25 Eylül 2024 Çarşamba

Kubilay: Önce yargıyı Saray'dan kurtarın

HDP Sözcüsü Günay Kubilay, Yargı Strateji Belgesi'nin demokratik bir yargı için yeterli olmadığını belirterek önce yargının Saray'dan özgürleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Halkların Demokratik partisi (HDP) Sözcüsü Günay Kubilay, genel merkez binasında gündemdeki gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. 
 
Yargı Strateji Belgesi'ne değinen Kubilay, Türkiye'de büyük bir demokratik değişim ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyacın 31 Mart seçimlerinde bir kez daha ortaya çıktığını belirtti. Yargı Strateji Belgesi'nin demokratik bir yargı paketi değil, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan bir perspektif metni olduğunu kaydeden Kubilay, şöyle konuştu: 
 
'YARGI'YI SARAY'DAN ÖZRGÜRLEŞTİRİN'
 
"Eğer Türkiye'de demokratik bir yargıdan söz edilecekse her şeyden önce işe Saray'ın yargısı haline gelmiş olan mevcut yargıdan başlamak gerekir. Yargıyı Saray'dan bağımsızlaştırmak, yargıçları Saray'dan özgürleştirmek yargıdaki demokratikleşme sürecinin başlangıcı olacaktır. Bu temelde atılmayan hiçbir adım yargıda demokratikleşme adımı anlamına gelmeyecektir.” 
 
Saray'ın ihtiyaçlarının esas alındığını ifade eden Kubilay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "adalet küçülürse zulüm artar” sözlerini hatırlattı. "Evet Türkiye'de adalet küçülmüş, zulüm artmıştır. Zulmün ne kadar attığını biz Halfeti'de gördük” diyerek Ankara Emniyeti'ndeki işkencenin de aynı zulmün devamı olduğunu söyledi. 
 
'TUTUKLU SİYASETÇİ VE GAZETECİLER PAKETTE YOK'
 
Türkiye'de sistematik bir işkence sürecine girildiğini kaydeden Kubilay, "Kendini yargının yerine koymuş olan kolluk ile ilgili bu pakette herhangi bir düzenleme yoktur” dedi. Tutuklu gazeteciler, akademisyenler, aydınlar, yazarlar, siyasetçilerle ilgili de hiçbir düzenleme olmamasına dikkat çeken Kubilay, "Yargı, Saray'ın ihtiyaçlarına uygun çalıştığına göre harekete geçtikleri için burada keyfi bir uygulama söz konusudur” diye kaydetti. 
 
Ağustos 2018'den itibaren yaşanan finansal kriz sonrasında yerli ve yabancı sermayenin Türkiye'den kaçmaya başladığını ve krizin giderek derinleştiğini aktaran Kubilay, yargı paketinin yerli ve yabancı sermayeye "biz artık normalleşiyoruz, keyfi uygulamaların ötesinde bir hukuksal zemine geçiyoruz, bize artık hukuk yön verecektir normalleşeceğiz” demek için yapıldığını söyledi. 
 
AKP'nin 1 yıl içinde 190 milyar dolar ödenmesi gereken kısa vadeli bir borç olduğunu ve hazinede bu kadar kaynağın olmadığını hatırlatan Kubilay, "Yüzde 1'in ihtiyacını karşılamak için yüzde 99'a yönelik yapısal düzenlemeler içine de girilecek. Dolayısıyla hukuk bunu normalleştiren, buna bir toplumsal meşruiyet kazandıracak bir zemin oluşturmaya çalışıyor” diye konuştu. 
 
'VERGİ ZATEN HEP HALKTAN ALINIYOR'
 
Kıdem tazminatının fona devredilmesi tartışmasına da değinen Kubilay, "Vergi tabana yayılacak deniliyor. Vergi zaten tabandaydı, bundan sonra vergi daha çok gündemde olacak borçları ödemek için. Şimdi ortada bir "kırk katır mı kırk satır mı" politikası vardır, buna hukuksal makyaj yapılmak istenmektedir” dedi. 
 
'KUZEY IRAK'A OPERASYON KABUL EDİLEMEZ'
 
"Operasyonlar kaynakları tüketmekten, can kayıplarını artırmaktan başka bir işe yaramıyor 
Türkiye bugün borçlarını ödemekte zorlanırken dün MGK toplantısında askeri operasyonları yoğunlaştıracaklarını açıklıyorlar” diyen Kubilay, Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına olası bir operasyonun uluslararası hukukun ihlali olacağını belirtti.
 
AKP'nin savaşsız, şiddetsiz bir şekilde iktidarını sürdürdüremediğini ifade eden Kubilay, Suriye görüşmelerine de değindi. Görüşmenin Suriye halklarının önünde açık, meşru demokratik müzakereyi esas alan yöntemlerle yapılması gerektiğini dedi.
 
'KAYYUMLARIN BORÇ BATAĞINA NE YAPACAKSINIZ'
 
Kubilay'ın gündeme ilişkin değerlendirmenin devamı şöyle: 
 
"Bu anlayışın bir devamı olarak Kayapınar Belediyesi'ndeki kreşi işgal etmişler. İnanamazsınız, Kayapınar'daki kayyım 19 Mart 2019'da yani seçimden iki gün önce belediyenin kreşini Diyarbakır Müftülüğü'ne 25 yıllığına vermiş. Yeni belediye geldikten sonra belediye meclisi oturmuş karar almış ve bu kararı iptal etmiş. Kaymakam polis gücünü yanına alarak kreşi çocukların önünde basıyor. Görüntüleri izlemişsinizdir. Belediye Eşbaşkanımız, 'Geçerli olan belediye meclisinin kararıdır. İsterseniz yargıya başvurabilirsiniz, az önce bütün konuştuklarımıza rağmen yargı karşı karar çıkarırsa biz buna saygı duyarız' diyor.”
 
"Cizre'de de benzer şeyler oldu. 15 günlük ücreti kalmış diye belediyeyi icraya veriyor. Ama kendisi giderken Cizre gibi küçük bir ilçede 220 milyon 793 bin borç bırakıyor. Yüksekova'yı da bir daha hatırlatmak isterim, tarihe kara leke olarak düşsün. 22 milyon bütçesi olan bir ilçeye 650 milyon borç bırakılmış.” 
 
"Aynı şey Derik Belediyesi'nde de oldu. Daha önce belediyenin kadın merkezi varmış. Daha önce 180 bin TL'lik çeşitli demirbaşlar alınmış, müdüre hanım seçimden sonra görevi bıraktığında bu demirbaşları almış evine götürmüş. Yani burası bunların tapulu özel mülkü gibi. Mardin'de ortaya çıkan 1,5 milyar liralık borcu Kızıltepe Belediyesi billboarda asmış halk görsün diye. 'Bu sakıncalıdır' diye kaymakamlık apar topar kaldırıyor.”  
 
"Cizre gibi bir yerde 250 milyonluk borç bırakmışsınız, çok büyük hizmet etmişsiniz, bunu halka göstermeniz gerekmez mi? Herhangi bir yerin kurdelesini 3-5 kere gidip kesiyorsunuz, şu Cizre'de de 250 milyon nereye gitmiş bunu göstersenize!”