25 Eylül 2024 Çarşamba

'Seks işçilerinin hakları işçi haklarıdır'

Yazar, aktivist ve seks işçisi olan Juno Mac ve Molly Smith yeni kitapları Ayaklanan Fahişeler: Seks İşçilerinin Hakları İçin Mücadele'de seks ticaretinin suç olmaktan çıkartılmasının tüm dünyada seks satan insanların dile getirdiği temel bir talep olduğunu gözler önüne seriyorlar. "Adli önlemler sadece etkisiz olmakla kalmıyor koruyor gibi göründüğü insanları marjinalleştirerek ve yoksullaştırarak baskıcı bir hal de alıyorlar. Adalet, seks işçilerini hapsetmekle, ticari sekse talebi sonlandırmakla ya da seks işçilerine merdiven altı atölyelerde düşük ücretli işlerle 'çıkış' sağlayarak gelemeyecek."
Juno Mac ve Molly Smith'in "Ayaklanan Fahişeler: Seks İşçilerinin Hakları İçin Mücadele" isimli kitabına dair jacobinmag.com sitesinde yayınlanan yazıyı Yaşam Uzun, ETHA için çevirdi.
 
2 Haziran 20181 günü Manhattan'daki Washington Square Park'ta gerçekleşen buluşma bir dönüm noktası anı hissi veriyordu: yüzlerce seks işçisi ve onların dostları, birçok seks işçisinin kendilerini daha az güvenli hale getireceğini söylediği federal yasalar FOSTA/SEST'nın² geçmesinden bu yanaki ilk Uluslararası Fahişeler Günü'nü³ anmak için bir araya geldiler.
 
Bu, Decriminalize Sex Work (Seks İşçiliğini Suç Olmaktan Çıkarın) örgütünden iletişim direktörü Kaytlin Bailey'nin şimdiye dek gördüğü seks işçilerinin hakları için düzenlenen en büyük gösterisiymiş: "Orada onlarca yerine yüzlerce insan vardı" diye hatırlıyor o günü. "Kendilerini seks işçisi ya da onların dostu olarak ilan etmek üzere kamusal alanda bir araya gelen insanları ve o enerjiyi görmek bile sadece, bunun dönüştürücü bir an olduğunu hissettiriyordu. Ve bunun FOSTA/SESTA'nın ilk elden etkisinden kaynaklandığını düşünüyorum."
 
FOSTA/SESTA, hükümetin, internet sitelerinde kullanıcıların erotik içeriklere geniş çapta erişimine kısıtlama getirerek yasadışı seks ticareti sağlamaktan çevrimiçi platformları sorumlu tutmasına olanak sağlıyor. Seks ticareti kaçakçılığını durdurma baskısı altında geçen bu yasanın seks işçilerinin müşterilerini bulmalarını ve onlarla ilgili güvenlik taraması yapmalarını önleyerek ve ayrıca genellikle tehlikeli olan bu sektörde kaynaklarını, uyarılarını ve diğer her türden birbirlerine desteklerini meslektaşları ile paylaştıkları bu kritik ağları sürdürmelerini engelleyerek seks işçilerini tehlikeye attığı eleştirileri yapılıyor. Bailey'nin belirttiği üzere, yerelleşmiş genelev baskınlarının veya sokaktaki seks işçiliğinin polisiye tedbirlerle bastırılmasının ötesinde, FOSTA/SESTA tek seferde tüm seks işçiliği türlerini hedef alıyor, ama istemediği bir biçimde de ortak mücadelelerini görünür kılarak seks işçilerini birbirine bağlıyor.
 
Bailey'ye göre, geçen yıl Washington Square Park'ta sergilenen dayanışma, daha sonra Uluslararası Fahişeler Günü'ne adını veren ve eylemcilerinin seks işçileri hakları için modern hareketin gelişinde belirleyici olduğu 1975'teki olayları çağrıştırıyor. Fransa, Lyon'daki yüzlerce seks işçisi, geçim kaynaklarının acımasızca suç ilan edilmesine son verilmesi talebiyle istikrarlı, onurlu bir hayat inşa etmeyi imkansız hale getiren polis tacizine, işlerini pazarlamalarının önüne geçen yönetmeliklere ve otellerin kapatılmasına isyan ederek bir kilise ağını işgal etmişti. Sekiz gün boyunca ülkedeki seks işçileri greve gitmişlerdi.
 
Hem 1975 hem de 2018'deki seks işçileri öncülüğünde yapılan eylemlerin kriminalize edilmeye karşı şiddetli protestolar biçiminde patlak vermesi şaşırtıcı değildi ve yazar, aktivist ve seks işçisi olan Juno Mac ve Molly Smith yeni kitapları Ayaklanan Fahişeler: Seks İşçilerinin Hakları İçin Mücadele'de seks ticaretinin suç olmaktan çıkartılmasının tüm dünyada seks satan insanların dile getirdiği temel bir talep olduğunu gözler önüne seriyorlar. Adli önlemler sadece etkisiz olmakla kalmıyor koruyor gibi göründüğü insanları marjinalleştirerek ve yoksullaştırarak baskıcı bir hal de alıyorlar. Adalet, seks işçilerini hapsetmekle, ticari sekse talebi sonlandırmakla ya da seks işçilerine merdiven altı atölyelerde düşük ücretli işlerle "çıkış" sağlayarak gelemeyecek. Adalet, seks işçilerinin çalışma koşulları üzerinde kendilerinin söz sahibi olma gücünün sağlanmasıyla ve daha en baştan onları seks satmaya iten daha geniş politik bağlama meydan okuyarak gelecektir.
 
