20 Eylül 2024 Cuma

Munzur Festivalinde kadınlar yürüyüş düzenledi

Dersim Kadın Platformu, Munzur Festivali kapsamında "Jin, jiyan, azadî" sloganıyla yürüyüş düzenledi.

"Doğamızın ve irademizin gasbına izin vermeyeceğiz" şiarıyla düzenlenen 22'nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali, Dersim Kadın Platformu'nun düzenlediği etkinlikle devam etti. Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, milletvekilleri, Dersim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan, ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve çok sayıda kadın Seyit Rıza Meydanında bir araya geldi. Kadınlar, kendi seslendirdikleri Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekti.

Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, Gülistan Doku, Emine Şenyaşar, hasta tutsak kadınlar ve direnişteki kadın Lezita işçileri için balon uçurulan etkinliğin ardından Sanat Sokağı'na yürüyüş düzenledi.

"Kadınların isyanı dünyayı sarsacak", "Gülistan Doku nerede", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" dövizlerinin taşındığı yürüyüşte sık sık, "Bijî berxwedana zindana", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz", "Jin, jiyan, azadî" sloganları atıldı.

Yürüyüşün ardından Sanat Sokağı'na ulaşan kadınlar halaya durdu, ardından, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri ve Gülistan Doku'nun annesi Bedriye Doku'nun mesajları okundu.

CUMARTESİ ANNELERİ: DOĞAMIZIN, İRADEMİZİN, ÖZGÜRLÜKLERİMİZİN GASBINA İZİN VERMEYECEĞİZ
Doğanın, iradenin, hak ve özgürlüklerin gasbına izin vermeyeceklerini vurgulayan Cumartesi Anneleri mesajlarında şu ifadelere yer verdi: "Gözaltında kaybedilen yakınlarımızın bulunması ve onların faillerinin yargılanması için adalet mücadelesi yürütüyoruz. Devlet şiddeti bir araç olarak kullandığı için bu arayışımızda baskıyla karşı karşıya kalıyoruz. Ama asla pes etmeden, mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. 1009 haftadır haykırıyoruz, kayıplarımızı da istiyoruz, barışı da; kayıplarımızı da istiyoruz, hakikati de."

BARIŞ ANNELERİ: BARIŞTA ISRAR EDECEĞİZ
Barış Anneleri olarak Ankara'dan İstanbul'a, İstanbul'dan Hewlêr'e kadar Türkiye ve Kürdistan'da gezmedikleri dağ, taş, yol kalmadığını belirten Barış Anneleri'nin mesajında, "Savaşın kaybedeni analardır. Biz anaların gözyaşı akmasın diye dili, dini, ırkı ne olursa olsun bize yapılmış biliriz. O yüzden savaşa karşıyız, tepkiliyiz. Savaş ağır bir travmadır. Hiçbir anne bunu hak etmiyor. Eğer bir anne evladının parçalanmış bedenini toprağa veriyorsa ve hala barış istiyorsa, devlet yetkilileri, hükümetler kendilerinden utanmalıdır. Bizim kültürümüzde kavgada anneler baş örtülerini yere attı mı orada barış olur. Biz Ankara'da Adalet Bakanlığı'nda, Meclis'te tülbentlerimizi barış için yere attık ama sesimizi, talebimizi duymazdan geldiler. Bugün Ortadoğu kan gölüne dönüş. Her ne olursa olsun biz var oldukça barışı haykıracağız, savunacağız. Son nefesimize kadar barışta, kardeşlikte, eşitlikte ısrar edeceğiz. Barış Anneleri olarak Dersim halkını, dağını, taşını, suyunu saygıyla selamlıyoruz" ifadelerine yer verildi.

DOKU'NUN ANNESİ: KIZIMA NE OLDUĞUNU BİLMEK İSTİYORUM
Gülistan Doku'nun annesi Bedriye Doku ise 4,5 yıldır kızını aradığını hatırlattı. Artık gücünü kaybetmeye başladığını belirten Doku, "Zeynel Abarakov denilen katili yargılayıp, sorgulasaydınız bugün hala 'Kızım acaba nerede?' sorusunu sormayacaktım. Ben bir anneyim. Hepinizin bir annesi var. Hanginiz annenizin bu şekilde acı yaşamasını istersiniz? Ben ölmeden önce kızıma ne olduğunu bilmek istiyorum ve ilk defa bu kadar ölümden korkuyorum. Ben kızıma ne olduğunu bilmeden, bize bu karanlığı yaşatanlar adalet önünde hesap vermeden gözümü yummak istemiyorum. Bu öylesine kurulmuş bir cümle değildir. Ben 9 ay boyunca karnımda taşıdığım, dünyaya gözlerini açtıktan sonra güzel yaşamı olsun, okusun, ayakları üzerinde dursun diye üzerine titrediğim evladımın bu şekilde yitirilip gitmesini istemiyorum, kabul etmiyorum. Rabbim kabul etmeyecek. Peki sizin vicdanınız Gülistan'ın bu şekilde yitip gitmesine, katillerin tatilde olmasına razı mı savcı bey? Dönemin valisi Tuncel Sonel bize, 'Kızınız intihar etti' deyip, o katili arka kapıdan Rusya'ya gönderdi, neden? Kızımız bizi aradı, bana hediye ayakkabı almıştı. 2 gün sonra eve gelecekti. Kızımın aldığı ayakkabı tam 4 yıldır köşede bekliyor. Peki biz ne yaptık, kimdik biz? Kendi halinde kavrulan bir aileydik. Kızımın üniversite ve yurt arası bir hayatı vardı. Bu katil kızımdan ne istedi? Bizim düşmanımız yoktu, kızıma zarar verecek kimse yoktu. Kızım nerede sorusunun cevabı o katilde. Savcılar da herkes de biliyor, 5 yaşındaki bir çocukta. Katil Abarakov elbet bir gün adaletin önüne gelecek ve o güne kadar biz 'Gülistan Doku nerede' demekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Okunan mesajların ardından hasta kadın tutsakların isimleri sayıldı. Program müzik dinletisiyle sona erdi.

Festival bugün de panel ve konserlerle devam ediyor.