23 Eylül 2024 Pazartesi

Sincan Hapishanesi'ndeki saldırılar kamuoyundan saklanıyor

Sincan Çocuk Kapalı Hapishanesi'nde 6 çocuk ile 14 gardiyanın yaralandığı olay kamuoyundan sır gibi saklanıyor. Çocuklarla görüştürülmeyen Ankara Barosu ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunurken, İHD'nin Adalet Bakanlığı ve Hapishane İdaresi nezdinde yaptıkları girişimin sonuçsuz kaldı.
Ankara Sincan Çocuk Kapalı Hapishanesi'nde 6 çocuk ile 14 gardiyanın yaralandığı olay kamuoyundan gizleniyor. Olayların yaşanması ardından Ankara Barosu Hapishane Sorunlarını İzleme Komisyonu ve Çocuk Hakları Merkezi üyesi avukatlar ile İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) mağdur çocuklarla yapmak istedikleri görüşme tüm girişimlere rağmen engelleniyor.
 
AVUKATLARIN GÖRÜŞMESİ ENGELLENDİ
 
Mezopatamya Haber Ajansı'na göre İHD'nin çocuklarla görüşmek için Adalet Bakanlığı'na yaptığı başvuruya izin verilmedi. Ankara Barosu'nun tüm girişimlerine rağmen hapishanedeki çocuklarla görüştürülmemesi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Baronun suç duyurusuna ilişkin internet sitelerinde yaptığı açıklamada şunlara dikkat çekildi: "Sincan Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda 21.12.2018 günü başlangıcı ve nedeni tam olarak bilinmeyen olaylarda hükümlü çocukların ceza infaz memurlarının yaralandığı bilgisinin alınması üzerine Baromuz Cezaevi Komisyonu ve Çocuk Hakları Merkezi'nden görevli avukatlar bilgi almak için cezaevine gittiklerinde cezaevine alınmayarak kapıda bekletilmiş, 22.12.2018 günü çocuklarla tekrar görüşmeye gittiklerinde cezaevi yönetimi tarafından çocuklarla görüşmeleri engellenmiştir.
 
Olay taze iken gerekli işlemlerin ve tespitlerin yapılması, çocukların haklarının korunabilmesi için cezaevine giden meslektaşlarımızın görevlerini yapmalarına engel olan kurum müdürü ve ilgili ceza infaz koruma memurları hakkında görevi kötüye kullanma suçundan suç duyurusunda bulunulmuştur."
 
ÇOCUKLAR SALDIRIYA UĞRADI
 
Baro tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan başvuruda, olay sonrasında diğer çocuklarla yapılan görüşmeye yer verilirken, çocukların anlatımlarından gardiyanların çocuklara kötü muamelede bulunulduğuna dikkat çekildi. Başvuruda, "Olayın C-6 koğuşunda olduğu, duydukları kadarıyla aynı koğuşta kalan iki kardeşten birine 5 günlük hücre cezası verildiği, bu çocuğu vermemek için infaz koruma memurları ile tartıştıkları için olayların başladığı, ancak disiplin cezası alan çocuk alındıktan sonra olaylar dinince aynı koğuşta kalan çocukların tekrar saldırıya uğradığı" diye belirtildi.
 
Başvuruda, çocuklarla görüşmelerinin "mahkumların çocuk olduğu, velayet altında oldukları, çocukların vasilerinden yazılı onay veya Adalet Bakanlığı Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nden izin alınmadan görüşülmeyecekleri" diyerek engellendiğine dikkat çekildi.
 
ÇOCUKLARIN İSİMLERİNE KENDİ ÇABAMIZLA ULAŞTIK
 
İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi avukat Nilay Nayman, hapishane yönetiminin yetki sınırlarını aştığına dikkat çekti. Olaydan bir hafta sonra saldırıya maruz kalan çocukların isimlerine kendi çabalarıyla ulaştıkları bilgisini de paylaşan Nayman, şöyle devam etti: "Ankara Barosu'nun komisyonlarıyla birlikte iki kez ziyarete gidildi. Bunlardan birinde Cezaevi Sorunlarını İzleme Komisyonu üyesi olarak bizzat ben de bulundum. Ancak kayıt işlemleri tamamlanıp avukat görüş odasına kadar alınmamıza rağmen yaklaşık iki saat odada bekletildik ve görüştürülmedik. Müdürle görüşme talebimiz de reddedildi. İki saatin ardından saatin 17:00'yi bulmasıyla beraber infaz koruma memurları çocukların hükümlü olduğunu ve vekaletnamemiz ile vasi onayımız olmadığı için görüştürülmeyeceğimizi belirterek cezaevinden çıkmamızı istedi."
 
Yapılanların hukuksuzluk olduğunu vurgulayan Nayman, "Oysa hükümlü de olsalar vekaletnamesiz 3 kez görüş hakkı vardır. Hükümlülerin çocuk olması bu hakkı engellemez. İlk defa böyle bir uygulamayla karşılaştık. Bu görüş hakkı bize kullandırılmadı. Ankara Barosu'nun görevlendirme yazısı da maalesef dikkate alınmadı" dedi.
 
Ankara Barosu'nun avukat görüşündeki kısıtlamaya dair Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvurulması için de dilekçe hazırladıklarını dile getiren Nayman, başvuruların reddedilmesinden kaynaklı endişelerinin daha da arttığını belirtti. Nayman, şunları söyledi: "Biz hak savunucuları olarak hakikatin peşindeyiz fakat cezaevi idaresi mevzuata aykırı işlem yaparak neyin peşinde anlamış değiliz. Bu sürecin hukuki olarak takipçisi olacağız."