25 Eylül 2024 Çarşamba

Günçalı köylüleri maden uğruna doğa talanına karşı mücadeleye çağırıyor

Tokat merkezine bağlı Günçalı köylülerinin, HLC Kıymetli Madenler ve Yatırım Anonim Şirketinin maden arama faaliyetlerine tepkisi sürüyor. Cennet gibi köylerinin cehennem çukuruna döneceğini kaydeden köylüler, mücadele edeceklerini ve maden şirketini engelleyeceğini kaydetti, dayanışmaya çağırdı.

AKP-MHP iktidarının neoliberal politikaları sonucunda doğa talanı sürüyor. Doğa sermayeye peşkeş çekerken, patronlar yargının da yardımıyla gerekli evrakları temin ediyor. Doğa talanına karşı halkı mücadelesi de sürüyor. Son olarak Tokat ilinin merkez ilçesi; Günçalı-Killik Çayören Köylerinde HLC isimli şirket tarafından "grup arama ruhsatı" alınarak bir kısmı orman olan hatta köylünün tapulu arazilerini bile kapsayan çok geniş bir alanda maden araması yapılacağı öğrenildi. Söz konusu şirkete ÇED muafiyeti tanınırken, izin kapsamında önümüzdeki günlerde sondaj çalışmalarına başlanacak. Sahaya girmek isteyen şirket bölge halkı tarafından engellendi ve geri çekilmek zorunda kaldı.

'YAYLALARIMIZA DOKUNMA'
Tokat Dernekleri Federasyonunun (TOKDEF) çağrısıyla Sarıgazi'de bir araya gelen Tokatlılar, sondaj çalışmalarının tekrar başlaması halinde el değmemiş doğanın bütünlüğünün bozulacağının altını çizdi. "Köylerimiz bizimdir", "Çevre talanına hayır", "Çalbaba'ya dokunma", "Toprağın üstü altından değerlidir, "Yaylalarımıza dokunma" dövizlerinin taşındığı eylemde atılan sloganlarla yaşam alanları için direnişe çağrıldı.

'BÖLGE HALKININ YAŞAMASI, ÜRETMESİ MÜMKÜN OLMAYACAKTIR'
Basın açıklamasında, "Sondaj faaliyetleri sırasında kullanılan kimyasallar nedeniyle yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızın yanı sıra topraklarımız da kirlenecek ve karstik jeolojik yapı zarar görecektir. En önemlisi, doğanın ve bölge insanının yaşam hakkı üzerinden rant elde etmek, dağdan gelip bağdakini kovmak isteyen bir şirketin kazanacağı para uğruna huzurumuz da bozulacaktır. Sondaj aşamasından sonra değerli maden bulunması halinde, işletme aşamasına geçilmesi kaçınılmazdır. Bu durumda, bölge halkının cehennem çukuruna dönecek sahada ve çevresinde yaşaması, üretmesi mümkün olmayacaktır" denildi.

'YARATACAK TAHRİBATI GEÇMİŞ ÖRNEKLERDEN ÇOK İYİ BİLİYORUZ'
Yaratılacak tahribatın çok büyük olacağını ve bölgeye vereceği zararları, daha önce maden çıkarılan sahaların ne denli tahrip olduğundan, maden ayrıştırmada kullanılan siyanür vb. zehirlerle toprağın, havanın suyun kirlendiğini bildiklerini kaydeden köylüler, "Bu anlamda, bölge halkını saf ya da cahil yerine koyan söz konusu şirket ile o şirkete maden arama izni veren yetkilileri burada alenen kınıyoruz. Bizler, ne aptalız ne de cahil. Bize yapılmak istenen kötülükleri biliyoruz ve kötülüğe karşı duracağımızı, bu anlamda meşru müdafaa hakkımızı kullanacağımızı buradan herkese duyuruyoruz. Hatta yürütmenin durdurulması ve maden arama ruhsatının iptali için tüm yasal yollara başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz" dedi.

