24 Eylül 2024 Salı

Ulucanlar Hapishanesi direnişi 24. yılında

Bugün Ulucanlar Hapishanesi direnişinin 24. yıl dönümü. Türkiye ve Kuzey Kürdistan hapishaneler tarihi boydan boya devrimci tutsakların direniş destanlarıyla yazılmıştır. En şanlı örneklerinden biri 26 Eylül 1999 görkemli Ulucanlar Hapishanesi direnişidir. Bugünün görevi hapishanelerdeki politik tutsaklarla daha güçlü, anlamlı ve faşist tecrit zulmünü püskürtecek bir dayanışma ve sonuç alıcı kitlesel mücadeleyi yükseltmektir.

AKP-MHP faşist iktidarı tüm ezilen toplumsal kesimleri teslim almak için ülkeyi zulüm ve zorbalıkla yönetiyor. Hapishaneler bu pervasız ve açık zulmün mekanlaı oluyor. Buradaki devlet terörüyle tüm ezilenlere gözdağı vererek korkutup sindirmek istiyor. Dün olduğu gibi bugün de tutsaklara yönelik düşman politikaları artarak sürüyor. Yeni tecrit hapishaneler Y, S tipleri birer tecrit kuyusu olarak uygulamaya sokuluyor. İmralı'dan tüm hapishanelere tecrit işkencesi katmerlendiriliyor.

Her türlü hakkı gasp edilen tutsaklar, maruz kaldıklarını duyurduğu için işkenceye uğruyor. Ağrı'da bulunan Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesinde erkek gardiyanlar koğuşu basarak ihlalleri duyuran kadınları saatlerce darp etti, iki kadın tutsağa kontrgerilla örgütlenmesi Hizbullah'la özleşen domuz bağı işkencesi uyguladı.

Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesinde siyasi tutsakların örgütlülüğü, birliği bozulmak için sistematik sürgün sevk işkencesi yaşanıyor. Baskınlarla koğuşlardan alınan siyasi tutsakların götürüldüğü hapishane uzun süre açıklanmıyor ancak kamuoyunda oluşan baskıların ardından idare açıklama yapmak zorunda kaldı.

İzmir'deki Şakran Kadın Kapalı Hapishanesinde tutsakların kıyafetlerine müdahale ediliyor, Silivri'deki Marmara Kapalı Hapishanesinde her türlü hakkı gasp edilen tutsaklara doymayacakları porsiyonlarla yemek verilerek beslenme hakkı engelliyor.

Her dönemin iktidarlarının ilk saldırı yeri hapishaneler ve siyasi tutsaklar. Faşist muktedirler çok iyi biliyor ki, halklarımızın faşizme karşı öncü, kararlı ve örgütlü gücünü temsil eden siyasi tutsaklar teslim alınırsa ezilen toplumsal kesimler korkutulup teslim alınabilir. Ancak politik tutsaklar her türlü işkenceye ve hak gasbına rağmen devlete yanıtını direnişle veriyor. Halklarımızın direnme ve savaşma azmini can feda bir pratikle her defasında ortaya koyuyor. Ezilenlerin devrimci onurunu yükseltiyor. Politik tutsakların bu boyun eğmez ve teslim olmaz direniş çizgisi halklarımızın yüzünü ağartıyor. Faşist zulme karşı direnme gücü ve bilinci taşıyor.

Bugün Ulucanlar Hapishanesi direnişinin 24. yıl dönümü. Türkiye ve Kuzey Kürdistan hapishaneler tarihi boydan boya devrimci tutsakların direniş destanlarıyla yazılmıştır. En şanlı örneklerinden biri 26 Eylül 1999 görkemli Ulucanlar Hapishanesi direnişidir.

Hapishanelerde devrimci tutsakları teslim almak isteyen '90'lı yılların faşist iktidarları '96 yılında "tabutluk" projesini devreye koydu. Refah-Yol hükümeti ve Mehmet Ağar'ın adalet bakanı olduğu 1996 yılında Eskişehir için uygulanmak istenen "tabutluk" projesini devrimci tutsaklar direnişiyle durdurdu. Ancak devlet "tabutluk"ta ısrar etti. 2000 yılında 20 hapishaneye eş zamanlı operasyonun ilk provası Ulucanlar Hapishanesi. Devrimci tutsaklar 25 Eylül 1999'da Ulucanlar Hapishanesinde tutsaklar direnişe geçti.

Faşist diktatörlük kan, zulüm ve ölüm kustu. Direniş kanla bastırıldı. Bomba, kurşun ve işkencelerle 10 devrimci tutsak katledildi. Devletin tarihe "katliam" olarak yazmak istediği Ulucanlar Hapishanesi, aksine direnişin adı ve simgesi oldu. Ulucanlar direnişinde MLKP üyesi Abuzer Çat, TKİP üyeleri Ümit Altıntaş ve Habip Gül, TİKB üyesi Zafer Kırbıyık; TKP/ML üyeleri Halil Türker, Önder Gençarslan ve Mahir Emsalsiz ve DHKP/C üyeleri İsmet Kavaklıoğlu, Aziz Dönmez, Ahmet Savran şehit düştü.

Ulucanlar'da başlayan katliam saldırısı 19 Aralık 2000'de 20 hapishaneye eş zamanlı operasyona götürdü. 122 devrimci şehit düştü.

Bugün de direniş silahı olarak bedenlerinden başka bir şeyi olmayan devrimci tutsaklar can feda savaşarak her türlü saldırıyı püskürtüyor. Hapishaneler tarihine altın harflerle direnişlerini yazdıran siyasi tutsaklar boyun eğmiyor. Üzerinden 24 yıl geçti. Covid-19 pandemisi bahanesiyle tutsakların yıllar süren mücadeleyle kazandığı hakları gasp edilirken, hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor. Tutsaklar maruz kaldıkları işkenceler nedeniyle intihara zorlanıyor. Birçok hapishanede tecridin kaldırılması ve hapishanelerden tabut çıkmasın diye tutsaklar açlık grevi eylemlerine başlıyor, dışarıda güdük de olsa Adalet Nöbetleri düzenleniyor ancak tutsaklarla dayanışma sınırlı düzeyleri aşmıyor.

Bugünün görevi hapishanelerdeki politik tutsaklarla daha güçlü, anlamlı ve faşist tecrit zulmünü püskürtecek bir dayanışma ve sonuç alıcı kitlesel mücadeleyi yükseltmektir.