8 Ekim 2024 Salı

'Okan şahsında Suruç'un hesabını sorma mücadelesi engellenmek isteniyor'

SGDF MYK üyesi Okan Danacı Aralık ayından bu yana tutuklu. Danacı bir kez daha 25 Haziran'da mahkemeye çıkarılacak. SGDF MYK üyeleri Çelebi ve Yavuz, Suruç sonrası toplumsal mücadeleye yön veren SGDF'nin bu tür davalarla yargılanmak istendiğinin altını çizdi. İzmir'de faşist saldırıda katledilen Deniz Poyraz ile 33'leri katledenlerin IŞİD ile işbirliği içinde olan AKP-MHP faşist iktidarı olduğunun altını çizen Çelebi ve Yavuz, Okan Danacı'nın duruşmasına katılma ve Suruç'un 6. yılında sokak sokak birleşik mücadeleyle hesap sorma çağrısı yaptı.

Suruç katliamı 6. yılında. Faşist, katliamcı, tecavüzcü IŞİD çetelerinin yakıp yıktığı bir kenti yeniden inşa etmek, Gezi ile Kobanê arasında köprü kurmak ve Rojava kadın devrimine dokunmak için yola çıkanlar Urfa'nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi'nde canlı bomba saldırısıyla katledildi.

Katliamın ardından yaralıların hastaneye taşınması engellendi, ambulanslar kurulan polis barikatları nedeniyle katliam alanına giremedi, yaralıları hastaneye taşıyan araçlara biber gazları sıkıldı, yoldaşları katledilen, yardım isteyen ve şoka giren insanların yüzüne polis güldü...

Katliam sonrası halk tarafından yakalanan, çantasında IŞİD bayrağı taşıyan imam Abdullah Ömer Aslan'ın gözaltına alınmasıyla bırakılması bir oldu. Katliama ilişkin açılan davada, tek tutuklu sanık Yakup Şahin gözlerden uzak bir hapishane kampüsünde görülen duruşma salonuna "güvenlik" gerekçesiyle bir kez bile getirilmezken; Suruç yaralıları, tanıkları ve aileler "suçlu" muamelesi gördü. Zira, Kobanê'ye gitmek isteyenler "çatışmalı bölge" olduğu iddiasıyla yüzde 50 kusurlu ilan edildi.

IŞİD'İN YARIM BIRAKTIĞI KATLİAM TAMAMLANMAK İSTENDİ
2015 yılında "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" şiarıyla kampanya yürüten özellikle Suruç yaralısı ve tanığı olan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri kaçırıldı, işkence gördü, katledilmek istendi; gözaltı ve tutuklama saldırısıyla karşılaştı... AKP-MHP faşist iktidarı IŞİD'in yarım bıraktığı katliamı tamamlamak istercesine saldırılarını sürdürdü.

OKAN DANACI'NIN 25 HAZİRAN'DA DURUŞMASI VAR
Katliam davası çok sayıda hukuksuzlukla sürerken, Suruç yaralıları mesnetsiz iddialarla tutuklandı. "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" kampanyası sürecinde Kobanê'ye giden heyette yer alan SGDF MYK üyesi Okan Danacı, itirafçı Ender Yalçın'ın yalan beyanları gerekçe gösterilerek Aralık ayından bu yana tutuklu yargılanıyor. Hapishanede çok sayıda hak ihlaline uğrayan Danacı'nın 25 Haziran Cuma günü Ankara'da duruşması görülecek.

SOKAKTA HESAP SORMAYA ÇAĞIRDILAR
SGDF MYK üyesi Sinem Çelebi ve Yücel Yavuz ile Kobanê'ye gidiş sürecini, Suruç katliamı ve Okan Danacı'nın davasını konuştuk. Sosyalist gençler geçen günlerde HDP İzmir İl Örgütü'ne yönelik faşist saldırıda katledilen Deniz Poyraz'ın faili ile başta Suruç olmak üzere IŞİD eliyle gerçekleşen katliamların faillerinin aynı olduğunun altını çizdi ve dayanışma, birlikte mücadele ile sokakta hesap sorma çağrısı yaptı.

ÇELEBİ: EZİLEN HALKLARIN DAYANIŞMASINDAN KORKTULAR
Kobanê'ye gidiş amaçlarının kadın devriminin bir parçası olmak ve devrimi orada yaşamak olduğuna dikkat çeken SGDF MYK üyesi Sinem Çelebi, "Aynı zamanda savaştan yeni çıkmış bir kenti yeniden inşa etmek, oradaki çocuklara oyuncak götürmek, onların hayatlarına dokunabilmekti. Ezilen halkların dayanışmasından korkanlar Suruç katliamını gerçekleştirdi" dedi.

