23 Eylül 2024 Pazartesi

Hatimoğulları: Derin Kürt düşmanlığı barışı değil batışı getirir

Partilerine dönük hedef göstermelere ilişkin konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Bütün halklardan ve inançlardan insanlar olarak, bütün ezilen ve sömürülenler olarak hep birlikte umutla ve dirençle bizler Türkiye halklarının ortak demokratik geleceği için mücadelemizi sürdüreceğiz. Gelin savaş tamtamlarına karşı barış kervanını hep birlikte güçlendirelim" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partilerine yönelik hedef göstermelere ilişkin Ankara'da bulunan genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

2024 bütçe görüşmelerinin AKP-MHP iktidarının adaletsiz gelir dağılımını derinleştiren kararlarıyla son bulduğunu söyleyen Hatimoğulları, iktidarın savaş çığırtkanlığını görüşmeler boyunca sürdürdüğünü ifade etti.

'ÇATIŞMA VE SAVAŞLARIN DERİNLEŞTİRİLDİĞİ BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ'
AKP-MHP iktidarının kin ve nefreti diri tutarak ülkede yaşanan ekonomik krizin konuşulmasını engellemek istediğini söyleyen Hatimoğulları, Kürt sorununun çatışmayla ve ölümle çözülemeyeceğinin anlaşılamadığı, çatışmaların ve savaşların derinleştirildiği bir süreçten geçtiklerini kaydetti.

"40 yıldır bu ülkenin dört bir tarafına cenazeler gidiyor. Birileri iktidarını korumak için bu savaşı ne yazık ki körüklüyor" diyen Hatimoğulları, bütün ölümlere rağmen her zaman barış çağrısında bulunduklarının altını çizdi.

BAHÇELİ'YE: HADDİNİZİ BİLECEKSİNİZ
Son asker ölümlerinden sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta olmak üzere iktidar temsilcilerinin partilerini, seçmenlerini ve halkı tehdit ederek hedef haline getirdiğini söyleyen Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Karşınızda foncular, dolandırıcılar, halkını ve davasını üç kuruşa satacak sizin gibi insanlar yok; sizin karşınızda bu lafları duyup korkacak, ürkecek bilinç yoksunu, cesaret yoksunu bir parti yok. Yaptığı her konuşmada barış çağrısı yapan Eş Genel Başkanımız Sayın Tuncer Bakırhan'ı ve milletvekillerimizi pespaye bir dille ve ağza alınmayacak kelimelerle tehdit edenlere bütün laflarını iade ediyoruz. Şunu iyi bilin ki şeref ve onurdan payesini almamış olanlara pabuç bırakmayız. Cürmünüz kadar yer yakarsınız. Haddinizi bileceksiniz!"

'BU SAHTE RÜZGARLA SARSILMAYIZ'
Bahçeli'nin sadece küfür ve tehditle konuşmasını bildiğini kaydeden Hatimoğulları, partilerinin tarih boyunca ağır bedellerle bugüne kadar tarih yazarak geldiğini söyledi. "Fırtınada büyüyen fidanlar rüzgarla sarsılmaz. Bizler onların estirdiği bu sahte rüzgarla hiç sarsılmayız. Bir adım bile geri durmadık. Adalet, eşitlik ve özgürlük için, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için bir milim sapmadan mücadelemizde dimdik ayakta durduk ve bugüne geldik" diyen Hatimoğulları, bunun en büyük kanıtlarından birinin Kobanê Kumpas Davası olduğunu söyledi.

'SİZDEN KORKAN SİZİN GİBİ OLSUN'
Kobanê davasında yoldaşlarının egemen sistemi tek tek yargıladığını kaydeden Hatimoğulları, "Sizden korkan sizin gibi olsun. Haddinizi bileceksiniz. Türkiye'nin milyonlarca yurttaşının oyunu almış bir partiye dil uzatmak aynı zamanda halkımıza, oy verenlerimize ve topluma dil uzatmak demektir" dedi.

Bahçeli'nin tarihin çöp sepetinde yer alacağını söyleyen Hatimoğulları, "Irak'ın kuzeyinde karın ve buzun ortasında naylon çadırlarda savaşa gönderilen yoksul halkın çocukları. Savaş kararını verenler, ağzından çıkan her kelimesi kanla karışık olanlar ise çocuklarını askere göndermiyor, yakınlarını askere göndermiyor. Onlar sırça köşklerinde, sıcacık evlerinde zevk sefa içinde yaşarken; o kerpiç evlerde oturan yoksul ailelerin çocukları askere o buzlu ortamlarda, sınır ötesinde neyle karşılaşacaklarını bilmedikleri yerlere gönderiliyor" ifadelerini kullandı.

'HER DAİM SINIR ÖTESİ OPERASYONLARIN DURDURULMASI ÇAĞRISI YAPTIK'
DEM Parti olarak her daim sınır ötesi operasyonların durdurulması çağrısında bulunduklarını ifade eden Hatimoğulları, "Güvenlik dedikçe sınırlarımız dünyanın en güvenliksiz sınırları haline gelmiş durumdadır. IŞİD'i, El Nusra'yı Kürtlerin yerine ikame ederek, Kürtlerin yerine onları komşu addederek sınırlarımızı dünyanın en güvensiz sınırları haline getirdiler. Bunu kim yaptı? Şu anki iktidar ve karar vericiler yaptı" dedi.

