Hasta tutsaklar ölüme mahkum ediliyor
İstanbul, İzmir ve Ankara'da hasta tutsaklar Devrim Ayık, Muhlise Karagüzel ve Selman Esmer'in durumuna dikkat çekilen eylemlerde, hasta tutsakların keyfi biçimde tedavilerinin engellendiğini kaydetti. Yetkilileri suç işlediğini ve derhal bu uygulamalardan vazgeçmesi için uyaran insan hakkı savunucuları, hasta tutsakların derhal tahliyesini istedi.
AKP-MHP saray iktidarının düşman politikaları tutsakları ölüme mahkum ediyor. Ağır hasta tutsakların tedavileri ve tahliyeleri engelleniyor. Tüm başvuruları ve çağrıları yanıtsız bırakan Adalet Bakanlığı ve yetkilileri hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine zemin sağlıyor. İstanbul, İzmir ve Ankara'da bir araya gelen hak savunucuları hasta tutsakların durumuna dikkat çekti, tedavilerinin önündeki engellerin derhal kaldırılarak tutsakların tahliyesini istedi.
İSTANBUL: DEVRİM AYIK SERBEST BIRAKILSIN
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, 583. F Oturmasını hasta tutsak Devrim Ayık için gerçekleştirdi. Hasta tutsakların fotoğrafları ve "Tedavi haktır engellenemez", "583. F Oturması hasta mahpus Devrim Ayık serbest bırakılsın" pankartlarının taşındı.
Eskişehir H Tipi Hapishanesinde tutsak ağır hasta tutsak Devrim Ayık'ın rahatsızlıkları şöyle aktarıldı: "İleri derecede crohn hastası olup, ağır görme kusuru nedeniyle yüzde 76 engelli raporu bulunmaktadır. 2015 yılında tutuklanan ve hapishane koşullarına bağlı olarak hızla ilerleyen crohn hastalığı nedeniyle iki kez ameliyat geçiren ve bağırsaklarının bir bölümü çıkarılan Devrim Ayık, hastalığının tedavisi hapishane koşullarında sağlanamadığından, tutuklu bulunduğu Antalya L Tipi Hapishanesinden 2019 yılı Ekim ayında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış, ancak henüz tedavisi devam ederken, 4 Aralık 2019 günü yeniden tutuklanmıştır. Hastalığının daha da ilerlemesi üzerine 17 Mart 2020 tarihinde yeniden tahliye edilmiş, ancak tedavisi tamamlanmadan Ocak 2021'de yine tutuklanarak Edirne F Tipi Hapishanesine götürülmüştür.
'YETERLİ TEDAVİ BAKIMDAN MAHRUM HALDE TUTULMAKTADIR'
"Devrim ayık, ailesinin yaşadığı Antalya'daki hapishanelerden birine sevkini istemesine rağmen, ailesine uzak ve tedavisi bakımından da olumsuz koşullara sahip Eskişehir H Tipi hapishanesine götürülmüş, yeniden tutuklanmasından sonra hastalığı daha da ilerlemiştir. Nitekim 2 Nisan 2021 tarihinde yapılan kolonoskopiden sonra; hastalığın daha da ağırlaştığı, acilen tedavi ve uygun beslenmenin sağlanması gerektiği söylenmiş olmasına rağmen, Devrim Ayık yeterli tedavi ve bakımdan mahrum halde halen hapishanede tutulmaktadır.
