28 Eylül 2024 Cumartesi

Fincancı: Bu mücadele bitmez

TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı'yı yüzlerce kişi sloganlarla karşıladı. Kendisi ve TTB ile dayanışma içinde olan mücadele edenlere, hakikati haberleştiren gazetecilere teşekkür etti. "Bu mücadele bitmez, yer yüzü aşkın yüzü oluncaya dek" diyen Fincancı; tüm canlılar için, yerküre için mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdi.

Türk devletinin gerillaya yönelik kimyasal silah kullanımı iddialarının araştırılmasını istediği için hedef gösterilen ve ardından tutuklanan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, yargılandığı davanın 3. duruşmasında tahliye edildi. İstanbul 24'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verilerek tahliye edilen Fincancı, yüzlerce kişi tarafından karşılandı.

HAPİSHANE ÖNÜNDE SAATLERCE BEKLEDİLER

Tahliye kararının ardından hapishane önüne giden yüzlerce kişi polis ablukasına alındı. Otobüs durağından itibaren hapishane caddesine barikat kuruldu. Ancak yüzlerce kişi Fincancı gelene kadar alandan ayrılmadı.

Saatler sonra hapishaneden çıkan Şebnem Korur Fincancı alkış ve sloganlarla karşılandı.

'BİZE YOL ARKADAŞI OLANLARA TEŞEKKÜR EDİYORUM'
Kısa bir açıklama yapan Fincancı, haber yapma gayretinde olan gazetecilere teşekkür ederek sözlerine başladı. "Korkunun ecele faydası yok, ne gördüysek, hakikat neyse onu paylaşmak biz insan hakları mücadelesi yürütenlerin, hekimlerin sorumluluğu olduğu gibi sizlerin de kamuoyuna iletme sorumluluğunu unutmamak gerek" diyerek basın emekçilerine seslenen Fincancı, bu günler geçtiğinde sorumluluğunu yerine getiren ve getirmeyenleri hep birlikte göreceklerini dile getirdi ve ekledi: "Bu sorumluluğu yerine getiren ve bu mücadelede bize yol arkadaşı olanlara teşekkür ediyorum."

Gazetesi Evrensel'e yönelik baskılara da dikkat çeken Fincancı, cezalara boyun eğmediklerinin altını çizdi. Fincancı, kendisine verilen hapis cezasının anlamsızlığı hakkında da konuştu, "Çünkü bir kanalın yayın politikasının suç olarak tanımlanması, sonra da suçun bana atılması akıl alır gibi değil. Hukukçularımız da dile getirdi. Ben ancak kendi suçumdan sorumlu olabilirim, bu suç da insanlığa karşı sorumluluk taşıma suçudur. Sağlıklı kılma suçudur" dedi.

'EVREN İÇİN ZARARLI TÜM GİRİŞİMLERİN ÖNÜNDE DURMAK SORUMLULUĞUMUZ'
TTB Merkez Konseyi üyelerinin "savaş bir halk sağlığı sorunudur" dediği için sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alındığını hatırlatan Fincancı, "Tabii ki biz hekimler olarak insan sağlığını önceleyeceğiz, savaşlara karşı olacağız. Ve her türden silahın önlenebilmesi, kullanımının yasaklanması, ortadan kaldırılması için elimizden geleni yapacağız. Yalnızca insanlar için de ele almamak gerek, tüm canlılar için, üzerinde yaşadığımız yerküre için, evren için zararlı tüm girişimlerin önünde durmak hepimizin sorumluluğu. O nedenle bu sorumlulukta yanımızda durduğunuz, yol arkadaşlığı ettiğiniz için teşekkürler" ifadelerini kullandı.

'BU MÜCADELE BİTMEZ'
Her şeyin mümkün olabildiği bir düzende bundan kaygılanmayarak, bunun karşısında gerilmeyerek mücadeleye devam ettiklerini ve edeceklerini dile getiren Fincancı, avukatlardan, milletvekillerine, insan hakları savunucularına, gazetecilere dayanışma içinde olanlara teşekkür etti. Kendileriyle yan yana dururken hangi örgüt olduğunu bilmedikleri bir örgüte üyelikle yargılanma tehdidine rağmen dimdik duran yoldaşlarına da teşekkür eden Fincancı, "İyi ki varsınız. Biz mücadeleye devam edeceğiz. Bu mücadele bitmez, yer yüzü aşkın yüzü oluncaya kadar" dedi.

'TECRİDE KARŞI İNSANLAR ÖLDÜ 23 YIL SONRA GERİYE DÖNÜLDÜ'
Hapishane koşullarına ilişkin de birkaç şey söyleyen Fincancı, özellikle ülke vatandaşı olmayan kadınların parası ve avukatı olmadığı için hayatta kalabilmek adına özelleştirilen ve ticarileştirilen hapishanede çalışmak zorunda olduğunu ve çok düşük ücret aldığını söyledi. Kelepçeli götürülmekten, sevk araçlarının sağlıksız olmasından kaynaklı tutsakların hastane hakkından vazgeçtiğini belirten Fincancı, "Bunun ötesinde tecrit çok ciddi boyuta ulaşmış durumda. Özellikle insanların birbirini görmesi, konuşması engelleniyor. Bir zamanlar bir araya getirilip koğuşların sosyalleşme olanağı yaratılırken; yüzlerce insanımız öldü 2000'de, 22-23 yıl geçtikten sonra yeniden aynı tecrit ortamına geri dönülmüş durumda. Ve tabii ki kabul edilebilir durum değil. Yıllarca tecritte kalan insanlar var, hiç kimseyi görmeden, konuşup görüşmeden yaşamak zorunda olan insanlar var" dedi.

Fincancı, insan hakları örgütlerinin hapishanelerde gözlem yapmasının olanağının yaratılması gerektiğini kaydetti.

'TTB'Yİ KAPATMAK O KADAR KOLAY DEĞİL'
TTB'nin kapatılma davasına ilişkin de söz söyleyen Fincancı, "O kadar kolay değil" vurgusu yaptı. Duruşmayı takip eden Dünya Tabipler Birliği, Avrupa Hekimler Komitesi'ne, ulusal alandan pek çok hekime dikkat çeken Fincancı, şöyle devam etti: "Bir ülkenin hekim örgütünü kapatabilmek aynı zamanda dünya ile ilişkileri tümüyle ortadan kaldırmak demektir. Çünkü biz dünyada evrenselliğin temsilcisiyiz. Dünyanın her yerindeki insanlar, canlılar, yer küre için evren için mücadele eden hekimler insan hakları savunucusudur. Onların hapsedilmesi, meslek örgütünün kapatılması söz konusu bile edilemez. Böyle girişimlerde bulunabilirler. Daha önce de bulundular sonunda vazgeçmek zorunda kaldılar. Gene onların vazgeçmesi için mücadele edeceğiz."

Fincancı'nın konuşması "Şebnem hoca onurumuzdur", "TTB susmadı, susmayacak" sloganlarıyla karşılandı.