10 Ekim 2024 Perşembe

Diyarbakır Barosu'nun 69 üyesine 2020'de 78 soruşturma açıldı

5 Nisan Avukatlar Günü'nde açıklama yapan Diyarbakır Barosu Avukat Hakları Merkezi, baro üyesi avukatlara yönelik açılan soruşturmalara ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, bu soruşturma ve kovuşturmaların Diyarbakır Barosuna, savunma makamına ve avukatlık mesleğine yöneltilen sistematik baskı ve yıldırma politikaları olduğu kaydedildi. 

Diyarbakır Barosu Avukat Hakları Merkezi, 5 Nisan Avukatlar Günü'nde baro üyesi avukatlara yönelik açılan soruşturmalara ilişkin hazırlanan raporu kamuoyu ile paylaştı. Tahir Elçi Konferans Salonu önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına çok sayıda avukat katıldı. Hazırlanan raporu Avukat Büşra Eylül Özgültekin paylaştı.

Özgültekin, bir Avukatlar Günü'nü daha avukatların maruz kaldığı baskılar, hukuki, siyasi ve toplumsal krizlerin yaşandığı bir ortamda karşıladıklarını dile getirerek sözlerine başladı.

Raporda, 2020 yılında baro üyesi avukatlar ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında açılan soruşturma ve kovuşturmalara dair şu bilgiler yer aldı.

"12 Mart 2020 tarihinde Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma kapsamında 5 avukat gözaltına alındı.
20 Kasım 2020 tarihinde Diyarbakır Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen karar gerekçesiyle 32 avukat hakkında yakalama ve gözaltına kararı verildi. 
DTK'nin bazı çalışmalarına katıldığı iddiasıyla birçok avukat gözaltına alındı. En az 12 avukat hakkında katıldıkları bazı DTK faaliyetleri nedeniyle TCK 314/2 maddesi kapsamında 'örgüt üyesi' suçlamasıyla davalar açıldı. 1990-1994 arasında Baro Başkanlığı görevi yapan Av. Fethi Gümüş 7 yıl 6 ay hapis, yine 2008-2012 dönemleri arasında Baro Başkanlığı görevini yürüten Av. Mehmet Emin Aktar ve bir baro üyesi de 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı."

Raporda, 2016-2018 tarihleri arasında görev yapan Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında baro faaliyetleri nedeniyle iki ayrı dava açıldığı belirtilerek, suçlamaya konu olan açıklamalar şöyle sıralandı:
▪ "24 Nisan 2017 tarihli '24 Nisan/Büyük Felaket: Ermeni Halkının Acısını Paylaşıyoruz' başlıklı yazı.
 18 Aralık 2017 tarihli 'Kürdistan İfadesini Cezalandırmak Utançtır, Kabul Edilemez' başlıklı yazı.
14 Eylül 2017 tarihli 'Hakkari İli Oğul(Tale) Köyü Kanireş Mevkii (Siha Müdahalesi Sonucu Yaşanan Olay)' başlıklı rapor.
24 Nisan 2018 tarihli 'Ermeni Halkının Dinmeyen Büyük Acısını Paylaşıyoruz' başlıklı açıklama."

