İzmir'de çocuk işçiliğe karşı birleşik mücadele çağrısı

Çocuk işçiliğin son bulması ve MESEM programının iptali için İSİG Meclisi'nin çağrısıyla İzmir'de düzenlenen eylemde; taleplerini kampüslerden ve sokaklardan yükselten üniversite gençliği ile gelecekleri çalınan tüm çocuk işçilerin insanca yaşam, eşit, ücretsiz ve demokratik eğitim taleplerini birleştirmenin zorunluluğuna dikkat çekildi. Açıklamada, sermaye iktidarının politikalarına dur demek için direnişin süreceği vurgulandı.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) İzmir Meclisi, çocukların çalıştırılma halinin son bulması ve Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programının iptal edilmesi talebiyle Alsancak'ta bulunan ÖSYM binası önünde açıklama yaptı. "Neden hep biz ölüyoruz", "Okula gidemedim iş yerinde katledildim" dövizlerinin taşındığı açıklamada sık sık "MESEM programı iptal edilsin", "Katledilen çocuklar isyanımızdır", "Laik, bilimsel, demokratik eğitim" sloganları atıldı.
'SERMAYENİN SİSTEMATİK SÖMÜRÜSÜNE TESLİM ETTİĞİ BİR DÜZEN'
Basın açıklamasını yapan Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Beyza Durman, MESEM programıyla lise öğrencilerinin sömürüldüğüne dikkat çekti. Türkiye'de nisan ayı içerisinde katledilen çocuk işçilerin verilerini paylaşan Durmaz, iktidarın sömürü politikaları sonucu çocuk işçilerin yaşamlarını yitirdiğini söyledi. Niğde'de çalıştığı iş yerinde yaşamını yitiren 14 yaşındaki Abdurrahman Özkul'u anımsatan Durman, "Aynı iki hafta içerisinde, göçmen çocuk işçi Yusuf Mısri, Konya'da çalıştığı sondaj işinde kafasına çarpan boru kancasıyla yaşamını yitirdi, 14 yaşındaydı. Kayseri'de Mehmet Özarslan, kum ocağında çalışırken Kızılırmak Nehri'ne düştü, cansız bedeni 26 saat sonra bulundu. 17 yaşındaki Yakup Taşar ise çalışmak için gittiği Antalya'da, işyerinde yaşamına son verdi. Samsun'da 17 yaşındaki lise öğrencisi Necip Fazıl Çırak, çalıştığı inşaattan düşerek hayatını kaybetti. Gaziantep'te 16 yaşındaki Halil Kırpaç, çalıştığı işyerinde elini makineye kaptırarak 3 parmağını kaybetti. Her biri farklı şehirde, farklı işte ama aynı gerçeğin kurbanıydı. Bu düzen devletin çocukları korumadığı, aksine sermayenin sistematik sömürüsüne teslim ettiği bir düzen" ifadelerini kullandı.
'GELECEKLERİ ÇALINAN ÇOCUK İŞÇİLERİN TALEPLERİNİ YÜKSELTMEK ZORUNDAYIZ'
İktidarın "Dual Eğitim Sistemi" adıyla yaklaşık 2 milyon öğrenciyi sanayide doğrudan ucuz iş gücü olarak piyasaya sunmak istediğine dikkat çeken Durman, "Bizler, bugün demokratik Türkiye talebimizi kampüslerden, sokaklardan yükselten üniversite gençliği olarak, AKP iktidarının işçilerin canı üzerine kurduğu bu kanlı düzeni sona erdirmek ve gelecekleri çalınan tüm çocuk işçilerin insanca yaşam; eşit, ücretsiz ve demokratik eğitim taleplerini beraberce yükseltmek zorundayız. Bizler bugün burada bir araya gelerek, bu kanlı düzenin karşısında birleşerek, Türkiye'nin tüm üniversite gençliğine sesleniyoruz; çocukların, gençlerin, AKP iktidarının ve sermaye gruplarının kâr kapısı haline getirilmesine karşı durmadan mücadele etmek ve sermaye iktidarının politikalarına dur demek için direnişe devam ediyoruz, birleşe birleşe kazanıyoruz" diye konuştu.
Açıklama sloganlarla sona erdi.