'Sessiz kalmayın, çözüm olun'

HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ve DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan, Diyarbakır'da süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. 

 

HDP Diyarbakır İl Örgütü'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, dört bir yandan milyonların katılımı ile kutlanan Newroz'u değerlendirdi.

 

Newroz'un kitlesel ve yaygın bir şekilde kutlandığını belirten Buldan, milyonlarca insanın baskılara, zulme ve engellemelere rağmen Diyarbakır, Van ve İstanbul başta olmak üzere bir çok il ve ilçede çok net mesajlar verdiğini söyledi. 

 

'NEWROZ ALANLARINDAN VERİLEN MESAJLAR NET'

 

Buldan, mesajları şöyle sıraladı:

 

-Kürt halkı başta olmak üzere bütün demokrasi güçleri iktidar tarafından yapılan hakaretlere ve ‘bu topraklarda yeriniz yok’ sözlerine cevap vermiştir. Buradayız, kararlıyız ve umutluyuz; demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik ve barış mücadelemizden vazgeçmiyoruz demiştir. 

 

- AKP ve MHP faşizmine, tekçiliğine, inkar politikalarına boyun eğmedik ve eğmiyoruz demiştir. Kendi siyasi iradesine sahip çıkmış ve 31 Mart’ta kayyımları geldikleri yere göndereceğinin açık bir işaretini vermiştir.  

 

- Tecridi ve yok sayma politikasını kabul etmediğini, etmeyeceğini ve kendini var eden değerlere bağlılığını yeniden yüksek sesle vurgulamıştır."

 

Buldan, tüm ülke ve topluma umudu gösteren, mücadele kararlılığını vurgulayan halklara teşekkür etti.

 

'TECRİT 4 YILDIR, 1460 GÜNDÜR SÜRÜYOR' 

 

Buldan, İmralı'da PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik 4 yıldır sürdürülen tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in başlattığı açlık grevinin 139. gününde, hapishanelerde ise 101. gününde olduğunu hatırlattı. 

 

Buldan, şunları söyledi: "Bu tecrit 4 yıldır, yaklaşık 1460 gündür sürdürülmektedir. Bu tecrit var olan yasalara, Anayasa’ya ve Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası demokratik sözleşmelere karşı hukuk dışı bir şekilde sürdürülmektedir. İnsani ve hukuki açılardan kabul edilemez bir durum yaşanmaktadır. 

 

İktidar, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkililer duymazdan ve bilmezden gelme tutumlarına devam etmektedir. Bu aymazlık ve umursamazlık insanların sabrını son derece zorlamaktadır."

 

Son 10 gün içinde hapishanelerde 4 kişinin yaşamına son verdiğini kaydeden Buldan, Almanya'da ise bir kişinin bedenini ateşe vererek yaşamına son verdiğini hatırlattı.

 

'GELİN BİRLİKTE YAŞAMI SAVUNMAK İÇİN MÜCADELE EDELİM'

 

Buldan şöyle devam etti: "Tüm kurumlar olarak bizler elbette ölümü değil yaşamı ve yaşatmayı savunuyoruz. Nedeni ne olursa olsun kendi yaşamına son vermeyi doğru bulmadığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Bütün mücadelemiz ve çabamız bir canın bile yitirilmemesi, sorunların çözülerek mutlak barışın sağlanmasıdır. Bu yüzden bu tarz eylemlerin devam etmemesi için herkese açık çağrımızı yapıyoruz. Gelin zulme karşı yaşamı savunarak mücadele edelim."  

 

'SORUMLULUKTAN KAÇAMAZSINIZ, ÖLÜMLERİN SORUMLUSU SİZSİNİZ'

 

İktidarın yaşamını yitirenlerin cenazelerine yönelik tutumunun hukuk, inanç ve insani bakımdan kabul edilemeyeceğini vurgulayan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, cenazelerin ailelerden kaçırılmasının, ailelerin onayı alınmadan ve defin hakkı gasp edilerek zorla defnedilmesinin, dini vecibelerin yerine getirilmesinin engellenmesinin büyük bir utanç olduğunu söyledi. Buldan, "Acı olan ve şaşkınlıkla izlediğimiz odur ki, bazı bakanlar meydan meydan dolaşarak tarihin utanç sayfalarında yer alacak olan bu uygulamalardan övgü ile bahsedebilmektedir. 

 

Ne yaparsanız yapın sorumluluktan kaçamazsınız; devletin koruması altında yaşanan ölümlerin sorumlusu siz yetkililersiniz."

 

'SESSİZ KALMAYIN, SES OLUN'

 

Buldan, toplumun tüm kesimlerine, siyasi parti ve tüm demokratik kitle örgütlerine çağrı yaptı: "Sessiz kalmayın, bu konuda bir tek kişinin bile canını ve sağlığını kaybetmemesi için çabalarımıza destek olun. Dayanışma gösterin. Bugün yaşananların yarın daha da olumsuz sonuçlara yol açmaması için sesinizi yükseltin. 

 

Bu süreci hep beraber, tüm toplumun ve halkın sahiplenmesi ile aşabiliriz. Hukuk ve insanlık değerleri açısından İmralı’da aile ve avukat görüşünün bir an önce yapılması gereklidir. 

 

İktidara, bir kez daha çağrı yapıyoruz. Hukuki ve yasal hakların kullanılmasını engellemeyin, 4 yıldır süren mutlak ve ağırlaştırılmış tecridi sonlandırın."