Mac ve Smith, insanların çok basit bir nedenle seks sattıklarını iddia ederek seks ticaretinin sağlam bir ekonomik analizini sunuyorlar: seks işçilerinin paraya veya kaynaklara ihtiyaçları vardır ve seks işçiliği, bunları elde etmeleri için sahip oldukları en iyi seçenektir. Kulağa tanıdık geliyorsa, ki gelmelidir, kapitalizm altında hayatta kalmak için emeğini satan herhangi birinin nedenidir bu. (Mac ve Smith'in ustaca karşılık verdikleri "eskort olmayı tercih ediyorum çünkü beni güçlendiriyor!" burjuva argümanını öne sürme eğiliminde olanlara rağmen) Daha yüksek bir statüde çalışan işçiler için seks işçiliğinin en çekici profesyonel seçenek olması pek mümkün değildir. İşini gerçekten sevmek nadir görülen bir ayrıcalıktır ve çoğu insan işini sevmez.
 
Gerçekte, seks satanlar genellikle bunu yaparlar çünkü alternatifler daha kötüdür. Seks işçiliğinde saatler ve ücretler asgari ücret işlerinden daha iyi olabilir veya bu iş aile yükümlülükleri açısından daha uygun olabilir, ücretler daha hızlı ve nakit olabilir ve para, kayıtsız göçmenler, uyuşturucu kullanıcıları, daha önce hapse girmiş olanlar, engelliler veya lgbtq-kimlikliler gibi resmi işe alımlarda ayrımcılıkla karşı karşıya kalması muhtemel olanlar için bir cankurtaran ipi olabilir.
 
Başka bir deyişle, seks satma olasılığı en yüksek olan insanlar genellikle zaten toplumun sınırlarındadır ve seks işçiliği suç kabul edildiğinde bu insanların maddi ihtiyaçları aniden ortadan kaybolmaz. Aslında, işin içine polisi sokmak, seks işçiliğini yeraltına iterek ve seks işçilerini daha fazla şiddet ve sömürüye maruz bırakarak durumu kötüleştirir.
 
Mac ve Smith'in gösterdiği üzere, bu suç dinamiği bir dizi farklı hukuk rejiminde ortaya çıkıyor. Ticari seksi satın almanın, satmanın veya başka bir biçimde desteklemenin yasadışı olduğu ABD, Kenya ve Güney Afrika gibi ülkelerde, fuhuşla ilgili suç kayıtları ya seks işçilerini daha az istihdam edilebilir hale getiriyor ya da ödemekte zorlanacakları para cezalarını sırtlarına yüklüyor. Adli sicil kayıtları ve hapsedilme süreleri, seks işçilerinin barınmaya erişimlerini veya çocuklarının vesayetini alma haklarını tehdit edebilmektedir.
 
Bu sonuçlar, tekrarlanan "suçlar" için sürekli daha da ağırlaşarak daha fazla seks satmaya mecbur bırakan kısır bir döngüye yol açmaktadır. Polisten kaçma gerekliliği, seks işçilerinin hırsızlık ve şiddete maruz kaldıkları, çok az yardım isteyebilecekleri, yalnız ve yalıtılmış alanlarda çalışmaları için güçlü bir yönelim yaratmaktadır. Bu, bazı seks işçilerini, ücret hırsızlığına, cinsel tacize veya diğer işyeri sömürüsü biçimlerine itiraz edemedikleri bir menajerin koruma sağlamasını aramaya zorlar. Son olarak, kriminalizasyon, seks işçilerini sekse veya rüşvete zorlamak için suç isnadı veya sınırdışı etme tehdidini kolayca kullanabilen polisin istismarını da artırmaktadır.
 
Diğer yasal çerçevelere sahip ülkelerde benzer dinamikler ortaya çıkmaktadır. Görünüşte seksin satışını suç olmaktan çıkaran ancak satın alınmasını ve satışına "yataklık" yapılmasını suç kapsamına alan "İskandinav modeli" diye bilinen model, bazıları tarafından tam kapsamlı kriminalizasyona şefkatli bir feminist alternatif olarak selamlanmakta. Ancak Mac ve Smith, bu modelin daha fazla cezai yaptırım uygulayan rejimlerin zararlı niteliklerinin çoğunu yeniden ürettiğini savunarak oluşan balonu patlatıyorlar.
 
Örneğin, müşteriler güvenlik taraması amacıyla kişisel bilgi sağlama konusunda tereddüt edebilir veya yakalanma riskini en aza indirmek için tenha, tehlikeli alanlarda buluşmayı tercih edebilmekteler. Seks işçileri, evde (ve daha güvenli bir şekilde) birlikte çalışmayı zorlaştıran ev sahiplerinin genelev işletme suçlamalarıyla yüzleşmek istememe tavrı nedeniyle tahliye edilme endişesiyle yaşayabilmektedirler.
 