'DAYATMALARI KABUL ETMİYOR, TEDAVİSİ ENGELLENİYOR'
"Annesi komisyonumuza yaptığı açıklamada; 'Devrim uzun zamandır cezaevinde haksız bir şekilde tutulmaktadır. Dosyası başlı başına çelişkilerle dolu bir dosyadır. Üzerine atılı suçlar Devrim cezaevindeyken işlenmiş suçlardır. 2016'da yaşanan olayları Devrim'in üzerine atmışlar. Halbuki oğlum 2015'den beri içeridedir… Oğlum şu anda da ciddi sağlık sorunları yaşıyor. 1 buçuk 2 aya yakındır iğneleri bitmesine rağmen ağız içi araması uygulaması nedeniyle heyete götürülemiyor. Hapishane idaresi 'Gitmek istiyorsan gidersin, bu uygulamaları kabul eder gidersin. Gitmek istemiyorsan da kendin bilirsin, ilaçsız kalırsın' diyerek dayatmalarda bulunmakta ve tedavisi bu nedenle yapılmamaktadır… Biz ailesi ve avukatları olarak Anayasa Mahkemesine başvuru hakkımızı kullanacağız. Bir diğer sorun ise; biz Antalya Manavgat'ta yaşıyoruz, Devrim Eskişehir'de tutuluyor. Gerek ekonomik gerekse de sağlık sorunları nedeniyle 7-8 ayda bir anca ziyaretine gidebiliyoruz ve Devrim'in Antalya'ya ya da Manavgat'a getirilmesi noktasında yaptığımız bütün başvurular reddediliyor. Eskişehir toplama kampı gibi bir hapishanedir ve bütün müebbet almış mahpusları ve hasta, ağır hasta mahpusları, herkesi orada toplamışlar. Devrim'in 1. Talebi; Sağlık Bakanlığının bir an önce gerekli duyarlılığı göstererek ilaçlarının verilmesini sağlamasıdır. 2. talebi ise; en azından bu süreçte aileye yakın bir hapishaneye sevk edilmesi ve hem psikolojik olarak hem ekonomik olarak bu mağduriyetinin de giderilmesi yönündedir.
'GÖRME KAYBI VAR VE YÜZDE 76 ENGELLİ'
"Hapishane koşullarında tedavi edilemediğinden hastalığı hızla ilerleyerek yaşamını tehdit eder aşamaya gelen Devrim Ayık, ayrıca 2006 yılında geçirdiği kaza sonucu bir gözünü tamamen kaybeden ve diğer gözünde ileri derecede görme kaybı gerçekleşen, halihazırda 30 derece miyop tespit edilen ve yüzde 76 engelli raporu olan ağır hasta bir mahpustur. Tedavi ve bakımının yapılabilmesi için serbest bırakılması gerekmektedir."
"Devrimi Ayık serbest bırakılsın", "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın", "Tedavi haktır engellenemez" sloganlarıyla eylem sona erdi.
İZMİR: MUHLİSE KARAGÜZEL GÖZLERİNİ KAYBETME RİSKİ TAŞIYOR
İzmir'de Konak'taki eski Sümerbank önünde İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonunun çağrısıyla hasta tutsaklar için 275. eylem gerçekleşti. "Hasta mahpuslar ölüyor, susma suça ortak olma" pankartının açıldığı eylemin metnini İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin okudu.
Kayseri Bünyan Hapishanesinden Menemen R Tipi Hapishanesine istemi dışında getirilen 60 yaşındaki Muhlise Karagüzel'in durumunu gündemleştirmek istediklerini söyleyen İncin, "Karagüzel, defalarca tutuklanmış, en son 7 yıl 6 aylık hüküm giymiş, Yargıtay kararı bozmuş tekrar görülen mahkemede cezalandırılmıştır. Dava halen Yargıtay'dadır. 3 defa kalp krizi geçiren Muhlise Karagüzel; Kalp, Diyabet, Hipertansiyon, astım, bel ve boyun fıtığı hastasıdır. Kan Şekeri çok yükseldiği için günde dört kez insülin iğnesi yapılmaktadır. Şeker yüksekliği gözlerine ve böbreklerine zarar vermiş olduğu için şiddetli ağrılar çekmektedir. Hastalıkları nedeniyle diyet beslenmesi gerekmesine rağmen bu ihtiyacı karşılanmamakta, bu durum sağlık sorunlarını artırmaktadır. Gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle defalarca göz anjiyosu yapılan Karagüzel'e, doktorları tarafından acilen ameliyat olması gerektiği söylenmiş, ancak bu ameliyat sonrasında, enfeksiyon kapma ihtimali olduğundan, hijyenik bir ortamda bulunması gerektiği belirtildiği için gözlerini kaybetme ihtimali bulunduğundan ameliyat olmak istememiştir" dedi.
