TMMOB: Erzincan İliç Altın Madeni derhal kapatılmalıdır
İliç'te yer alan Çöpler Maden İşletmesi'nde yaşanan çökme üzerine açıklama yapan TMMOB Yönetim Kurulu, "Madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmalı, İliç'te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları kararı iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmadır" ifadelerini kullandı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu, Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik ve Çalık Holding tarafından işletilen Çöpler Maden İşletmesi'nde yaşanan çökme üzerine yazılı bir açıklama yaptı.
'SÖMÜRGE MADENCİLİĞİYLE DOĞA VE İNSAN YAŞAMI KATLEDİLDİ'
Çöpler maden işletmesinin faaliyete girdiği 2008 yılından itibaren art arda çevresel felaketlerle sıklıkla gündeme geldiğine dikkat çekilen açıklamada, Çöpler Maden İşletmesi'nde gerçekleştirilen sömürge madenciliğiyle doğanın, kaynakların ve insan yaşamının katledildiği dile getirildi.
Mevzuatın etrafından dolanılarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesi'nin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlikenin daha önce de birçok kez kamuoyuna açıklandığı, açılan davalarda sunulan teknik raporlarla ortaya konduğu ifade edilen açıklamada, bakanlığın, yerel idarenin, mahkemelerin uzmanların uyarılarını dikkate almadığı vurgulandı.
"2021 yılında 'Çöpler Kompleks Madeni'nde kapasite artışı ve ek tesisler yapılmasına yönelik projeye verilen 'ÇED Olumlu' kararının iptali istemiyle açtığımız davada; projenin çevre üzerinde yarattığı ve yaratacağı tahribat ifade edilmiş; siyanürlü altın madenciliği yönteminin barındırdığı riskler itibariyle vazgeçilmesi gereken bir yöntem olduğu, bölgenin depremsellik ve heyelan açısından tehlikeleri de ayrıntıları ile vurgulanmıştır. Tüm bunlara karşın üstelik yargılama sürerken tam da dilekçelerimizde belirtilen riskler gerçekleşmiş ve 2022 yılında siyanürlü solüsyon taşıyan borularda yırtılma neticesinde siyanürlü solüsyon sızdırmazlık alanı dışına taşarak çevresel tahribata neden olmuş olmasına rağmen, mahkemece bilirkişi heyetine ve raporuna sunulan itirazlarımız, hukuka aykırılık iddialarımız karşılanmadan, yalnızca ÇED raporundan alıntılarla davanın reddine karar verilmiştir" denilen açıklamada, temyiz istemi neticesinde Danıştay tarafından eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, sonrasında yeniden bilirkişi heyeti belirlenerek 6 Aralık 2023'te keşif gerçekleştirildiği kaydedildi.
'YETKİLİLER HAKKINDAKİ ŞİKAYETLER DEĞERLENDİRMEYE ALINMADI'
21 Haziran 2022'de yaşanan siyanür sızıntısı sonrası TMMOB tarafından da suç duyurusunda bulunulduğu hatırlatılan açıklamada, yetkililerin ancak olaydan günler sonra açıklamaya yaptığı ve şirket hakkında sadece para cezası verildiği kaydedildi. Kamuoyunda tepkilerin büyümesiyle 6 gün sonra şirketin faaliyetlerinin durdurulmasına karar verildiği dile getirilen açıklamada, "Akabinde ise hiçbir şey olmamış gibi durdurma kararı kaldırılmış ve şirket faaliyetlerine devam etmiştir. Savcılık tarafından ise yalnızca Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve yöneticileri hakkında 'çevrenin taksirle kirletilmesi sonucu toprakta, suda, havada kalıcı etki bırakması' suçundan soruşturma yürütülmüş ve neticesinde taksirle işlenen suç bakımından gerekli ödeme yapıldığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir" denildi.
Sürece ilişkin sorumlulukları dolayısıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri ve çalışanları ile projeye ilişkin ÇED Olumlu kararı, izin, ruhsat veren kurumlar hakkındaki şikayetlere ilişkin herhangi bir değerlendirilme yapılmadığı ifade edilen açıklamada, faaliyetlerin durdurulması bir yana 2023 yılında maden genişleme projesi için "ÇED Gerekli Değildir" kararı verildiği kaydedildi.
'TÜM SORUMLULAR HESAP VERMELİ'
Tüm bu süreçlerde madenin çevre ve insan sağlığı için büyük bir tehdit unsuru olduğunun defalarca belirtildiği dile getirilen açıklamada, yetkililerin ısrarla uyarıları dikkate almadığı vurgulandı. Açıklama, şöyle devam etti: "Bu yaşananların sorumlusu, faaliyeti yürütenler kadar yürümesine olanak sağlayan, izin verenler, ülkemiz kaynaklarının, doğamızın bir grup yabancı sermayenin çıkarları uğruna yağmalanmasına göz yumanlardır. İvedilikle sonuçlandırılması yasa ile zorunlu tutulan davaları sürüncemede bırakan, uzamasına neden olan, üzerinden yıllar geçmesine karşın halen yürütmenin durdurulması talebini dahi karara bağlayamayanlardır. Bir kez daha sesleniyoruz; madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmalı, İliç'te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları kararı iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmadır."