Sömürgeci faşizme karşı Newroz muharebesi
Newroz, halklarımızın üçüncü cephesinin bir eylemsel varoluş formudur. Ve HDP'nin üçüncü cephe çizgisinde bir parti-halk bütünleşmesi atağı yapması için taptaze bir başlangıç noktasıdır. Bu Newroz'un siyasi anlamı, yalnızca Kürt halkımızın sömürgeciliğe karşı ulusal özgürlük isteğinin ve mücadelesinin gücünü sergileyecek olmasında değil aynı zamanda, emekçilerin ve ezilenlerin faşizme karşı politik özgürlük mücadelesinin büyümesine kritik bir imkan sunuyor olmasındadır. Newroz ateşini Kürdistan'da ulusal özgürlük ve Türkiye'de politik özgürlük için var gücümüzle harlama zamanıdır.
Bu yıl da ilk Newroz ateşi Amed'de yandı. Newroz haftası başladı.
Newroz'un, Erdoğan şefliğindeki sömürgeci faşizm ile başta Kürt halkımız olmak üzere tüm ezilenler arasındaki politik saflaşmanın ne denli keskinleştiğini gösteren antifaşist ve antisömürgeci bir politik muharebe olacağına şüphe yok.
Faşist sömürgecilik, 2021 Newroz'unu, Garê'de Kürdistan özgürlük gerillasının işgale kahramanca direnişi karşısında uğradığı bozgunun siyasi sarsıntıları arasında karşılıyor. Hatırlayalım: Diktatör Erdoğan, bu büyük bozgunun siyasi faturasını savuşturmak için HDP'li vekiller hakkında apar topar yeni fezlekeler hazırlattı. Çok geçmedi, Papa'ya Güney Kürdistan ziyaretinde üstelik sarayla işbirliği halindeki Barzani tarafından hediye edilen Kürdistan haritalı hatıra pulu, faşist sömürgeciliği çılgına çevirdi. Faşist şefin sözde "insan hakları eylem planı"nı açıkladığı gün, onun partisinin meclis grup başkan vekili basın toplantısında "HDP'yi kapatacağız" diye böğürüyor, Yargıtay ise HDP'yi resmen "terörle iltisaklı" ilan etme arayışıyla Kobanê dosyasını önüne çekiyordu. O arada "hukuk reformu"nda idari uygulamadaki makyajvari birkaç düzenlemenin arkasında sermaye oligarşisine "insan hakkı" ambalajında sunulan mülkiyet güvenceleri "ekonomi reformu"nda da batmakta olan esnafa gelir vergisinden muafiyet pansumanının arkasında asalak patronlara sağlanan yeni finans teşvikleri sırıtıyordu. Figen Yüksekdağ'dan Gültan Kışanak'a ve Sebahat Tuncel'den Leyla Güven'e değin halk vekillerinin ve belediye başkanlarının yıllardır hapiste tutulması, Anayasa Mahkemesi'nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş lehindeki kararlarının hiçe sayılması, belediyelerin kayyumla gaspına bir de dernek ve vakıflara kayyum atama yetkisinin eklenmesi, baro genel kurullarının engellenmesinden çıplak arama zorbalığının sürdürülmesine kadar sayısız örnek, faşist şeflik rejiminin mezarlık sessizliği yaratma amacına bağlı siyasi güzergâhını olanca açıklığıyla ortaya koyuyor. Bir yandan da faşist şef Erdoğan'ın sözünü ettiği yeni anayasayla düpedüz bu amacı tariflediğini herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak netlikte gözler önüne seriyordu.
