22 Eylül 2024 Pazar

Koç Holding'e ait araç şoförünün işlediği cinayetin üstü örtülmek isteniyor

Antakya'da deprem katliamının ardından sokak ortasında polis ve asker tarafından işkence gören Tahsin Nihadioğlu, daha sonra trafik kazasında yaşamını yitirdi. Nihadioğlu'na çarpan Koç Holding'e bağlı Otokoç'a ait aracın şoförü Selim Çamdibi göstermelik gözaltına alındı, hiçbir adli kontrol şartı verilmeden serbest bırakıldı. Başsavcı ölümle sonuçlanan kazaya ilişkin kovuşturmaya yer yoktur kararı verdi. Deliller adeta buhar olup uçtu... Kardeşinin ardından adalet mücadelesi yürüten Zeynel Nihadioğlu, ETHA'ya yaptığı değerlendirmede hem işkenceciler hem de Selim Çamdibi yargılanana kadar mücadele edeceklerini vurguladı.

Şubat deprem katliamının üzerinden bir yıl geçti ancak deprem bölgesinde yaşananlar hala hafızalarda tazeliğini koruyor. AKP-MHP saray iktidarının sermaye odaklı politikaları sonucu onbinlerce insan hayatını kaybetmiş, hayatta kalanlar ise açlık ve yoksulluk içinde sokakta yaşamaya mahkum edilmişti. Depremin ardından aylarca halkın ihtiyaçlarını karşılamayan devlet, halkın tepkisini sindirmek, halka işkence yapmak için asker ve polislerini sahaya sürmüştü. Yardım ekipleri bekleyen halk karşısında uzun namlulu silahlarıyla özel harekat polislerini görmüştü.

SOKAKTA İŞKENCE GÖRDÜ
İktidarın sahaya sürdüğü asker ve polisler sokakta "şüpheli şahıs" iddiasıyla halka işkence uyguladı. Bu kişilerden biri de Tahsin Nihadioğlu idi. 13 Şubat 2023 günü ağır hasarlı evinden yaşam alanı kurulan Sevgi Parkına gitmek için çıkan Nihadioğlu, asker üniformalı kişiler tarafından durdurularak dövülmeye başlandı. Ters kelepçe yapılan ve işkence gören Nihadioğlu, daha sonra 34 plakalı resmi polis aracına bindirildi. Belediye temizlik işçisi olduğunu, Sevgi Parkına gitmek istediğini söyleyen Nihadioğlu'nu polis Sevgi Parkına götürdü. Burada buluşacağı akrabası Halil Yakut'u bulan polis ona da işkence uyguladı. İstanbul'dan dayanışmak için Antakya'ya gelen Yakut, ters kelepçe işkencesiyle yere yatıralarak kafasına defalarca tekme atıldı.

O gün Tahsin Nihadioğlu ve Halil Yakut'a öldüresiye işkence yapan asker ve polisin elinden Sevgi Parkında bulunan halk ve dönemin Hatay Milletvekili Barış Atay aldı.

ARAÇ ÇARPMASINDA AĞIR YARALANDI
Yaşananları önce sosyal medya hesabından duyuran ardından da konuya ilişkin röportaj veren Tahsin Nihadioğlu, işkenceci polislerden hesap soracağını belirtmişti. Röportajın ardından Hatay Büyükşehir Belediyesi taşeron temizlik işçisi Nihadioğlu, ücretsiz izne çıkarıldı. 15 Şubat'ta kentten ayrılmak için Antakya otogarından otobüse binen Nihadioğlu, o kargaşada yanlış otobüse bindi bunun üzerine otogara çok yakın Topboğazı'nda indirildi. Karşıdan karşıya geçerken Selim Çamdibi'nin kullandığı Koç Holding'e bağlı Otokoç'a ait aracın çarpmasıyla ağır yaralandı. Nihadioğlu kaldırıldığı Hatay Mustafa Kemal Eğitim ve Araştırma Hastanesinden, Adana Şehir Hastanesine sevk edildi. 20 Şubat günü yaşamını yitirdi.

Katliamın üzerinden bir yıldan uzun zaman geçti. Ne işkenceciler ne de Nihadioğlu'na çarparak ölümüne neden olan şoför Selim Çamdibi yargılandı. Ailenin başvurduğu kapılar adeta suratına kapandı. "Kardeşim öldüğüyle kalmayacak. İşkenceciler ve şoför Selim Çambidi hesap verene dek mücadele edeceğim" diyen ağabey Zeynel Nihadioğlu ile bir yıllık süreci konuştuk.

'OHAL KOŞULLARINDA KARAKOLDA TANIK VE NÖBETÇİ YOK' İDDİASI
ETHA'ya değerlendirmelerde bulunan Nihadioğlu, kardeşinin hayatını kaybetmesine neden olan olaya kaza demediklerinin altını çizdi. Kardeşinin ölümüne ilişkin ciddi delil karartmalarıyla karşılaştıklarının altını çizen Nihadioğlu, "Jandarma delil olmadığını söylüyor, inanmıyoruz. Olaylar geliştikçe somut bir takım şeylere dayanarak konuşuyoruz. Kazanın cerayan ettiği bölgede avukatlarımızla keşif yaptığımız zaman karakol komutanı, 'karakolun kamerası çalışmıyor, nöbetçi yok' dedi. Karakolun önünde gerçekleşen bir kazadan bahsediyoruz. Bu karakol Kırıkhan, Antakya arasında İskenderun'u da bağlayan çok merkezi bir karakol. OHAL koşullarında tanık ve karakolda nöbetçi yok, üstelik depremden dokuz gün sonra" dedi.

