2 Ekim 2024 Çarşamba

KBDH ve HBDH'tan işçi sınıfı ve Kürt halkının mücadelesini birleştirme çağrısı

KBDH Konsey üyesi Hevi Sarya ve HBDH Yürütme Kurulu üyesi Tekin Yoldaş, Medya Haber özel programında Mart ayında gelişen mücadele dinamiklerine işaret etti, gelişen ve militanlaşan mücadelenin ortaya çıkardığı olanakları örgütleyeceklerini söyledi. Sarya ve Yoldaş, işçi sınıfı ve Kürt halkının mücadelesinin birleşmesinin önemine işaret ederek 1 Mayıs'ta yasaklı alanların kitlesel bir şekilde zapt edilmesi gerektiğini vurguladı.

Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Konsey üyesi Hevi Sarya ve Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Kurulu üyesi Tekin Yoldaş, Medya Haber özel programında Delal Devrim'in sorularını yanıtladı. 8 Mart, 12 Mart, Newroz ve 30 Mart'ın yanı sıra 1 Mayıs'a ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sarya ve Yoldaş, işçi ve emekçiler, Kürt halkı, kadınların gelişen ve militanlaşan mücadelesinin ortaya çıkardığı dinamizme dikkat çekti. HBDH militanlarının 2022 yılındaki mücadele perspektifinin işçiler, emekçiler, ezilen halklar ve kadınlarla buluşmayı hedeflediğini söyledi.

SARYA: KÜRT ULUSUYLA KARDEŞLEŞEMEYEN İŞÇİ SINIFI DEVRİM YAPAMAZ
Politik-askeri bir örgüt olan HBDH'nin 6 yıllık mücadele tarihinde bu amaca uygun hareket ettiğini vurgulayan Hevi Sarya, yetersizliklerine rağmen yürüttükleri mücadeleye dikkat çekti. Kürt sorununun çözümünün önemine işaret eden Sarya, HBDH'nin birleşik devrim perspektifini hatırlattı. Sarya, "Kürt ulusuyla çok daha güçlü bir kardeşleşme, birleşik mücadele geliştiremeyen bir Türk proletaryası, işçi-emekçisi Türkiye'de devrimi gerçekleştiremez. Türkiye'de işçi-emekçi hareketinin daha yüksek bir politik düzeyi ortaya çıkarması gerekiyor. Kürdistan'da gelişen ulusal özgürlük mücadelesiyle daha güçlü bir ittifaklık içerisine girmesi gerekiyor. Bu gerçeğe gözünü kapatan bir anlayış birleşik devrimi gerçekleştiremez. HBDH'nin 6 yıllık savaşımı bu konuda tam bir amaç netliğini, gerek fiili meşru mücadelede, gerek milis ve gerilla temelindeki eylemsellikle ortaya koyuyor" dedi. Örgütsel seferberlik içinde olduklarını söyleyen Sarya, buna uygun bir konumlanma içinde olduklarını kaydetti.

YOLDAŞ: FAŞİST REJİM VE İŞBİRLİKÇİLERİNDEN HESAP SORDUK
Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nin Türkiye devrimci hareketi ve Kürdistan devrimcilerinin ortak mücadele mirası olarak kurulduğunu hatırlatan Tekin Yoldaş, "Bu hareketin kendinden önceki mücadele geçmişinin mirası olmakla beraber ayırt edici özelliği faşizmin karşısında hesap soran bir pratik içerisinde olmasıdır. Bu anlamıyla HBDH hem gerilla sahasındaki direnişiyle hem kentlerde örgütlediği milis eylemleriyle ve devrimci kitle faaliyetiyle faşist rejimden ve onun işbirlikçi unsurlarından hesap sormuştur" diye konuştu.

