5 Şubat 2025 Çarşamba

'Halk iradesini savunanlar tutuklamalarla sindirilmek isteniyor'

Sosyalistlerin tutsak edilmesine tepki gösteren Dersim Belediye Eşbaşkanı Orhan, DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tiryaki ve Batman Belediye Eşbaşkanı Sönük; asıl suç olanın halk iradesinin gasp edilmesi olduğunu vurguladı. Sosyalistlerle dayanışma çağrısı yapan Orhan, Tiryaki ve Sönük, mücadeleden geri adım atmayacaklarını ekledi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'na (SGDF) yönelik tutuklama saldırısında ESP Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, SKM Genel Sözcüsü Tanya Kara, SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat, Diyarbakır Bağlar Belediyesi Meclis üyesi Muhammet Altunkaya'nın da aralarında bulunduğu 34 devrimcinin tutuklanmasına dönük tepkiler ve dayanışma sürüyor. Sosyalistlerin tutuklanma gerekçelerinden biri de kayyum darbesine karşı yapılan eylemlere katılmak.

Yerine kayyum atanan Dersim Belediyesi Eşbaşkanı Birsen Orhan, Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Sönük, ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, AKP'nin kayyum darbelerini ve devrimci sosyalistlere dönük sistematik tutuklama saldırılarını ETHA'ya değerlendirdi. ESP'ye yönelik tutuklama saldırılarının asla kabul edilemeyeceğinin altını çizen Orhan, Sönük ve Tiryaki, siyasi kırım operasyonlarına ve baskı politikalarına karşı mücadeleyi yükselteceklerinin mesajını verdi.

ORHAN: HALK İRADESİNİ SAVUNANLAR SİNDİRİLMEK İSTENİYOR
Halk iradesinin kayyum darbesiyle hukuksuzca gasp edildiğini ifade eden Dersim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan, "Kayyumlar, halkın özgür iradesini yok sayarak demokratik süreçleri engellemeye çalışmakta. Buna karşılık, kendi oyuna ve iradesine sahip çıkan, demokratik, anayasal haklarını kullanan kişilere yönelik hukuksuz bir baskı uygulanmakta. Seçilmiş yerel yöneticiler ve halkın iradesini savunanlar, tutuklanarak sindirilmeye çalışılmaktadır. Birçok kentte benzer uygulamalar olmakla beraber Dersim özelinde kayyum atamasının ardından belediye önüne konulan bariyerlere dokunan ya da bu engellemeye karşı protesto gösterisi yapan herkes tutuklanmış, gözaltına alınmış ya da ifadeye çağrılmıştır. Oysa bu eylemler, halkın haklı ve meşru bir biçimde gerçekleştirdiği demokratik protestolar olup; suç sayılmakta ve cezalandırılmaktadır" dedi.

'HALKLARIN HAKLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Sosyalistlerin tutuklanma gerekçelerinden birinin kayyum darbesine yönelik protestolara katılmaları olduğunu hatırlatan Orhan, bu yöntemle halkın tepkisinin de bastırılmak istendiğini belirtti. Orhan, "Birlikte mücadele etmenin, ortak sesi yükseltmenin, demokratik hakları savunmanın önüne geçilmek istenmektedir. Özellikle ESP'liler bu baskılara maruz kalarak tutuklanmış ve özgürlükleri kısıtlanmıştır. Biz, kayyumların halkın iradesini gasp etmesi, demokrasiye bir darbe indirmesi ve halkların geleceği önüne konmuş bir tehdit oluşturması karşısında sesimizi yükseltmekte kararlıyız. Kayyumların demokratik iradeyi hedef alan bu tutumunu asla kabul etmeyecek ve halkların haklarını savunmaya devam edeceğiz" vurgusu yaptı.  

TİRYAKİ: KAYYUMU PROTESTO ETMEK DEĞİL ATAMAK HUKUKSUZLUKTUR
DEM Parti Demokratik Yerel Yönetimler Kurulundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki de uzun bir süredir yargı eliyle muhalefetin sindirilmeye çalışıldığını ve muhaliflerin sistematik şekilde gözaltı ve tutuklama terörüne maruz kaldığını anımsattı. Tiryaki, "Bu hukuksuzluk öyle yaygın hale geldi ki siyasi partilerin genel başkanları, genel merkez yöneticileri, belediye başkanları, akademisyenler, gazeteciler sosyal medyada paylaştıkları bir görüş veya katıldıkları demokratik protesto etkinlikleri nedeniyle gözaltına alınabiliyor, tutuklanabiliyor. Seçilmiş belediye başkanlarının gözaltına alınması, tutuklanması ve görevlerinden uzaklaştırılmasını protesto etmek bile yargılama konusu yapılabiliyor. Bu etkinliklere katılanlar tutuklanabiliyor. Oysa seçilmiş belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasını protesto etmek hukuksuzluk değildir. Tam tersine hukuksuz olan kayyum atamak, kayyum atanmasını desteklemektir" ifadelerini kullandı.