2021 Newroz'unu karşılarken, keskinleşmiş politik saflaşmanın devrimci-demokratik tarafındaysa, ezilenlerin antifaşist mücadelesindeki canlanma eğilimi öne çıkıyor. Bu politik canlanma, kadın özgürlük mücadelesinin İstanbul Sözleşmesi'ni yırtıp atmayı amaçlayan faşist erkek egemenliğine set çekmesi, demokratik öğrenci hareketinin Boğaziçi direnişiyle faşist kayyum hamlesine barikat örmesi, faşist kontrgerillanın Gökhan Güneş'i gözaltında kaybetmesine izin verilmemesi gibi başarılardan beslendi. Hemen ardından Garê zaferi, hem Xakurkê'den Heftanîn'e ve Til Temir'den Eyn Îsa'ya değin sömürgeci işgal saldırılarına karşı Kürdistan'ın ulusal onur ve özgürlük direnişlerinin zirvesi oldu, hem de Türkiye'de antifaşist kitle hareketine kuvvetli bir zafer aşısı yaptı. O arada, Ekmekçioğulları Metal, Migros Depo, Baldur Süspansiyon, SML Etiket, Nak Kargo, Kayı İnşaat, PTT gibi pek çok işletmede işçi direnişleri ve eylemleri etkinlik kazanıyor, sağlık ve ulaşım emekçileri sokaklardan ayrılmıyordu. Bir yandan Birleşik Devrim Hareketi'nin faşist şeflik rejimi uzantılarını hedefleyen devrimci şiddet eylemleri sürdü, bir yandan da Birleşik Mücadele Güçleri'nin, "Faşizme karşı birleşelim, örgütlenelim, mücadeleyi yükseltelim" şiarıyla başlattığı politik kitle kampanyası gündemleşti. LGBTİ+'ların faşist homofobik, transfobik saldırganlığa karşı kararlı duruşları, 8 Mart'ta kadın özgürlük mücadelesiyle birleşti. Nihayetinde 8 Mart, faşist erkek egemenliğine, kadın kırımına ve heteroseksizme karşı birçok kentte kadınların kitlesel özgürlük çıkışına sahne oldu.
Şimdi sırada Newroz muharebesi var. 2021 Newroz'u, faşist şeflik rejimine karşı mücadeleye yeni bir soluk katacaktır.
Kürdistan'ın dört parçasındaki Kürtlerin Garê zaferiyle kazandıkları büyük ulusal coşku ve moral, Newroz meydanlarında karşılığını mutlaka bulacaktır. Garê'de sergilenen öncü kahramanlık, bilhassa Bakur Kürdistan'da, halkın faşist sömürgeci terör cenderesini kırma cesaretini ve azmini artırmış, çaresizlik psikolojisini püskürtmüş durumdadır. Newroz, hâlihazırdaki en etkili ve en örgütlü antifaşist mücadele gücü olarak Kürt ulusal demokratik hareketinin, faşist sömürgeci zulme karşı durmaksızın tepki ve öfke biriktiren Kürt halk yığınlarının faşist şeflik rejimine karşı direnişteki belirleyici önemine bir kez daha işaret edecektir. Erdoğan-Bahçeli faşist blokunun HDP'yi kapatma planına da halk önderi Öcalan üzerindeki aşağılık tecrit ablukasına da faşist sömürgeciliğin halen vazgeçmediği Şengal'i işgal iştahına da Barzani'nin sömürgecilerle yaptığı kirli işbirliğine de en kuvvetli yanıt Newroz'da verilecektir.