AKP-MHP faşist rejiminin çok zayıfladığını, ekonomik ve siyasi olarak tıkanan, şiddet ve zulümle ayakta duran bir rejim olduğunu belirten Yoldaş, hedeflerinin işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin birleşik devrim mücadelesine katılması ve faşist rejimden hesap sorması olduğunu söyledi. Garê direnişini hatırlatan Yoldaş, benzer bir saldırı dalgasının KDP işbirliğiyle yakın dönemde yeniden gündeme gelebileceğini belirtti. Yoldaş, "KDP ile ittifak halinde gerilla alanlarına dönük bir saldırı konsepti var. Bu neyi gösteriyor? Artık Türk devleti tek başına gerilla karşısında başarı kazanamıyor. Dolayısıyla KDP'yi devreye sokuyor" dedi. HDP hakkındaki kapatma davası, yeni seçim yasası, kadınlara, gençlere, işçi direnişlerine saldırılar, örgütlenme hakkı engellerini hatırlatan Yoldaş, "Bu tablo neyi gösteriyor? Faşist rejime karşı ancak, direnirsek ve mücadele edersek sonuç alabiliriz. Direnmeyen, mücadele etmeyen, hesap sormayan bir gücün ayakta kalma şansı yok. 2022 faşist rejimin kaderinin belirleneceği bir yıl olacak. AKP-MHP faşist rejiminin tükeniş yılı olacak. Onlar da bunun farkında. Giderken her şeyi yıkıp gitmek istiyorlar. 8 Mart, Newroz, 12 Mart sürecinde kitlelerin sokağa çıkması, devrimcilerle yan yana olması faşist rejimde büyük bir kaygı ve korku yarattı" diye konuştu.

HBDH'nin özellikle şehirlerdeki eylemlerinin yarattığı tedirginliğe işaret eden Yoldaş, "Katliamların, işkencelerin, halka dönük işlenen bütün suçların hesabını birleşik devrim güçleri olarak, gerillalar olarak, milisler olarak soruyoruz, soracağız. 2022 yılı eylemlerimizin daha da yükseleceği, faşizmden daha güçlü hesap soracağımız bir yıl olacak" dedi.

SARYA: KADINLAR ADALET İSTİYOR
KBDH Konsey üyesi Hevi Sarya, 8 Mart'ta Türkiye ve Kürdistan'da sokağa çıkan, erkek egemenliğine, faşizme karşı barikatları zorlayan kadınların kararlı duruşuna dikkat çekti, sosyalist kadın hareketi, Kürt kadın hareketi ve feminist hareketin işçi direnişleriyle ilişkilenişine işaret etti. Kadınların Newroz kutlamalarına kitlesel katılımına işaret eden Sarya, "8 Mart'tan aldığı güçle, enerjiyle Newroz'un bir kadın Newroz'u olduğunu çok rahat söyleyebiliriz. 8 Mart'ın ortaya koyduğu mesajlar açısından şunun da altını çizmek gerekiyor. Büyük bir adalet talebi var. Kadınlar adalet istiyor. Kadın cinayetleri karşısında, devlet şiddeti karşısında adalet haykırışı içerisindeler. Ve elbette istenen kadın adaletidir. Biz burada KBDH olarak kendimize görev çıkarıyoruz. Kadınların bireysel özsavunma eylemleri bu topraklarda giderek yaygınlaşmakta. Ama bunun kolektif bir kadın özsavunmasına dönüşmesi oldukça önemli. Fakat doğrudan kolektif kadın örgütlerinin milisleriyle, gerilla kuvvetiyle devlet ve erkek şiddeti karşısında konumlanmak bugünün acil görevidir. 8 Mart'ta ki adalet haykırışına KBDH olarak bizim daha güçlü cevap vermemiz gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

'ERKEK EGEMENLİĞİNİ YIKACAĞIZ'
Kadınlara KBDH saflarında mücadele etme çağrısında bulunan Sarya, kadın devrimi ve "Erkek egemenliğini yıkacağız" politikasının yaygınlaşmasının önemine işaret etti. Birleşik devrim ve kadın devriminin zaferi için Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki kadın hareketinin birleşmesinin zorunlu olduğunu söyleyen Sarya, "Türkiye'de gelişen sosyalist-komünist-feminist-antifaşist kadın hareketinin birleşmesi bugün açısından bizim en temel görevimizdir. Dolayısıyla, bu noktada daha güçlü bir kadın ittifakına ihtiyaç olduğunu belirtebiliriz. Faşizmi ve erkek egemenliğini bu temelde yıkabileceğimizi düşünüyoruz" dedi.