'SİYASİ PARTİLER, ÖZGÜRCE SİYASET YAPABİLMELİ'
Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız'ın bir süre önce gözaltına alınarak tutuklandığını, ardından da kayyum darbesinin gerçekleştiğini hatırlatan Tiryaki, "Belediye eşbaşkanlarımıza gözaltında oldukları süre içerisinde sorulan sorulardan biri de, daha doğrusu yöneltilen suçlamalardan biri de 'kayyum protestolarına katılmak'tı. Düşünün bir belediye eşbaşkanı, demokrasiye sahip çıktığı için, halkın seçme ve seçilme hakkına sahip çıktığı için suçlanabiliyor, gözaltına alınabiliyor, tutuklanabiliyor ve hatta bu gerekçeyle görevinden uzaklaştırılarak yerine kayyum atanabiliyor. Türkiye'de demokrasinin geldiği noktayı bundan daha çarpıcı bir biçimde ortaya koyacak hiçbir örnek yoktur. Siyasi partiler demokratik sistemin vazgeçilmez unsurları arasında yer almaktadır. Türkiye'de de siyasi partilerin tanımı yapılırken hem anayasada hem de siyasi partiler yasasında bunun altı özellikle çizilmiştir. Siyasi partilerin olmadığı bir ülkede demokrasinin 'd'sinden bile söz edilemez. Siyasi partilerin varlığı tek başına bir ülkeyi demokratik yapmaz. Eğer siyasi partiler özgürce siyaset yapabiliyor ise, örgütlenme çalışması yürütebilir ise, muhalefet ettikleri politikalara karşı sokağa çıkıp bunu protesto edebiliyor ise bu ülkede demokrasiden asgari düzeyde de olsa söz edebiliriz. Eğer siyasi partiler yürüttükleri çalışmalar nedeniyle adli takibata uğruyor iseler, haklarında kapatma davası açılıyor ise veya genel başkanları, eş genel başkanları yöneticileri bir şafak operasyonuyla gözaltına alınıp tutuklanıyorsa artık orada demokrasiden söz edilemez" dedi. 

'ESP'LİLERİN TUTUKLANMASI KABUL EDİLEMEZ'
ESP Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş'ın da aralarında olduğu 34 sosyalistin tutuklanmasına gerekçe olarak siyasi faaliyet yürütmelerinin gösterildiğini söyleyen Tiryaki, şöyle devam etti: "Bu tutuklama operasyonu hiçbir şekilde kabul edilemez, ESP'nin eş genel başkanı ve yöneticilerinin tutuklu kaldığı her gün Türkiye'nin antidemokratik bir rejimle yönetildiğini gösterecektir, o kadar. Bağlar Belediye Meclis üyesi Muhammet Altunkaya'nın gözaltına alınıp tutuklanması da açık bir hukuksuzluktur. Bir belediye meclis üyesinin, demokrasiye sahip çıkması, kayyum atamalarını protesto etmesi ancak saygın, demokratik ve ilerici bir davranış olarak nitelendirilebilir. Böyle bir davranış soruşturma konusu yapılamaz, gözaltı ve tutuklama gerekçesi ise hiç yapılamaz. Muhammet Altunkaya bir an önce serbest bırakılmalı, seçilmiş bir belediye meclisi üyesi olarak halka karşı sorumluluğunun gereğini yerine getirebilmesinin koşulları yaratılmalıdır."

SÖNÜK: MÜCADELEYİ TERK ETMEYECEĞİZ
Batman Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, ESP'ye yönelik saldırıların AKP-MHP iktidarının siyasi soykırım operasyonlarından biri olduğunu belirtti. Bir yandan Kürt halkının belediyelerine kayyum atayarak gençlerin, kadınların iradesini yok sayan iktidarın; bir yandan da bu kayyum politikalarına karşı Kürt halkının mücadelesine katkı sunan devrimcileri, sosyalistleri ve muhalifleri cezalandırmaya çalıştığını kaydeden Sönük, şu sözleri kullandı: "16 kadın arkadaşımız olmak üzere 34 ESP'li yoldaşımız uyduruk gerekçelerle tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu cezalandırmanın asıl amacı Kürt halkını yalnızlaştırmak ve devrimci sosyalist mücadeleyi kriminalize etmektir. Kadınlar, Kürtler ve devrimciler olarak siyasi kırım operasyonlarınıza ve bütün baskı politikalarınıza karşı mücadeleyi terk etmeyeceğiz. Yan yana, omuz omuza bu mücadelenin içinde olacağız. Biliyoruz ki, bir özgürlük, kurtuluş olacaksa yan yana, omuz omuza olacaktır."