Diyarbakır Barosu üyeleri hakkında yürütülen soruşturmalar ve açılan davalar ise şöyle oldu:
▪ 24 Nisan 2019 tarihinde Diyarbakır Barosunun web sitesinde yayınlanan yazılı basın açıklaması nedeniyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır. Avukatlık Kanunu hükümlerine göre dosya, soruşturma izni için Adalet Bakanlığı'na gönderilmiştir. Bakanlığın soruşturma izni ve müteakiben de kovuşturma izni vermesi üzerine Avukatlık Kanunu hükümleri gereğince son soruşturma açılıp açılmaması konusunda karar vermek üzere dosya Batman Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiş, Mahkeme dosya üzerinden yapmış olduğu yargılama sonucunda 'son soruşturmanın açılmasına' karar verip dosyayı Diyarbakır Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na göndermiştir. 
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın 24 Nisan 2020 tarihli 'Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi' başlıklı cuma hutbesinde yaptığı açıklamaların 'nefret söylemi içerdiği, ayrımcılık yasağını ihlal ettiğini' belirterek Diyarbakır Barosu'nun web sitesinde yazılı bir açıklama yayınlanmıştır. Bu açıklama nedeniyle Baro Başkanımız ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında soruşturma başlatılmış, açılan soruşturma derdesttir.  
Diyarbakır Barosu, 24 Nisan 2020 tarihinde web sitesinde ve sosyal medya hesaplarında '1915 yılındaki Ermeni Tehcirine' ilişkin yazılı bir açıklama yayınlamıştır. Ermeni Halkına yönelik gerçekleşen soykırıma ilişkin olarak 24 Nisan 2020 tarihinde Diyarbakır Barosunun web sitesinde yayınlanan yazılı basın açıklaması nedeniyle Diyarbakır Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştır.  Bu soruşturma hala derdesttir. 
28 Haziran 2020 tarihinde tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen bir meslektaşımızın sorgusuna katılan Baro Başkanımız Av. Cihan Aydın, meslektaşlarımız Av. Yunus Muratakan ve Av. Mehmet Nuri Deniz ile duruşma sırasında hakim ile yaşanan usul tartışması üzerine hakimin, meslektaşlarımıza hakaret etmesi üzerine bu olay ile ilgili olarak 51 Baro tarafından ortak açıklama yapılarak Baro Başkanımıza ve meslektaşlarımıza yönelik hakaretamiz sözleri ve davranışları nedeniyle hakim kınanmış ve gereğini yapması için HSK göreve davet edilmiştir. Bu açıklamadan sonra Sulh Ceza Hakimliği tarafından yapılan suç duyurusu üzerine Baro Başkanımız ve meslektaşlarımız hakkında Terörle Mücadele Kanunun 6/1. Maddesine binaen soruşturma başlatılmıştır. Meslektaşlarımızın hakim hakkında HSK'ya yaptıkları şikayette ise halen bir ilerleme sağlanamamıştır. 
11 Ekim 2019 tarihinde Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezimiz adına Baromuzun web sitesinde yayımlanan savaşa itiraz etmenin ve barış talebinin bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak her koşulda 'savaşa hayır, barış hemen şimdi' diyoruz şeklinde biten yazılı açıklama nedeniyle, Diyarbakır Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında soruşturma başlatılmış, bu soruşturma halen devam etmektedir. 
Sizlere sunacağımız raporda yer almayan ve geçtiğimiz Mart ayında MEBYA DER  adlı Dernekte yapılan aramada bulunan vekaletnamede ismi geçtiği için 18 meslektaşımız hakkında soruşturma başlatılarak ; göz altına alınan kişilere yönelik olarak keyfi ve hukuk dışı uygulamalara karşı hukuksal mücadele yürüten meslektaşlarımızın mesleki faaliyetleri engellenmiştir. 
Diyarbakır Barosu'nun kurumsal faaliyetlerinin yanı sıra üyelerinin mesleki faaliyetleri  sistematik olarak soruşturma ve kovuşturmaya uğramaktadır. 2016-2020 tarihleri arasında görev yapan Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte, 2020 yılında Baromuz üyesi en az 69 meslektaşımız hakkında kurumsal ve mesleki faaliyetleri nedeniyle en az 78 soruşturma ve dava açılmıştır.”

Rapor, şöyle devam etti: "Bu soruşturma ve kovuşturmalardan da anlaşılacağı üzere Baromuza, savunma makamına ve avukatlık mesleğine yöneltilen sistematik baskı ve yıldırma politikaları artarak devam etmektedir. Her gün yenisi açılan hukuk fakülteleri nedeniyle hukuk eğitiminin kalitesi ile birlikte yargının da kalitesi düşmektedir. Angarya niteliğindeki CMK ücretleri, yargı mensupları ve diğer kamu personelinin meslektaşlarımıza yönelik incitici tutum ve davranışları, duruşma salonlarında, kolluk birimlerinde, cezaevlerinde ve mesleğimizi icra ettiğimiz alanlarda avukatlar sistematik bir şekilde saldırılara ve tehditlere maruz kalmaktadır. Buradan bir kez daha vurgulamak isteriz ki, avukatlar tehdit altındaysa, yurttaşların hakkı ve hukuku da tehdit altındadır.

Yargının tarafsız ve bağımsızlığını tümüyle yitirdiği, İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ve adil yargılama haklarının hiçe sayıldığı, toplumsal ayrışma ve kutuplaşmanın had safhaya çıktığı, mevcut atmosferde bizler hem mesleğimizi ve meslektaşlarımızı korumaya, hem de yurttaşlarımızın hakkını ve hukukunu korumaya, bu uğurda mücadele etmeye devam edeceğiz."