Kobanê sınırına yürüyüş: Rojava'yı savunmak temel görevdir
Yüzlerce kadın, Türk devleti ve ÖSO çetelerinin Rojava'ya dönük saldırılarını protesto etmek için Urfa'nın Suruç ilçesinde bulunan Kobanê sınırına yürüdü.
Türkiye ve ona bağlı ÖSO çetelerinin Rojava'ya dönük saldırılarına karşı Urfa'nın Suruç ilçesinde yan yana gelen kadınlar, Kobanê sınırına yürüdü.
Yürüyüşe, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu ve milletvekilleri, Barış Anneleri Meclisi, Diyarbakır Şehir Tiyatrosu, Dicle Fırat Kültür Sanat Derneği, Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği (KASED), Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri ile binlerce kişi katıldı.
DEM Parti Suruç ilçe binası önünden başlayan yürüyüş, polisin engelleme girişimlerine rağmen "Bijî berxwedana Rojava", "Bi can bixwîn em terene Rojava", "Jin jiyan azadi", "Rojava faşizme mezar olacak", "Direne direne kazanacağız" sloganlarıyla sınırdaki nöbet alanına kadar sürdü.
"Rojava xeta me ya sore/Rojava kırmızı çizgimizdir" ve Türkiye'nin SİHA saldırısıyla katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ın fotoğrafının bulunduğu "Nazım Cihan rumeta me ne" pankartlarının asıldığı nöbet alanında bir araya gelen kitle "Em şoreşa jinan a Rojava diparêzin/Rojava Kadın Devrimini savunuyoruz", "Rojava şoreşa me ya Jin jiyan azadi ye, Rojava teqez nakeve" pankartını açtı.
TÜRKOĞLU: ROJAVA'YI SAVUNMAK TEMEL BİR GÖREVDİR
DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, "27 Kasım'da Baas rejiminin çökmesinden bu yana çeteler eliyle Rojava'ya saldırılar söz konusu. Elbette Rojava'ya saldırı ilk kez olmuyor. Biz daha önce de yine buralardaydık, yine nöbetlerdeydik. IŞİD eliyle Kobanê'ye yapılan saldırılara karşı Kürt halkı, kadınlar, sosyalistler ve devrimciler olarak burada Kobanê'yi savunmaya çalıştık. Halklar Suruç'tan Kobanê'ye köprü oldu" ifadelerini kullandı.
Bugün de Rojava'yı savunmanın temel bir görev olduğunu ifade eden Türkoğlu, "Çünkü Rojava'yı savunmak, özgürlük, eşitlik ve demokrasi için bugüne kadar ettiğimiz mücadelenin ve ödediğimiz bedellerin gereğidir. Unutmuyoruz, hatırlıyoruz, anıyoruz. 33 düş yolcusunun Suruç'ta IŞİD eliyle nasıl katledildiğini çok iyi hatırlıyoruz. Onları saygı ve minnetle anıyoruz" dedi.
'ROJAVA'DA OLUŞTURULAN MODEL DÜNYA HALKLARINA UMUT OLMUŞTUR'
Türkoğlu, şöyle devam etti: "Dün Kobanê'ye yönelik saldırılarda IŞİD'e destek veren zihniyet, bugün de SMO eliyle Kobanê'ye, Rojava'ya, Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırılar gerçekleştirmektedir. Rojava'da yükselen adalet, eşitlik, demokrasi ve barış mücadelesi bizim tarafımızdan da dünyaya ses olsun istiyoruz. Bu, bedel ödenerek bugüne gelmiş bir mücadeledir. 2014 yılından bu yana Rojava'da oluşturulan model, dünya halklarına ve kadınlara umut olmuştur. Ortadoğu karanlığında özgür ve eşit yaşamın modeli Rojava'da inşa edilmeye devam edecektir."
'GELİN, HEP BİRLİKTE ROJAVA'YI SAVUNALIM'
Rojava halkının Ortadoğu'da barışın garantisi olduğunu vurgulayan Türkoğlu, "O nedenle, onurlu barış mücadelesi veren bütün halklara sesleniyoruz: Gelin, hep birlikte Rojava'yı savunalım, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları kabul etmeyelim, meşru görmeyelim. Evet, biz meşru görmüyoruz. Türkiye'nin destek verdiği SMO paramiliter güçlerin yapmış olduğu saldırıları kabul etmiyoruz. İHA ve SİHA'larla sivillere yönelik yapılan saldırıları kabul etmiyoruz. Tişrin Barajına yönelik saldırı, aynı zamanda orada yaşayan halkların enerji ve su kaynaklarına yönelik bir saldırır ki bu zaten insanlık suçudur. Bu saldırıyı kabul etmek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.
Türkoğlu, şöyle devam etti: "Jin Jiyan Azadî felsefemizin ruhuyla, Rojava'nın büyütmüş olduğu kadın özgürlükçü eşit yaşamı, halkların eşit ve özgürlük yaşamını dünyaya sunuyoruz. Tüm dünyaya sesleniyoruz: Gelin, kapitalist ve emperyalist güçlerin sunduğu soykırımcı ve inkarcı rejimler bu yüzyılda son bulsun. 21. yüzyıl kadınların yüzyılı olsun, halkları yüzyılı olsun; bütün farklı inanç ve kimliklerin bir arada yaşayabileceği bir yüzyıl olsun."