YOLDAŞ: HALK GAZİ'DE ÖLÜMSÜZLEŞENLERE SAHİP ÇIKTI
Türk devleti tarafından gerçekleştirilen Beyazıt ve Gazi katliamlarının yanı sıra Saddam ve Esad rejimleri tarafından gerçekleştirilen Halepçe ve Qamişlo katliamlarını hatırlatan HBDH Yürütme Kurulu üyesi Tekin Yoldaş, 12 Mart günü Gazi Mahallesinde yapılan eyleme halkın bütün engellemelere rağmen katliamda ölümsüzleşenlere sahip çıktığını söyledi.

Gazi, Beyazıt, Halepçe ve Qamişlo katliamlarının ortak özelliği faşist, milliyetçi, ırkçı rejimler tarafından gerçekleştirilmiş olması olduğuna işaret eden Yoldaş, "Bunlara karşı, devrimci saflarda örgütlenme, hesap sorma mücadelemiz devam edecektir. Birleşik devrimimizin zaferi bu katillerden hesap soracaktır. Birleşik devrim mücadelemiz zafer kazandıkça katillerin zayıfladığını ve halkların birliğinin, mücadelesinin daha da büyüdüğünü göreceğiz" diye ekledi.

SARYA: KÜRT HALKI SÖMÜRGE SİYASETİNİ KABUL ETMEDİĞİNİ İLAN ETTİ
KBDH Konsey üyesi Hevi Sarya da Newroz kutlamalarına katılan milyonların sömürge siyasetini kabul etmediğini ortaya koyduğunu vurguladı, "Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'ı çok güçlü sahiplendi. PKK'yi, gerillayı çok güçlü sahiplendi. Rojava'yı, Başur'u işgaline karşı tutumunu çok net ortaya koydu. Kürt ulusal birliği talebini sürekli ifade etti. Çok politik bir Newroz'du ve bu koşullarda milyonlarca insanın sokağa çıktığı, meydanları zapt ettiği örneğin Amed'de polis bariyerini yıkarak, platformun önüne konulan tel örgüleri yıkarak Kürt gençliğinin militan duruşunu sergileyerek bir direniş de açığa çıkarmış oldu. Militanlığıyla, kitleselliğiyle şu an ki siyasal mücadelenin en diri kuvvetinin yine Kürt halkı olduğunu görmüş olduk. Bu mesajları düşmanın çok net aldığını düşünüyorum" dedi.

'MİLLET VE CUMHUR İTTİFAKLARI İYİ POLİS-KÖTÜ POLİS ROLÜNDE'
Millet ve Cumhur ittifaklarının iyi polis-kötü polis rolüne bürünerek halkı kandırmaya çalıştığına işaret eden Sarya şunları söyledi: "Newroz buna bir cevaptır. 'Biz bu oyunları çok iyi biliyoruz' dedi halkımız. Kürt halkının zeki bir halk olduğunu, yüksek bir politik kavrayışı olduğunu çok net yeniden gösterdi. Osmanlı oyunlarını Türk burjuvazisinin kendi devlet bekasını koruma oyunlarını gördüğünü ve bu oyunları dün olduğu gibi bugün de bozacağını ortaya koydu. Türkiye halklarımız ve antifaşist mücadele dinamikleri de şunu yeniden gördü; faşizme karşı mücadele Kürt halkı olmaksızın yürütülemez."

Kürt halkı gerçeği ve mücadelesini görmeden antifaşist mücadele yürüteceğini zanneden kesimlere seslenen Sarya, tutarlı antifaşist mücadelenin Kürt halkının mücadelesiyle güçlü bir ilişkiyle yürütülebileceğini vurguladı. Newroz'un güçlü geçmesinde Haftanîn, Zap, Garê'de gerillanın direnişinin önemli bir yerde durduğunu kaydeden Sarya, işçi sınıfı, kadınlar ve gençliğin mücadelesinin birbirinden etkilendiğini ve güçlendiğini aktardı.