'TÜRKİYE'DE YASALAR İŞÇİ EMEKÇİ LEHİNE İŞLEMİYOR'
Zeynel Nihadioğlu, keşifte bizzat yer aldı. Şöyle aktarıyor olanları: "Yolda boylu boyunca uzanan kameralar gördüm, kime ait olduğunu sordum. Karayollarına ait olduğunu ama söz konusu noktayı görmeyeceğini söylediler. Mutlaka görmüşlerdir çok yakın mesafe. Kamera kayıtlarını istedik ama bu ülkede yasal süreç nasıl işliyoruz biliyoruz. İşçinin, emekçinin lehine işlemiyor. Koç'u, Otokoç'u koruyan bir tavır görebiliyoruz hem jandarma karakolu tarafından hem de yargı sürecinde. Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Şöyle düşünün ortada bir ölüm var. Koç'un şoförü Selim Çamdibi'nin tutuklanmasını istiyoruz. İfadesinde diyor ki, 'ben 50-60 kilometre hızla gidiyordum, yavaştım, deprem nedeniyle karanlıktı.' Ancak sonradan otopsi raporlarında da net şekilde açığa çıktığı gibi ben de somut tanığıyım. Sağ tarafı ayaktan kafatasına kadar kırıklarla doluydu. Gözle görebilecek durumdaydım her yeri hem morarmış hem de kırılmıştı. 50-60 kilometre hızla gitmesi imkansız, şiddetli hızla çarpmıştır. Son model lüks bir araç; ön tarafı, kaportası, camı tamamen dağılmıştı."

'KARDEŞİM ÖLDÜ, ŞOFÖRÜN YURT DIŞI YASAĞI BİLE YOK'
Kamera kayıtlarının kendilerine gösterildiği takdirde suçlunun ortaya çıkacağını bu nedenle gizlendiğinin altını çizen Nihadioğlu, "Ağır bir yaralama var, şoför gözaltına alınıyor. Biz gerçi gözaltı demiyoruz ağırlama diyoruz. Üç saat ağırlanıyor, sonra da savcılığa çıkmadan serbest bırakılıyor. Ölüm gerçekleşiyor, gözaltına alınıyor. Daha doğrusu misafir ediliyor. Savcılığa çıkarılmadan serbest bırakılıyor. Kardeşim öldü, yurt dışı yasağı yok, denetimli serbestlik yok. Tutuklama zaten yok! Yargı sürecinde de Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer yoktur kararı verdi. Bu akıl almaz karara avukatlarımız itiraz etti" ifadelerini kullandı.

'AHMET GİRİŞKEN DE KARAKOLDA İŞKENCEDE ÖLDÜRÜLDÜ'
Savcılığın tutuklamama kararını şoförün ifadesine dayandırdığını, aile fertlerinin görüşünü almadığını, tanık aramaya dahi girişmediği belirten Nihadioğlu, kamera kaydının olduğuna emin olduklarını dile getirdi. Nihadioğlu, sebebini ise şöyle açıkladı: "Aynı tarihlerde Güzelburç mahallesinde Ahmet Girişken abisiyle birlikte 'şüpheli şahıs' olarak gözaltına alındı. Altınözü Karakoluna götürüldü Ahmet Girişken'in buradan cenazesi çıktı. İşkencede öldürüldü. Soruşturmaya gizlilik kararı kondu. Yapılan araştırmalarda işkenceciler kamera kayıtları olmadığını söyledi. Sonradan tespit edidi. Ahmet Girişken'in öldüğü saatlerde, 8-10 saatlik kamera kaydı yok, 11. saatte var. kamera kayıtları yok edilmiş. Altınözü bir ilçe; dağ, taştır. Orada 11 Şubat'ta kamera kaydı varsa Topboğaz'ı gibi merkezi bir karakolda kamera kaydı muhakkak vardır, eni sonu ortaya çıkacaktır."

'OLAYIN ÜSTÜ ÖRTÜLMEK İSTENİYOR'
Başsavcının şoförün beyanına göre karar vermesini eleştiren Nihadioğlu, "Yapması gereken adli tıp kurumuna ait raporu talep etmek, dosyada rapor yok. Bilirkişi raporu talep etmek o da yok. Bu raporlar olmadan, başsavcı takipsizlik kararı veriyor. Kısacası olayın üstü örtülmek isteniyor. Bu işin peşini asla bırakmayacağız hem işkencecilerin yargılanması hem de Koç Holding'e bağlı Otokoç'un şoförü Selim Çamdibi'nin neden özel olarak korunduğunu bilmek istiyoruz. Kardeşimin öldüğüyle kaldığı aklımızdan geçmiyor. Mutlaka yargılanmalarını sağlayacağız."

'BİR PLATFORM KURMAK İSTİYORUZ'
Deprem kentlerinde asker ve polisin halka uyguladığı işkenceye işaret eden Nihadioğlu, "Deprem bölgelerinde benzer işkence vakalarıyla karşı karşıyayız. Ailelerin ya da işkenceye uğrayan kişilerin bir platform etrafında birleşerek mücadele yürütmesi için adım atmaya çalışıyoruz. STK ve basının özel desteğini istiyoruz, kamuoyuna yansıması ve kamuoyu gündemine oturması için. Ayrıca yakın zamanda işkencecilerin yargılanması ve Koç'un şoförü Selim Çamdibi'nin tutuklanması için bir imza kampanyası başlatacağız. Bu noktada kamuoyundan destek bekliyorum" çağrısı yaptı.