Her daim Kürt sorununun çözümü için çağrıda bulunduklarını ifade eden Hatimoğulları, "Bu ülkede yaklaşık 40 yıldır Kürt sorunu devam ediyor, çatışmalar devam ediyor. Her gelen asker cenazesinde, Kürt cenazesinde anaların gözyaşı aynı şekilde akmadı mı? Ne değişti, ne çözüldü bugüne kadar?" diye sordu.

'KÜRT DÜŞMANLIĞI BARIŞI DEĞİL BATIŞI GETİRİR'
AKP-MHP iktidarının akan kandan siyaset devşirmeye çalıştığının altını çizen Hatimoğulları, bu coğrafyada akan kanı durduracaklarını ve en güzel barışı tesis edeceklerini vurguladı. "Derin Kürt düşmanlığı barışı değil batışı getirir. Çözüm imkanlıdır elbette. Bunun için tez elden hep birlikte harekete geçmeliyiz" diyen Hatimoğulları, iktidar ve ortaklarının çözüm değil intikam peşinde olduğunu kaydetti.

Rojava'ya dönük intikam amacıyla çok sayıda saldırı düzenlendiğine işaret eden Hatimoğulları, "Dışişleri Bakanı bütçe konuşmasında 'Bir tek sivil katledilmedi' demişti. Bu bakan, bu eski MİT müsteşarı kaç sivilin katledildiğini bizden daha iyi biliyor. Rakamlar onda mevcuttur. Sadece son birkaç günde Rojava'da buğday siloları, tekstil atölyeleri ve fabrikalar, matbaalar, sivil alanlar vuruldu. Soruyoruz eski MİT müsteşarı ve şimdiki Dış İlişkileri Bakanına: Burada asker mi yaşıyor? Burada silahlı unsurları mı matbaa işletiyor, tekstil atölyesini çalıştırıyor? Burada yaşayan Kürt sivil halkın öldüğünü, öldürüldüğünü bilmeyecek kim vardır bu ülkede ve bu dünyada?" ifadelerini kullandı.

'TOPLUM BARIŞ VE DİYALOG İSTİYOR'
Türkiye'deki tüm siyasi partilere, demokrasi güçlerine ve halka seslenen Hatimoğulları, "Savaş sevicilerine lütfen kulaklarımızı kapatalım, onlar gerçekleri gizliyor. Kendilerine safahat, yoksula ölümü ve cefayı reva görüyorlar. Kendileri para pul içindeler, offshore hesapları ve gemicikleriyle yurt dışında yedi cetlerine kadar sermaye biriktirdiler ama yoksul halk çocuklarını ölüme terk etmeyi uygun buluyorlar. Şerefli olan; yoksul halkın gencecik evlatlarının ölümünü seyretmek midir, yoksa bu gençlerin ölümünü engelleyecek siyaseti ortak bir akılla üretmek midir?" diye sordu.

Toplumun barış ve huzur, müzakere, diyalog istediğini vurgulayan Hatimoğulları, "Toplum Kürt halkı ile eşitlik, kardeşlik, hukuk temelinde yaşamak istiyor. Siz Kürde 'Kürt değilim' dedirtmek için 40 yıldır adeta işkence uyguladınız ve Kürt hala Kürdüm diyor. Hatta dört parça Kürdistan'da geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak kadar örgütlülüğünü geliştirdi. Bu ülkede Türk Türk olarak, Kürt Kürt olarak, Arap Arap olarak kendini özgürce yaşayabilir, bu hukuku hep beraber inşa edebiliriz. Kimseyi kimliğinden, dilinden, gerçekliğinden koparamayız" ifadelerini kullandı.

'KÜRT SORUNU MECLİS ZEMİNİNDE ÇÖZÜLMELİDİR'
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasının barışın konuşulması için kapıları açacağını dile getiren Hatimoğulları, vekillerinin bunu dile getirdiği için linç ve hakarete uğradığını söyledi. "Bütün halklardan ve inançlardan insanlar olarak, bütün ezilen ve sömürülenler olarak hep birlikte umutla ve dirençle bizler Türkiye halklarının ortak demokratik geleceği için mücadelemizi sürdüreceğiz. Gelin savaş tamtamlarına karşı barış kervanını hep birlikte güçlendirelim" diyen Hatimoğulları, demokratik cumhuriyeti hep birlikte inşa etme çağrısı yaptı.

Siyasete düşenin savaş çığırtkanlığı yapmak değil kronik sorunlara çözüm üretmek olduğunu belirten Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Kürt sorunu demokratikleşmenin önündeki en önemli sorunlardan birisiyse ve 40 yılı aşkındır bu çatışmalar devam ediyorsa parlamentoya düşen en büyük görev bu konuda çözüm projesi üretecek çalışma gruplarını acilen kurmaktır. DEM Parti olarak bu sorunun Meclis zemininde çözülmesi için her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Meclis savaşın onay merkezi değil barışın kurucu iradesi olmak zorundadır. Meclis ya sorumluluğunu yerine getirerek tarihi bir başarıya imza atacak ya da geçmişte olduğu gibi büyük kayıplara neden olan Kürt meselesinin vebalini sırtlamaya devam edecek."