Emekçilerin ve ezilenlerin birleşik demokratik cephesi olarak HDP'nin, bağrında büyüttüğü muazzam direniş potansiyelini Newroz alanlarına yansıtacak olan Kürt halkımızın mücadelesiyle bütünleşerek, yeni bir politik atılım gerçekleştirmesi pekâlâ mümkündür. Böyle bir bütünleşme, erken seçim çağrılarıyla antifaşist direnişte politik yön bulanıklığına sebebiyet vermekten kaçınmak, her biri şovenizme batmış burjuva muhalefet partilerine ziyaret mesaisiyle hem de Erbakan gibi karşıdevrimci tarihsel sembollere övgüyle oyalanmamak, bunun yerine birleşik mücadelenin örgütlü antifaşist dinamikleriyle ilişkileri daha da yoğunlaştırmak, sokaklarda ve meydanlarda kendini ortaya koyacak süreğen bir kitle seferberliğine dalmak demektir. Bu, halk vekillerinin ve parti yönetimlerinin, tam bir kararlılıkla, polisin tecrit kuşatmasını yarıp geçmesini, fiilen ve fiziken direnişçi kitlelerin içine yerleşmesini de gerektirir. Newroz, halklarımızın üçüncü cephesinin bir eylemsel varoluş formudur. Ve HDP'nin üçüncü cephe çizgisinde bir parti-halk bütünleşmesi atağı yapması için taptaze bir başlangıç noktasıdır.
Bu Newroz'un siyasi anlamı, yalnızca Kürt halkımızın sömürgeciliğe karşı ulusal özgürlük isteğinin ve mücadelesinin gücünü sergileyecek olmasında değil, aynı zamanda, emekçilerin ve ezilenlerin faşizme karşı politik özgürlük mücadelesinin büyümesine kritik bir imkan sunuyor olmasındadır. Newroz, Kod 29'la işten atılmaya direnen işçiler, KHK'yla ihraçlara karşı duran kamu emekçileri, haklarını ve hayatlarını savunan sağlık emekçileri, iflasa sürüklenmelerine tepki gösteren esnaflar, doğal alanlarını sermaye talanından korumak isteyen köylüler, kayyum rektörlere karşı mücadele eden öğrenciler, cins kırımına dur diyerek meydanları dolduran kadınlar, inanç özgürlüğü talep eden Aleviler, sermayeci faşist politik İslamcılığın karşısında olan demokrat Müslümanlar, demokrasi adına üreten aydınlar ve sanatçılar, tekçi saray diktasına itirazlarından dolayı zindana atılanlar ve ev hapsine alınanlar için faşizme karşı özgürlük barikatını yükseltme anıdır. Türkiye kentlerindeki Newroz alanlarında toplanacak olan emekçiler ve ezilenler, birleşik antifaşist ve antisömürgeci direnişi geliştirecek, antifaşist kitle hareketinin canlanma eğilimine hız kazandıracaktır.
2021 Newroz'u, öte yandan, Türkiye emekçi sol hareketinden parti ve örgütler için faşist şeflik rejimine karşı Kürt ulusal demokratik direnişiyle aynı mücadele mevzilerinde buluşma sorumluluğuna yeni bir davettir. Antifaşist cephenin genişletilmesi yönlü istek ve iradenin sınanması kadar, Rojava ve Başûr Kürdistan'daki sömürgeci işgallere Türkiye'den antişoven demokratik karşı çıkışı örgütleme görevine yaklaşımın da sınanacağı en güncel uğraktır. Bir Newroz seferberliği, emekçi sol hareket bileşenlerinin, faşist sömürgeciliğin Garê işgali günlerinde büyük ölçüde ortada kalmış olan bu görevi omuzlamaya giriştiklerini gösteren, çok değerli bir pratik özeleştirisi olacaktır. Ki bu, Şengal'e veya Kobanê'ye yönelik olası yeni bir sömürgeci işgal saldırısına geçit vermemenin de başlıca gereğidir. Birleşik Mücadele Güçleri, Türkiye'de fiili meşru mücadele cephesinde, işte bu politik duruşu Newroz'da cisimleştirecektir.
Newroz ateşini Kürdistan'da ulusal özgürlük ve Türkiye'de politik özgürlük için var gücümüzle harlama zamanıdır. Demirci Kawa'nın o kadim balyozunun zalim hükümdar Dehaq'ın tepesine ineceği günü yakınlaştırmak, faşist şef Erdoğan'ın sonunu getirecek olan ezilenlerin birleşik antifaşist silkinişini hazırlamak için!
* İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 19 Mart tarihli 4. sayı başyazısı.