bu NATO'nun 2030 soğuk savaş konseptiyle de uyumlu" dedi.

'FAŞİZM GÖÇMEN DÜŞMANLIĞI ÜZERİNDEN YÜKSELİYOR'
Faşizm ve neofaşizmin göçmen düşmanlığı üzerinden yükseldiğinin altını çizen Akdeniz, AB Yeni İltica ve Göç Planınının altında sosyal demokratların ve Yeşillerin de imzasının olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Gerekçeleri de aşırı sağı durdurmak. Aslında göçmen düşmanlığı üzerinden ırkçılık, faşizm 'sol, sosyalist kesimlere' de sirayet etmiş durumda.  Asıl tehlike burada."

Akdeniz, göçmenlik ve göç sorununa bakışın demokrat olmanın turnusol kağıdı olduğunu söyledi. AB'nin yeni anlaşmasının ardından AKP iktidarının Geri Kabul Anlaşmasında AB ile olan euro pazarlığını artıracaklarını belirten Akdeniz, "Daha çok para isteyecekler" ifadelerini kullandı. İktidarın Suriye politikasına siyasi destek isteyeceğini söyleyen ve "AB de buna teşne görünüyor" vurgusu yapan Akdeniz, şöyle devam etti: "Ayrıca Suriye'nin kuzeyinde cep bölgeleri var, Türkiye'nin hakimiyetinde olan bölgeler. O bölgeleri Kürt halkının arasını kesecek bir tampon bölge olarak hem örecekler hem de Suriye'nin yeniden şekillenmesinde Esad hükümetinden bir şeyler koparmak adına kullanacaklar. Mevcut hükümet hem siyasi hem de ekonomik olarak bunu bir kazanıma çevirmek istiyor."

Milli İttifakının mülteciler ile ilgili politikasını eleştiren Akdeniz, emek, demokrasi ve özgürlük güçlerinin, devrimci demokratik güçlerin dünyada ve Türkiye'de palazlanan göçmen düşmanlığı ve düşman pazarlığına karşı enternasyonal bir mücadele ve örgütlenme alanın açması gerektiğini belirtti. Bu konuda bir strateji oluşturulması ve "Geri Kabul Anlaşmasını iptal edin, AB kapılarınızı açın" taleplerinin gündeme getirilmesi gerektiğini kaydetti.

'SOSYALİSTLER 2. ENTERNASYONAL PARTİLERİ DURUMUNA DÜŞEBİLİR'
Akdeniz, şu önerilerde bulundu: "Eğer sol sosyalistler bunu yapmazlarsa 2. Enternasyonal partilerinin durumuna düşerler. Ulus devlet sınırları içinde kalıp burjuvaziye yedeklenirlerse, göçmen düşmanlığı faşizmin yükselmesine neden olur. Buradan hortlayan ırkçılık, şovenizm, linç kültürü ve saldırılar dönecek demokrasi ve emek güçlerini vuracak."

AB'nin Yeni İltica ve Göç Planının gelecek planları arasında AB, ajansları ve şirketler eliyle Türkiye'de göçmenleri göçmen emeği olarak eğitme ve mülteci olarak değil vasıflı nitelikli iş gücü olarak göçmen işçi olarak geçici sözleşmelerle Avrupa'da çalıştırıp daha sonra Türkiye'ye gönderme planının da yer aldığını belirtti.

'AVRUPA ARTIK MÜLTECİ DEFTERİNİ KAPATTI'
"Bu korkunç bir şey. Avrupa artık mülteci defterini kapattı" diyen gazeteci-yazar Ercüment Akdeniz, "Güvencesiz işçi olarak göçmen işçi mobilizasyonuna geçti. Bunun da rezerv ülkesi Türkiye olacak. O yüzden sendikaların, özellikle de mücadeleci sendikacıların yerli/göçmen, yurttaş/yurttaş olmayan ayrımını bırakarak buna karşı mücadele ve bir ortak örgütlenme stratejisi oluşturması lazım" önerisinde bulundu.