19 Nisan 2025 Cumartesi

İklim Adaleti Koalisyonu 21 Nisan'da Antakya'da görülecek davaya çağrı yaptı

İklim Adaleti Koalisyonu, Antakya'da yaşanan zeytin, defne, kayısı ağaçlarının TOKİ binaları için sökülmesine, buğday tarlalarının yok edilmesine tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, meslek odaları, demokratik kitle örgütleri ve demokrasi güçlerine 21 Nisan'da Antakya'da görülecek davaya katılım çağrısında bulunuldu.

İklim Adaleti Koalisyonu, Antakya ve ilçelerinde yaşanan doğa katliamlarına ilişkin açıklama yaptı.

Dikmece ve Samandağ'daki hazine arazilerinin yerine, buğday tarlalarının, tarım alanlarının, narenciye bahçelerinin, yüzlerce yıllık zeytinliklerin TOKİ alanlarına dönüştürülmesine tepki gösterilen açıklamada, "Üstelik zirai don yüzünden meyve ağaçlarının çiçeklerinin dalında kuruduğu bu günlerde, ciddi bir gıda kıtlığı bizi beklerken, çiçeğe durmuş zeytin, defne, kayısı, erik, mandalina, limon ağaçlarının TOKİ'ler için kökünden sökülmesi, Dikmece'de dikili buğday tarlalarının, verimli tarım alanlarının yok edilmesi kabul edilemez" denildi.

'YAŞAM ALANLARI TEHDİT EDİLİYOR'
Deprem bölgesinde gıda krizinin yanı sıra ağaçlık alanların sökülmesinin, yerini yoğun betonlaşmanın almasının bitki örtüsünün flora ve faunanın hızla çökmesine neden olacağı vurgulanan açıklamada, sıcaklık artışı ve tozlaşmanın arı ve diğer hayvanların yaşam koşullarını tehdit ettiği, arıcılık ve hayvancılığı olumsuz yönde etkilediğine işaret edildi. Mağaracık'ta doğa katliamı sürerken, Dikmece'de de binlerce TOKİ yapılmış olmasına rağmen yeni başlayacak 12. Etap TOKİ konutları için tapulu zeytinlik arazilerde ağaçların sökülmesine tepki gösterildi. Antakya'nın Serinyol mahallesinde bulunan ve bölge halkı için önemli bir rekreasyon alanı olan Yıldırım Mesire Alanında da çam ağaçlarının kesildiği bilgisine yer verilen açıklamada, "Bu durum, doğal çevrenin korunması ve kent halkının sosyal ihtiyaçlarının karşılanması noktasında soru işaretleri oluşturmaktadır" diye belirtildi.

'HALKA YÖNELİK SALDIRIDIR'
İktidarın desteğini alan şirketlerin, Mağaracık'ta, Dikmece'de olduğu gibi jandarma koruması altında yüzlerce yıllık zeytinliklere ve tarım alanlarına kepçelerle girerek ağaçları söküp, doğayı talan ettiği vurgulanan açıklamada, bu durumun mülkiyet gasbı ve halkın geçim kaynaklarına yönelik saldırı olduğu ifade edildi.

Tapulu arazilerini savunmaya çalışan halka yönelik polis ve jandarma saldırısı yaşandığı hatırlatılan açıklamada, "6 ve 20 Şubat depremlerinin ardından yeniden ayağa kalkmaya çalışan Antakya halkının, yaşam alanlarının ve kültürünün korunması, sağlıklı bir çevrenin sağlanması, geleceğinin güvence altına alınması öncelikli olmalıdır. Bu bağlamda, zararın neresinden dönülürse kardır denilerek, söz konusu projelerin planlama ve uygulama süreçlerinde meslek odalarının, bilim insanlarının ve yerel halkın etkin katılımının sağlanması, daha sağlıklı ve sürdürülebilir çözümler üretilmesi açısından hayati önem taşımaktadır" denildi.

'SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'
Hukuksuz mülkiyet gasplarına, doğa katliamına ve halkın iradesini hiçe sayan politikalara karşı sonuna kadar mücadele edecekleri belirtilen açıklamada, "Siyasi iktidarı, Antakya halkının feryadına kulak vermeye, bu yanlıştan derhal dönmeye ve halkın mülkiyet haklarına saygı göstermeye çağırıyoruz. Meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını ve tüm demokratik güçleri, Hatay halkının yanında 21 Nisan'da Antakya'da görülecek davada ve sonrasında dayanışmaya, bu hukuksuzluklara karşı ses yükseltmeye davet ediyoruz" çağrısına yer verildi.