11 Kasım 2024 Pazartesi

Tv 10 çalışanları 9 aydır hapiste ancak iddianameleri hala hazırlanmadı

Kapatılan TV10'un dokuz aydır tutuklu bulunan yönetici ve çalışanlarının durumuna dikkat çeken Av Ercan Kanar, ?Muhalif olan herkes mevcut iktidar tarafından düşman olarak kabul ediliyor, özgürlük ve güvenlik hakları ihlal ediliyor? dedi.

Dokuz aydır bir iddianame hazırlanmadan cezaevinde tutulan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, programcı Veli Haydar Güleç ve televizyon çalışanı Cihan Dağdelen'in durumuna ilişkin basın toplantısı düzenlendi. İnsan Hakları Derneği'nde yapılan açıklamaya aileler ve avukatları katılarak kamuoyunu bilgilendirdi.

Cihan Dağdelen'in annesi Rukiye Dağdelen, oğlunun 9 Ocak akşamı evlerine yapılan bir baskınla gözaltına alındığını hatırlattı. Yedi ay Silivri Cezaevi'nde tutulan Dağdelen'in koğuş değiştirmek için başvuruda bulunduğu gerekçesiyle bir ay hücre cezası verildikten sonra Kandıra Cezaevi'ne sevk edildiğini söyleyen anne Dağdelen, oğlunun İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca Tercümanlık son sınıf öğrencisi olduğunu ve öğrenim hayatının olumsuz yönde etkilendiğini kaydetti. 260 gündür tutuklu bulunan Cihan Dağdelen'in annesi, oğlunun bir an önce tahliye edilmesini istedi.

Dağdelen'in avukatı Ercan Kanar yaptığı açıklamada, Cumhuriyet tarihinin hukuk ve yargılama pratiği açısından en kötü döneminin yaşandığını belirtirken, “Muhalif olan herkes mevcut iktidar tarafından düşman olarak kabul ediliyor, özgürlük ve güvenlik hakları ihlal ediliyor” dedi. Anayasanın 36. maddesine göre dürüst yargılanma hakkının teminat altına alındığını, yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesine göre makul bir süre içinde herkesin yargı önüne çıkarılması gerektiğini bildiren Kanar, OHAL sürecinde bunların askıya alındığını söyledi.

"HAKİMLER VE SAVCILAR İNFAZ MEMURU GİBİ DAVRANIYOR"


Kanar, savcıların ve hakimlerin bir infaz memuru gibi davrandıklarını, iddianamelerin keyfi olarak geç hazırlandığını ifade etti. Yaşanan gelişmeleri "düşmanla savaş hukuku" olarak niteleyen Kanar, buna karşı toplumun duyarlı olması gerektiğini belirtti ve “Cezaevlerinde yaşanan trajedinin son bulması için hepimizin gayret göstermesi gerekiyor. Özgürlükler açısından, bu vahşete karşı, AKP iktidarının faşizmine karşı sesimizi çıkarmamız gerekiyor” dedi.

Ardından konuşan Av. Seyit Demir ise yaşanan sürecin, yargının siyasetin aracı haline dönüşmesiyle ilgili olduğuna dikkat çekti. Müvekkillerine Demokratik Toplum Kongresi'ne ilişkin sorular sorulduğunu ancak kendilerinin sadece gazetecilik faaliyeti yürüten kişiler olduklarını vurguladı.