İsviçre'de Küresel İklim Grevi eylemleri

İsviçre kentlerinde düzenlenen eş zamanlı iklim grevi eylemlerinde, hükümetlerin somut politikalar için adım atması gerektiği kaydedildi.
İsviçre'nin başkenti Bern, Neuchâtel, Aarau, Zürih ve Luzern'de 11 Nisan Küresel İklim Grevi kapsamında eş zamanlı açıklamalar yapıldı. Fridays for Future tarafından organize edilen ve "Don't sell our future" (Geleceğimizi satmayın) sloganıyla gerçekleştirilen eylemlerde, fosil yakıt kullanımının azaltılması, yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması ve hükümetlerin Paris İklim Anlaşması hedeflerine uygun somut politikalar üretmesi çağrıları yapıldı.
Başkent Bern'de İsviçre Federal Parlementosu'nun bulunduğu Bundeshaus meydanında bir araya gelen ikim aktvistleri, burada açıklamalarda bulundu. İsviçre İklim Grevi tarafından yapılan açıklamada, Paris İklim Anlaşması'na işaret edilerek, "Paris Anlaşması'nın uzun vadeli hedeflerinden biri olan küresel sıcaklık artışının 1,5 santigratı geçmemesi hedefi, 2024'te aşıldı. Bu, dünyamızın geleceği için önemli bir uyarı niteliği taşıyor" denildi. İsviçre hükümetine Paris İklim Anlaşması hedeflerine uygun somut politikalar üretmesi çağrısı yapıldı.
'KÜRDİSTAN'DA EKOLOJİK YIKIM BİR SAVAŞ TAKTİĞİDİR'
Eylemlerde ayrıca Heyva Sor çadırında Kürdistan Ekoloji Hareketi'nin (Tev-Eko) ekolojik yıkıma karşı bildirisi dağıtıldı.
Eylemde söz alan Hediye Munzur, İsviçre Kürt Kadınlar Birliği'nin (YJK-S) açıklamasını okudu. Munzur, "Kürt Özgürlük Hareketi'nin özgürlük paradigmasını radikal demokrasi ve kadın özgürlüğü kadar ekolojinin de temel bir ayağını oluşturduğunu belirterek, doğa ve çevre için ortak mücadele çağrısı yaptı. Rojava'da demokratik konfederalizm fikriyle özgür bir toplum inşa edilmeye çalışılırken, insanın doğanın bir parçası olduğunun bilincine varılması gerektiğinin altını çizen Munzur, "Kürdistan'da ekolojik yıkım bir savaş taktiğidir" diyerek, Türk devletinin Kürdistan'daki doğayı özel savaş konsepti çerçevesinde hedef aldığını vurguladı. Munzur, Türk devletinin özellikle son dokuz yılda AKP-MHP rejimi eliyle Kuzey ve Güney Kürdistan'da yürüttüğü doğa talanı ve yıkımın sınırsız bir boyuta ulaştığını belirtirken, güvenlik gerekçesiyle kurulan askeri üslerin ve barajların doğaya zarar verdiğine dikkati çekti.
'MÜCADELEYİ BÜYÜTMEK GÖREVİMİZDİR'
Munzur, şöyle devam etti: "Botan bölgesinde yapılan orman kıyımları, yaşam alanlarının sistematik olarak yok edilmesine neden olurken, bu alanlar petrol şirketlerine bırakıldı. Savaş her şeyi yok ediyor. Sadece 2022 yılında dört milyon ağaç kesildi, yüzlerce köy boşaltı. Türk ordusu gerilla bölgelerini gece gündüz bombalıyor. Kullanılan kimyasal silahlar toprağı ve suyu zehirliyor. Bu silahlar derelere, oradan denizlere, oradan da dünyanın kalbine akıyor."
Ekolojik ve insani krizlerin sorumlusunun kapitalist güçler olduğunu belirten Munzur, "Sokaklarda, dünyanın her yerinde bu mücadeleyi büyütmek görevimizdir" ifadelerini kullandı.
Kitle açıklamalar ardından sloganlarla kent merkezine yürüyerek, eylemlerini sonlandırdı.