Katliamın ardından geçen 6 yıla işaret eden Çelebi, en alttan en üst kademeye faillerin yargılanmadığı gibi korunduklarını söyledi. Çelebi, "Yargılananlar, 33'lerin fotoğraflarıyla sokak sokak, meydanlarda adalet mücadelesi yürütenler. Biz SGDF üyeleri 33'lerin düşlerini gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz için yargılanıyoruz. Böylece adalet mücadelemiz engellenmek istendi. Çünkü iktidar, düş yolcularının mücadelesini omuzlayanlardan, hedeflerini gerçekleştirilmesinden korkuyor. Bize düşen AKP-MHP faşist saray iktidarının bu korkusunu daha da büyütmek... Bunu da gençliğin birleşik devrimci mücadelesiyle gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

YAVUZ: DEVRİM BİR DÜŞTÜ VE ROJAVA'DA GERÇEKLEŞTİ
Adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bu topraklarda '68 gençlik hareketinden bugüne yükselen devrimci mücadelenin; '80 askeri faşist darbesinden 1990'lara, AKP-MHP faşizminin tek adam diktatörlüğüne kadar  katliamlar ve siyasi cinayetlerle engellenmek istendiğini söyleyen SGDF MYK üyesi Yücel Yavuz, "Kobanê'deki direnişin gençlik bakımından anlam ve ifadesi, SGDF'nin oynadığı misyon ve Kobanê'de yaşananlara sessiz kalmaması iktidarı korkuttu. Devrim bir düştü ve Rojava'da gerçekleşti" hatırlatmasında bulundu.

Suruç'ta ezilenlerin birleşik mücadele ruhunun katledilmek istendiğinin altını çizen Yavuz, "Bu nedenle 'Suruç için adalet herkes için adalet' mücadelesi ve hakikat arayışımız da buna bir cevap olarak yürüyor. Bu topraklarda adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten SGDF ve diğer demokratik güçler ses çıkarmalı, söz söylemeli. Suruç'un 6. yılı yaklaşıyor ve sokakta mücadeleye devam etmeliyiz" çağrısı yaptı.

'SGDF TOPLUMSAL MÜCADELEYE BİR YÖN VERDİ'
Suruç yaralısı ESP PM üyesi Uğur Ok ve SDGF MYK üyesi Okan Danacı'nın yargılandığı dava dosyalarına bakıldığında adalet mücadelesinin, tek tek hakikat arayışının yargılandığının altını çizen Yavuz, "Toplumsal mücadeleye bir yön verdik. Fiili meşru mücadele hattını sokakta yürüttük. Hem Okan'ın kampanyalardaki rol ve misyonu yargılanmak isteniyor, hem de Uğur'un Suruç yaralısı olarak adalet mücadelesinden vazgeçmemesi yargılanmak isteniyor" diye konuştu.

'OKAN ŞAHSINDA SGDF YARGILANMAK İSTENİYOR'
Yavuz, "Okan Danacı neden hedef gösteriliyor" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Kobanê'ye giderken devrimle buluşma düşlerimizi götürdük, sokak sokak kurduğumuz stantlarla, eylem ve etkinliklerle bunu işledik. SGDF Kobanê'ye bir heyet gönderdi. Okan da bu heyetin bir üyesiydi. Okan orada yakılıp, yıkılan bir kenti gözleriyle gördü ve SGDF'ye raporla iletti. Bu devletin resmi kayıtlarında da var. Okan'ın şahsında esasen SGDF'nin pratiği yargılanıyor."

'AMAÇLARI OKAN İLE DAYANIŞMAYI ENGELLEMEK'
Danacı'nın tutukluluk sürecinin bir işkenceye dönüştüğünün altını çizen Yavuz, "Pandemi bahanesiyle bir buçuk ay tecritte kaldı, karantina sonrası hapishanede de tecride alındı. Kitap, görüş, telefon görüşü ve birçok hakkı gasp edildi. Bu aynı zamanda Okan'ı yıldırma ve bastırmak amaçlı hapishane yönetiminin bir tavrı. Gelen mektupları verilmiyor, yazdığı mektuplar gönderilmiyor. Okan ile dayanışma pratiği çok güçlü ve engellenmek isteniyor. Ancak tüm baskılara rağmen Okan direnişini sürdürüyor. Buradan Okan'ın tüm devrimci kurumlara selamını iletmekle birlikte, kamuoyuna dayanışma çağrısı yapıyorum."

'DENİZ'İ KATLEDELENLERLE 33'LERİ KATLEDENLER AYNI İKTİDAR'
SGDF MYK üyesi Sinem Çelebi de katliamı engellemeyenlerin, 33 düş yolcusunun anısını mücadelede yaşatmak isteyenler ve adalet mücadelesi yürütenleri engellemeye çalıştığının altını çizdi ve şöyle devam etti: "Suruç katliamının 6. yılında inat ve kararlılıkla, Suruç şehitlerinin adalet mücadelesini sürdüreceğimizin sözünü bir kez daha verelim. Katliamların sorumlularını, İzmir'de katledilen Deniz Poyraz'dan tanıyoruz. Deniz Poyraz'ı katledenlerle, 33'leri katleden aynı iktidar. Bunu sokaklarda, meydanlarda kararlılıkla haykırmaya devam edeceğiz. Tüm baskı politikalarına karşı 33'lerin mücadelesini sürdüreceğiz, asla vazgeçmeyeceğiz."