Hollanda ve Nevada'nın bir kısmındaki gibi yasal ve yargı düzenlemelerinin olduğu yerlerde bile, sert cezalar, yasal seks işçiliğinin çizdiği sınırlar dışında çalışmak durumunda kalan, suç kaydına sahip, uyuşturucu bağımlısı veya HIV taşıyıcısı gibi yasal genelevlerde çalışma yeterliliğine sahip olmayan kişileri tehdit etmektedir.
 
Son olarak, göçmenlik ve sınır uygulamaları, belgesiz göçmenlerin yurtdışına çıkmak için büyük borçların altına girdikleri, çoğu iş yerinin yüzlerine kapandığı, gözaltına alınma ve sınır dışı edilme dahil ciddi risklerle karşı karşıya kaldığı bir durum yaratıyor. Bu güç dengesizliği seks işçiliğinin belgesiz göçmenler için sınırlı seçeneklerden biri olduğu anlamına gelmiyor sadece, polis onları yakaladığında olağanüstü yüksek bedeller ödedikleri anlamına da geliyor. Bu nedenle, bu işçiler, menajerler, müşteriler ve kanun uygulayıcıların istismarına karşı özellikle savunmasızdırlar.
 
Kısacası, seks ticareti çok büyük oranda yoksul ve marjinalleşmiş insanlardan oluşmakta ve kriminalizasyon ile bu durumları daha da kötüleşmektedir. Mac ve Smith tezlerini savunurken, insanları seks işçiliğinden kurtarmaya çalışan sözde "kurtarma endüstrisindeki" örgütlerin ve "talebi sona erdirmek" isteyen ya da İskandinavya modelinin daha geniş çapta uygulanmasını isteyen duruma karşısında adli yaklaşımları olan feministlerin çıkış noktalarına karşı çıkıyorlar.
 
Seks ticaretini kendinden menkul bir şekilde yasal olarak cezalandırmaya girişen veya başka düşük ücretli işler için bireyleri yeniden eğiterek onları silkelemeye çalışan müdahaleler, insanların daha en baştan seks işçiliğine girmesine neden olan toplumsal ve ekonomik güç eksikliğine meydan okuyacak hiçbir şey yapmazlar. Bailey'nin dediği gibi, "Normalde yapmayacağı bir şeyi para için yapan birisiyle ilgili bir derdiniz varsa, sorununuz seks işçiliğiyle ilgili değil demektir, sorununuz kapitalizmle ilgilidir."
 
Tabii ki, bu dert etmek için kesinlikle makul bir şey. Ancak bunu ele almanın yolu, toplumun en şeytanlaştırılmış işini yasaklamak değildir; emekçinin emeğinin şartlarını eline alma gücünü inşa ederek yapılabilir bu. Seks işçileri birbirleriyle dayanışma içinde örgütlenerek daha güvenli, daha istikrarlı ve daha onurlu bir hayat yaşayabilirler. Müşterilerden ve sömürücü menajerlerden gelecek zarara karşı savaşabilirler ve "ya seks işçiliği ya da ölmek" ötesinde seçeneklerini genişleterek, yaşamları üzerinde gerçek bir özne olmalarını sağlayacak kaynakları elde etmek için mücadele edebilirler. Ancak seks işçiliğinin suç olmaktan çıkarılması bunlardan herhangi biri için bir ön koşuldur ve temel sosyalist bir talep olarak merkezileştirilmesi gerekmektedir.
 
Bu seks işçilerinin uzun zamandır kendilerini ifade ettikleri bir talep. Biraz dayanışmayı hak ediyorlar.
 
DİPNOTLAR:
 
1) Uluslararası Seks İşçileri Günü, seks işçilerinin sömürücü çalışma koşullarını protesto ettikleri ve görünür oldukları her yıl 2 Haziran'da kutlanan gündür. İnsanlık dışı çalışma koşullarına dikkat çekmek için 2 Haziran 1975'te Lyon'daki Église Saint-Nizier kilisesinin yüzlerce seks işçisi tarafından işgal edişi anılır. Bu işgal eylemi polisin müdahalesine kadar sekiz gün sürdü. Seks işçilerinin hakları için uluslararası bir hareketin oluşmasında başlangıç noktasıdır. 1976'dan beri her yıl kutlanmaktadır.
 
2) Başkan Trump, Devletlerin ve Mağdurların Çevrimiçi Seks Ticareti Kaçakçılığıyla Mücadelesi (FOSTA-Fight Online Sex Trafficking Act) yasasını Nisan 2018'de imzaladı. Bu yasa, FOSTA'nın önceki bir versiyonu Senato'nun Seks Ticaretini Durdurma Yasası (SESTA-Senate's Stop Enabling Sex Trafficking Act) ile birleştirdi.
 
3) Uluslararası Seks İşçileri Günü, ABD ve bazı ülkelerde Uluslararası Fahişeler Günü olarak da adlandırılmaktadır.