'3 KEZ KALP KRİZİ GEÇİRDİ'
Karagüzel'in giderek ağırlaşan astım hastalığına bağlı nefes almakta güçlük çektiğinden uyuyamadığını, bu durumun da sağlığının yanında günlüm yaşamını da olumsuz etkilediğinin altını çizen İncin, "Muhlise Karagüzel, 2021 yılında geçirdiği ilk kalp krizi sırasında önce hapishane revirine götürülmüş, burada durumunun daha da ağırlaşması, tansiyonunun çok yükselmesi üzerine Kayseri'ye hastaneye kaldırılmıştır. Hastanede anjiyo yapılmış 2 gün yoğun bakımda tutulmuştur. Yapılan anjiyoda kalbe giden çok sayıda damarın tıkalı olduğu tespit edilmiştir. 3 gün sonra tekrar anjiyo yapılmış, 8 gün hastanede kalmıştır. Hastanede kaldığı 8 gün boyunca elleri yatağa kelepçelenmiştir. 9 Mart 2022 günü üçüncü kez kalp krizi geçiren Karagüzel, Kayseri Şehir Hastanesine kaldırılmış, burada tıkalı damarlarına stent takılmıştır. Karagüzel, hastanede kaldığı süre boyunca yine yatağa kelepçeyle bağlanmıştır" ifadelerini kullandı.
'HALA BİR TEDAVİ VE KONTROL YAPILMAMIŞTIR'
Karagüzel'in kızının anlatımlarını aktaran İncin, "Annesinin hastaneye götürülmesi bilerek geciktirilmekte bu durum sağlığını ve yaşamını tehdit etmektedir. Nitekim; Üçüncü kalp krizini geçirmeden 20 gün önce göğüs ağrıları başladığı halde önce revire götürülmüş, 'hastaneye gitmesi gerekir' denmesine rağmen koğuşuna geri getirilmiş, daha sonra Kayseri Bünyan Devlet Hastanesi'ne götürülüp oradan da Kayseri Şehir Hastanesi'ne sevk edilmiş, ancak 'randevu yok, yoğunluk var' denilerek geri hapishaneye getirilmiş ve 20 gün sonra ve ancak kalp krizi geçirdikten sonra Kayseri Şehir Hastanesine kaldırılmıştır. Kayseri ATK'da kendisine yüzde 90 hapiste kalamaz raporu verilmesine rağmen İstanbul ATK'dan kalabilir raporu verilmiştir. Yine kızının söylediğine göre annesinin göz ve ayaklarında şişmeler oluşmuştur. Rehabilitasyon Tipi hapishanede olmasına rağmen hala bir tedavi veya kontrol yapılmamıştır" dedi.
Hapishane koşullarında gerekli tedavi bakımı sağlanamayan ve her an yeni kalp krizi veya şeker koması riski ile yaşayan Karagüzel'in derhal serbest bırakılarak tedavisinin dışarıda sürdürülmesini isteyen İncin, yetkilileri hukuka uygun davranmaları için uyardı.
Açıklama sonrası bir süre sessiz oturma eylemi yapıldı. Eylem, "Muhlise Karagüzel'e özgürlük" ve "Hasta mahpuslara özgürlük" sloganlarıyla son buldu.