'NEWROZ'UN VERDİĞİ GÜVENLE DAHA GÜÇLÜ YÜRÜYECEĞİZ'
Sarya, "Newroz umut aşılayıcıydı, güven vericiydi. Biz bu umutla ve güvenle daha güçlü yürüyeceğiz önümüzdeki dönemde" diyerek HBDH ve KBDH savaşçılarının Newroz aldıkları güçle mücadeleyi sürdüreceğini kaydetti.

YOLDAŞ: KIZILDERE DİRENİŞ, TESLİM OLMAMA, SAVAŞ İRADESİDİR
Kızıldere direnişinin 50. yılına girdiğini hatırlatan HBDH Yürütme Kurulu üyesi Tekin Yoldaş, Kızıldere direnişinin, teslim olmama, savaşma iradesi olduğunu vurguladı, Mahir Çayan'ın 'biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik' sözünün kararlılığıyla Türkiye devrimci hareketinin '20'li yıllardan başlayarak, '50li yıllarda TKP ile gelişen düzen içi olan sol anlayıştan kopuş olduğunu kaydetti. Mahir Çayan ve yoldaşlarının eyleminin devrimci dayanışma, birleşik devrimci yoldaşlaşmanın ilk örneklerinden olduğunu kaydeden Yoldaş şunları söyledi: "Biz, HBDH'ın kuruluşunu ilan ederken hep Kızıldere direnişine, 6 Mayıs Denizlere, 18 Mayıs İbrahim Kaypakkaya'ya, Mazlumlara, Necdet Adalılara, Kemal Pirlere atıfta bulunduk. Bunlar bizim mücadele tarihimizin altın harflerle yazılmış direniş gelenekleridir. Kızıldere'de bir tılsım var, bunu anlamak gerekiyor. Düzen siyasetine sığmayan, devrimci savaş çizgisi, devrimci mücadele çizgisi, militan hat, bunu silahlı mücadeleyle gerçekleştirme iradesi Kızıldere'de kendini çok güçlü bir şekilde ifade etmiştir. Mahir Çayan ve yoldaşlarının o kerpiç evde başlattıkları savaş, mücadele bugün Türkiye metropollerinde, Gazi'de, İstanbul'da, Ankara'da, Kürdistan'da, Newroz alanlarında, Rojava devrim topraklarında, Medya Savunma Alanı'nda onları kendine rehber edinmiş militanların, gerillaların, devrimcilerin bilinçlerinde yaşamaya devam ediyor. Onlara selam olsun, onların yarattığı tarihe layık olmaya çalışacağız. Kızıldere savaşçıları ölümsüzdür."

SARYA: 1 MAYIS İŞÇİ SINIFI MÜCADELESİNİN DEVRİMCİ ROTAYA GİRMESİNİ SAĞLAMALI
Mart ayında kitlelerin sokakları zapt eden iradesinin 1 Mayıs'ta daha güçlü ortaya konacağını belirten KBDH Konsey üyesi Hevi Sarya, "Newroz nasıl bu yılın önünü açan bir yerde durduysa, 1 Mayıs da öyledir. 2022 1 Mayıs'ının Türkiye'deki işçi ve emekçi mücadelesinin daha devrimci bir rotaya girmesine vesile olmasını hedefliyoruz" dedi. Türkiye'de işçi ve emekçi mücadelesinin Kürdistan'da gelişen mücadeleyle birleşmesinin önemine işaret eden Sarya, 1 Mayıs'ta Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın bütün illerinde sokağa çıkan bir hareket ortaya çıkarmanın önemine vurgu yaptı.

Yasaklı alanlarının zorlanmasının önemine dikkat çeken Sarya, "Türkiye'de çok yaygın işçi direnişleri var. Hak arama bilincinde bir gelişme söz konusu. Bu sınıf hareketi açısından yeni bir eşiktir. Antep'te son iki ayda 34 fiili grev gerçekleştirdi işçi sınıfı. Bazıları kazanımla sonuçlandı. Bu bir tesadüf değildir. Sermaye düzenine karşı ve faşizme karşı mücadelede işçi sınıfımızın daha güçlü bir yönelime girdiğini söyleyebiliriz. Şu an Türkiye'de de adını anamayacağım bir dizi işçi direniş var. Dolayısıyla, 1 Mayıs'a gerek Kürt halkımızın çok canlı ve dinamik, kitlesel sokakta olması gerekli" dedi.

