28 Eylül 2024 Cumartesi

Faşist palyaço zor durumda

İdlib savaşı yalnızca Erdoğan faşizminin işgalci-ilhakçı aynası olmakla kalmıyor, Perinçek gibi Erdoğan faşizminin palyaçoluğunu da etkisizleştiren rol oynuyor.

Erdoğan faşizminin ulusalcı palyaçosu Perinçek, İdlib savaşında zor duruma düştü. Erdoğan faşizminin borazanı gazetesi Aydınlık'ta, İdlib'deki savaş haberlerini yayınlatmıyor. Sanki İdlib'de bombardımanla, top, tank, füzeyle savaş olmuyormuş havası yaratıyor.

Perinçek, üçüncü dünya devletlerine barış, halklara savaş çizgisinde. Ama halklara ve aynı zamanda rakip devletlere de savaş açan Erdoğan faşizminin hararetli destekçisi.

Erdoğan, Perinçek'i Ergenekoncuların desteğini almakta kullanıyor. Ayrıca ulusalcı tabanı etkilemede demagoji ve taktik üreticisi olarak değerlendiriyor. Fakat Erdoğan, faşizmin şefi olarak gerisini takmadan bildiğini okuyor. Rojava işgaline ek olarak, Suriye rejimini zayıf düşürmek amacıyla İdlib'deki işgali de sürdürmek istiyor. Başta Efrîn gelmek üzere, işgalindeki alanın bir bölümünü ilhak etmeyi hedefliyor.

Perinçek, bu duruma rağmen, ısrarla Suriye rejimiyle işgalci Erdoğan'ı barıştırmak istedi, istiyor. Bu, üçüncü dünya burjuva devletleri milliyetçiliğine uygun bir tavır. Fakat Perinçek bunu çizgisinin gereği olarak yaptığı gibi, bundan da daha çok, Kürt Özgürlük Hareketi'ni (KÖH) ezebilmek için Suriye ile (İran ve Irak'la da) işbirliğini amaçlıyor:

"Hedef, PKK'nın imha edilmesi olmalıdır. …Suriye ile işbirliği, PKK terör örgütüne karşı mücadeleyi kesin zafere ulaştırmak için biricik çözümdür" (Cumhurbaşkanı'na açık mektup, aydınlık.com.tr, 10.10.19)

"Başta PKK/YPG/YPD olmak üzere, Suriye'deki terör örgütleri, Suriye + Türkiye işbirliğiyle temizlenecek" (Suriye'de çözüm planı…27.08.19)

Doğrusu, Perinçek, Esad rejimiyle, bu amaç doğrultusunda ve Erdoğan'la Esad'ı barıştırmak için, arabuluculuk da yaptı.

Tabanına, ulusalcılara, Ergenekonculara, Erdoğan'ı Suriye ile barıştıran, ABD ve NATO'dan koparan ve Rusya-Çin blokuna yaklaştıran usta politikacı imajı da verebildi.

Bu görüntüyü vermesi şarttı. Çünkü, içte ve dışta KÖH'ni, devrimci ve demokratik hareketi, Rojava devrimi güçlerini ezmek için Erdoğan faşizminin kirli işgalci savaşını, ABD'ye karşı ulusalcı/anti-emperyalist gösterme numarasını yapması gerekiyordu. Bir yere kadar ulusalcı tabana bu numarasını yutturabildi. Ulusalcı taban Kürt düşmanı şovenizm zehiri nedeniyle bunu bir yere kadar yutmaya da elverişliydi.

Ama Perinçek'in Erdoğan faşizmine kuyrukçuluktaki pervasızlığı, lafla güçlü görünme kofluğu, ulusalcıları bile Perinçek'in çizdiği raydan çıkarıyor.

Perinçek, üçüncü dünya devletleri milliyetçiliğinde tutarsızlığını Libya konusunda da sergiliyor. Erdoğan'ın Sarraj kliğiyle himayeci savaş birliğini de sözümona ABD ve Batı'ya karşı mücadele olarak övüyor.

Bu yayılmacı şoven falsosuyla ve sadık Erdoğancılığıyla, açık veren Perinçek, ulusalcı taban ve kadrolardan gelen görüş ve eleştiriyi göğüslemeyi keyfi bir saldırganlıkla karşılıyor. Bazı Atatürkçüleri, Erdoğan faşizmini hedef almakla kendi kendileriyle mücadele etmekle suçluyor. Erdoğan faşizminin artık BOP'cu, NATO'cu olmadığı halde bazı ulusalcıların bunu anlamadığını vurguluyor!

Perinçek ne kadar demagoji yaparsa yapsın. Üçüncü dünyanın burjuva devletlerini birleştirmek için ne kadar çaba harcarsa harcasın. Burjuva devletler, ABD ve rakipleri arasında pragmatik sarkaç politikası izlerler. Kendi şoven çıkarlarını gütmek için biribirleriyle dalaşmaktan da, fırsat bulduklarında rakiplerinin toprağına işgalci savaşla konmaktan geri durmazlar. Bu onların sınıfsal karekterlerinin kaçınılmaz sonucudur.

Erdoğan'ın İdlib'deki savaşı da, Rojava'daki işgali de, bu sınıfsal karekterinin sonucudur. Dün Rusya'ya kırdığı dümeni, şimdi ABD ve NATO'ya kırması da aynı sınıfsal karekterini yansıtıyor. Suriye Baas iktidarı, Perinçek'in "ikna" kabiliyetini yutmayacak kadar kendi sınıfsal ve milliyetçi çıkarlarının gereği olarak Erdoğan'ın işgaline karşı savaşıyor. Gücü elverdiği ölçüde savaşır da. Çünkü Erdoğan'ı işgalcilikten laf değil güç kullanmak vazgeçirebilir.

Peirinçek, üçüncü dünya devletleri milliyetçiliğinden daha çok Türk milliyetçiliği nedeniyle, Kürt ve devrimin yurdunu işgalde (ve ilhakta), "Mavi vatan" savunusuyla deniz sahası korsanlığında, Libya'ya himayeci sömürgeci savaşta Erdoğan faşizmini desteklemeye devam edecek. Fakat faşizmin ulusalcı palyaçoluğuyla, ulusalcı tabanın bir bölümünü bile eskisi gibi aldatamayacak. Çünkü İdlib savaşı yalnızca Erdoğan faşizminin işgalci-ilhakçı aynası olmakla kalmıyor, Perinçek gibi Erdoğan faşizminin palyaçoluğunu da etkisizleştiren rol oynuyor.