'BÖLGE TARIMSAL ZARAR GÖRECEK'
Maden arama ruhsat sahasında, Günçalı, Killik, Çayören, Güzelce, Kervansaray, Yatmış köyleri ile bu köyleri çevreleyen geniş ormanlık alanların yanı sıra ruhsat sahasına çok yakın bir bölgede akarsular, baraj ve göletlerin bulunduğuna dikkat çeken köylülerin açıklaması şöyle devam etti: "Altın veya diğer kıymetli madenlerin bulunması halinde, proje aşamasına geçilmesi halinde, ruhsat sahası içerisindeki ormanlık alanda yer alan Çal Baba İnanç Merkezinde ve etrafında devasa çukurlar açılacak, ağır metaller ihtiva eden pasa yığınları meydana gelecektir. Oluşması kuvvetle muhtemel kazalar sonucunda asit havuzlarından çevreye yayılacak kimyasal bileşikler ve ağır metaller ile yeraltı ve yer üstü suları, dereler, göletler ve barajlar kirlenecektir. Günçalı-Güzelce, Kervansaray, Yatmış Ovası ve tarım arazileri, Günçalı ırmağının bağlandığı DSİ Güzelce Köyü Barajı tarafından sulanan tüm Artova ve Çamlıbel Ovası, dolayısıyla bölgedeki tarımsal üretim zarar görecektir.

'CENNET GİBİ KÖYLERİMİZ MADEN ÇUKURU OLACAK'
"Tokat'ta yetişen, şeker pancarı, domates, buğday ve birçok gıda ürünü artık yetiştirilemeyecektir. Organik tarım yapılabilen, doğal ortamda hayvancılığa ve çiftlik faaliyetlerine çok uygun olan bölgemizde, halkımız ciddi gelir elde etmekte ve ülke ekonomisine katkı sunmaktadır. Bu katkı, madencinin ödeyeceği- o da öderse- devlet payının çok çok üzerindedir. Bu nedenle bölgemizde madencilik faaliyeti yürütülmesinde kamu yararı yoktur. Kıymetli maden arama çalışmaları ve sondaj faaliyetleri sonrasında üretime izin verilmesi halinde, ülke ve bölge ekonomisinde çok ciddi gelir kayıpları oluşacak ve tersine göç almaya başlayan kırsaldan yeniden göç başlayacaktır. Hatta, kısa bir süre sonra, cennet gibi köylerimiz maden çukuru olmak üzere tamamen boşalacaktır.

'ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR KARARI VERİLMESİNİ İSTİYORUZ'
"Günçalı Köyü ile ve civar tüm köylerde yaşayan halk, madencilik faaliyetlerine itiraz etmekte ve projenin gerçekleşmesini asla istememektedir. Projeye izin verilmesi halinde bölge halkı madencilik faaliyetine asla müsaade etmeyecek ve tüm Anayasal haklarını kullanacaktır. Bu nedenle yetkililerden, bölgemizdeki değerli ya da değersiz maden arama ve sondaj faaliyetlerine halkın zarara uğramasına yol açılmadan son verilmesini, yukarıda anılan firma ya da başka bir firma lehine ÇED süreci başlatılmış ise sürecin sonlandırılmasını, 'ÇED olumsuz ya da ÇED gerekli' kararları verilmesini talep ediyoruz.

'GÜNÇALI VE TÜM KÖYLERİMİZ SAHİPSİZ DEĞİLDİR'
"Ayrıca, maden talanına karşı mücadele başlattığımızı kamuoyunun dikkatine sunuyoruz ve doğayı, çevreyi koruyan, her türlü canlıyı seven, yaşam hakkını savunan duyarlı insanları yanımızda görmek istiyor, mücadelemize destek vermelerini bekliyoruz. Bilinsin ki, Günçalı ve tüm köylerimiz sahipsiz değildir."