ANKARA: SELMAN ESMER'İN UZUN YILLAR PROSTAT VE MESANE HASTALIKLARI VAR
Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi 455. kez bir araya geldi. Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesindeki hasta tutsaklardan Selman Esmer'in durumunun aktarıldığı eylemde, şu ifadeler kullanıldı: "Şubat ve mayıs aylarında yazmış olduğu mektuplarda sağlık durumunu aktarmıştır. 29 yıldır hapishanede olan Selman Esmer'in uzun yıllardır prostat ve mesane hastalıkları bulunmaktadır. Son dönemlerde bu hastalığı ilerlemiş ve 07 Eylül 2022 tarihinde durumunun ağırlaşması ile Afyon Devlet Hastanesine acilen kaldırılmıştır. Yapılan tetkiklerde prostatının aşırı büyüdüğü tespit edilmiş, sonda takılarak ileri ki günlerde üroloji bölümüne götürülmek üzere sevkinin yapılarak cezaevine getirilmiştir. On gün sonra Devlet Hastanesinin Üroloji bölümüne götürülmüş, yapılan tetkikler sonucunda 'ameliyat olması gerektiği' söylenmiştir. Kabul etmesi üzerine Afyon Araştırma Hastanesine sevki yapılmış, burada da kan ve idrar tahlillerinin yeniden yapılmış, ultrason çekilmiş, ameliyat olması gerektiği söylenmiş, ameliyata uygun olup olmadığının
belirlenmesi için anesteziye girmiş ve ameliyat olabileceğine dair evrak imzalamıştır.
'AMELİYAT EDİLMEDEN GERİ GÖNDERİLDİ'
"Bunun üzerine 'biyopsi yapılması gerektiği' söylenmiş, yapılan biyopsi sonuçlarında 'kanser belirtisi olmadığı, prostatın iyi huylu olduğu bu nedenle bir aylık ilaç tedavisi sonrası durumun tekrar değerlendirileceği' söylenmiş ve bir ay boyunca kendisine verilen ilacı kullanmıştır. Bir aylık ilaç kullanma süresi dolunca 31 Ocak 2023 tarihinde hastanesine gitmiş, sondası çıkartılmış, bir saat gözlem altında tutulmuş, bu süre içinde idrarını yapabilmiş, ancak cezaevine geldikten sonra durumu ağırlaşmıştır. Tekrar hastaneye götürülmüş, acil bir biçimde yapılan tahliller sonucunda 'aşırı enfeksiyon kaptığı' söylenerek, tekrar sonda takılarak hapishaneye geri gönderilmiştir. Yine ameliyat edilmemiştir.
'2 HAFTADIR DURUMU BELİRSİZ VE GÖZLEM ALTINDA'
"6 Mart 2023'te prostat ameliyat olmak için hastaneye götürülmüş, ameliyatından sonra 1 gün müşahede altında tutulduktan sonra hapishaneye geri getirilmiştir. Kendisini ameliyat eden ya da bilgi verecek başka bir doktorla görüşme talepleri de tüm ısrarlarına rağmen kabul edilmemiştir. Bağlı bulunduğu sondanın 2 gün sonra çıkartılacağı söylenmiş ve 2 gün sonra sondanın çıkartılması için hastaneye gitmiş ve hapishaneye geri götürülmüştür. Sondanın çıkartıldığı gün acılar içinde kalmış, idrarını yapamamış ve böbreklerinin şiştiğini hissetmiştir. O gece acile gitmek zorunda kalmış ve sonra tekrar sonda takılmıştır. Sevki yapılıp hastaneye götürüldüğünde ameliyatı yapan doktor tarafından 'Biz ameliyatı tam yapamadık, ancak yüzde 60'ını yapabildik, makine bozulduğundan ameliyatta hedeflediğimiz yüzde 75'i yapamadık' denilmiştir. Bu durumu ancak ameliyatından bir hafta sonra öğrenebilmiştir. İkinci kez ameliyat olması gerektiğinden tekrar 13 Nisan 2023 tarihinde ameliyat edilmiştir. Ameliyat sonrasında takılan sonda çıkarılmış ve yaklaşık 2 haftadır da hala durumu belirsizliğini korumaktadır ve gözlem altındadır. Sondadan kaynaklı yaraları bulunmaktadır.
'SELMAN ESMER TAHLİYE EDİLMELİDİR'
"Selman Esmer'in tedavileri tam ve eksiksiz olarak yapılmalıdır. Ağır hastalıklarından kaynaklı olarak da ailesinin yanında daha sağlıklı koşullarda tedavisinin yapılabilmesi için tahliyesi sağlanmalıdır."
Eylem sloganlarla sona erdi.