28 Eylül 2024 Cumartesi

AGİF Eşbaşkanları: Faşizme karşı göçmenler örgütlenmeli

AGİF Eşbaşkanı Güler, "Tekrarlanan ırkçı saldırılar, cezasız kalan davalar, Ourj Jalloh cinayeti gibi çözülmeyen soruşturmalar, AfD'nin yükselişi ve son Hanau katliamı sistematik ırkçılık üretimini gösteriyor" dedi. Eşbaşkan Diren de, "Faşizme karşı yanıtımız daha fazla örgütlenme ve mücadele olacak" şeklinde konuştu.

Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) Eşbaşkanları Zeynep Diren ve Onur Güler, Hanau kentinde 9 kişinin yaşamını yitirdiği ırkçı saldırı ilgili ajansımıza değerlendirmede bulundu. AGİF Eşbaşkanları, Almanya'da ırkçı saldırıların sistematik bir boyut kazandığına ve mevcut iktidarların bunlara zemin hazırladığına dikkat çekti. Eşbaşkanlar, göçmenlerin örgütlenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Zeynep Diren, "Hanau'da yapılan ırkçı saldırıda yaşamını kaybeden tüm ailelere ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Metin yoldaşımızın oğlu Ferhat'ı da bu saldırıda kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Göçmenlere yapılan bu ırkçı saldırı bir kez daha faşizmin karanlık yüzünü göstermiştir. Yanıtımız daha fazla örgütlenme ve mücadele olacak" dedi.

HANAU KATLİAMI SİSTEMATİK IRKÇILIK ÜRETİMİNİ GÖSTERİYOR
"Irkçılık ve faşizm Almanya'nın her dönem tartışma olgularından olmuştur. İnsan yaşamı için uzun bir süre olan ancak insanlık tarihi için çok kısa bir süre olan yetmiş yıl önce bu faşist hareketlenmenin ne türden katliamlara yol açtığı bilinmektedir. Almanya bu faşist geçmişi ile görünürde bir yüzleşmeye gittiğini iddia etse de, esasta ırkçılığın ve sonuçlarının yapısal bir sorun olarak süregeldiğini açıkça söyleyebiliriz" diyen Onur Güler, şöyle devam etti:

"Savaşların, sosyal yıkımların ve sömürünün temeli emperyalist ülkeler, tamda bu sebeplerle göç etmek zorunda kalan yığınlar üzerinden ırkçılık üretmektedir. Çok değil, daha geçtiğimiz çeyrekte NSU cinayetlerinin ve devletle olan ilişkileri sır değil. Tekrarlanan ırkçı saldırılar, cezasız kalan davalar, Ourj Jalloh cinayeti gibi çözülmeyen soruşturmalar, AfD'nin yükselişi ve son Hanau katliamı sistematik ırkçılık üretimini gösteriyor. Alman emperyalizmi göçmenleri bir ucuz işgücü olarak pervasızca kullanırken, göçmenlere karşı yükselttiği ırkçılıkla da kendi sistemini sigortalamaktadır."

KATLİAMIN AÇIKLIĞA KAVUŞMASI SOKAK BASINCINA BAĞLI
"Son dönem çeşitli politikacı ve bakanların açıklamaları, AFD gibi faşist ırkçı parti propagandalarının normalleştirilmesi ve soruşturma konusu bile haline gelmeyen faşist saldırılar Hanau katliamının gerçekleşmesine başkaca bir zemin hazırlamıştır" tespitinde bulunan Onur Güler, katliama karşı verdikleri tepkiyle ilgili olarak da şu bilgileri verdi:

"Katliam haberini aldığımız andan itibaren ilk etapta basındaki tüm bilgileri bir araya getirdik, polisin katliam mağduru ailelerle kurduğu ilk ilişkiden sonuçlar çıkarmaya çalıştık ve şu an itibari ile de hukuksal mücadele yürütmek için birlikte çalışacağımız avukatlar üzerinden bilgilenmeye çalışıyoruz. Ancak şunu çok iyi biliyoruz, katliamın aydınlığa kavuşması toplumsal muhalefetin sokak basıncını yükselttiği oranda netleşecektir. Hem katliamın gerçekleştiği Hanau'dan, hem de Almanya'nın bütün kentlerinden adalet mücadelesini yükselteceğiz."

'KATLİAMIN ÖRTBAS EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
"Hanau katliamının gerçekleştiği gün itibariyle AGİF olarak bütün göçmenleri ve demokrat yerlileri sokaklara çıkarak ırkçılığa ve katliama karşı sesimizi yükseltme çağrısında bulunduk" diyen Zeynep Diren de, "Mülteciler ve göçmenlere karşı kışkırtıcı siyaset yapan burjuva politika, NSU cinayetlerini örtbas ederek, ırkçılığı körükleyerek, neofaşist güçlerin gelişmesine olanak sağlayarak suç ortaklığı yapmıştır. Yükselen faşist harekete karşı göçmenlerin tek çaresi örgütlülüktür. Bugün de Hanau'da on binlerle faşizme geçit vermeyeceğiz. Bugün katliamı lanetleyen Merkel Hükümeti NSU davasında yaptığı gibi bu saldırıyı ve süreci örtbas etmesine izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

'HER TÜRDEN IRKÇILIK VE FAŞİZMLE MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ'
AGİF Eşbaşkanı Diren, göçmenlere de şu çağrıda bulundu:

"Biz AGİF olarak bu sürecin takipçisi olacağız. Bu katliamla ırkçı ve faşistler göçmenlere bir korku duvarı oluşturmak istemişlerdir. Göçmenlere, demokratik kamuoyuna, biz sosyalistlere, yurtseverlere ve tüm alman işçi-emekçilere düşen görev ise bu korku duvarını yıkmaktır. Katliamın olduğu gün 50'den fazla büyük kentte meydanları dolduranlar bu duvara ilk balyozu vurdular. Bundan sonraki süreçte de sokakları bırakmayacak, her türden ırkçılık ve faşizmle mücadeleyi büyüteceğiz."