'AYAKLANMA ÇIKARMALI, EMEKÇİ SEMTLERİNDE OTORİTE ALANLARI ÖRGÜTLEMELİYİZ'
Özgürlüğü kazanmanın yolunun sömürü düzenini yıkmak olduğunu vurgulayan Sarya şunlara işaret etti: "Faşizme karşı mücadelenin zaferi açısından sömürü düzenini yıkıma götürecek bir Türkiye ve Kürdistan halk hareketine ihtiyaç var. Evet, güncel olarak birleşik halk mücadelesini, direnişini örgütlemek, somut olarak genel grev örgütleyecek bir örgütsel düzeyi hazırlamak gerekiyor. Dolayısıyla, bu 1 Mayıs sadece 1 Mayıs değildir. 2022 yılını etkileyecek bir yerde duruyor. Bugün ufkumuz ekonomik krize karşı mücadele yürütmekle sınırlı olamaz. Biz ayaklanma çıkartmalıyız. Çünkü bunun toplumsal dinamikleri birikmektedir. Kimi emekçi semtlerde halkımızın güvenliğini alacak milislerimizle birlikte bazı otorite alanları örgütlemeye odaklanmalıyız. Emekçi semtlere faşist polisleri, faşist paramiliter kuvvetleri sokmayan bir direngenlik, kitlesel halk gücü açığa çıkarabilmeliyiz. 1 Mayıs bütün bu unsurlar içerisinde önemli bir yerde duruyor. Elbette, Taksim kızıllığıyla, cüretiyle de hepimizin odağındadır. İsteriz ki onbinler, yüzbinler Taksim'e aksın. 2022 1 Mayıs'ının Taksim zaferiyle taçlanması bizim de temennimizdir HBDH olarak. Newroz'un ortaya çıkardığı gibi bir başarının bizi beklediğini düşünüyoruz. Bir nevi yol açıcı bir yerde duracaktır 2022 1 Mayıs'ı."

YOLDAŞ: TAKSİM, GÜNDOĞDU, KIZILAY, HER YERİ 1 MAYIS ALANI HALİNE GETİRELİM
HBDH Yürütme Kurulu üyesi Tekin Yoldaş da 1 Mayıs eylemlerinde katledilen işçi ve emekçileri andı, işçi ve emekçilerin eşitsizlik, adaletsizliğe karşı artan öfkesi, özgürlük özlemi olduğunu söyledi ve ekledi: "Bunu düzen siyasetine hapsetmemek lazım. Devrimci seçeneği yaratmak lazım."

Newroz alanıyla 1 Mayıs alanının buluşturulmasının önemine vurgu yapan Yoldaş, "Newroz coşkusuyla Taksim'i, Gündoğdu'yu, Kızılay'ı ya da Türkiye'nin her yerini 1 Mayıs alanı haline getirmek, 1 Mayıs mücadelesini o tarihsel anlamına uygun bir şekilde bu düzeni yıkma mücadelesine, bu düzeni sarsma mücadelesine çevirmek gerekmektedir. O gün faşist rejime karşı kitlesel bir buluşma yaratmak, kitlesel bir hareket yaratmak, birleşik devrim güçlerinin en güçlü şekilde örgütlendiği ve hesap sorduğu bir 1 Mayıs olmalıdır. İşçi sınıfına, emekçilere, ezilenlere çağrımız faşizmi yıkma, özgürlüğü kazanma mücadelesinde bize güç vermeleridir. Çünkü biz, gücümüzle, taraftarlarımızla, birleşik devrim güçlerimizle o alanlarda olacağız. Bizi var eden gerekçeler özgürlük, eşitlik, adalet, sosyalizm idealleridir. Bu idealleri daha güçlü bir şekilde 1 Mayıs alanlarını zapt ederek işçi ve emekçilerle beraber en ileriye taşımak hedefimizdir. Yaşasın 1 Mayıs! Bijî yek gulan" diye konuştu.