21 Eylül 2024 Cumartesi

Göksu Çağan yazdı | Devletin Kaypakkaya düşmanlığı ve hakikati

'71 devrimci atılımının kutup yıldızı olan İbrahim Kaypakkaya Diyarbekir zindanında tutsaktır. Savunmasını hazırlamak amacıyla bir deftere notlar alır. O defterde kavga dizeleriyle siyasal teorik notlar yan yana durur. Önder İbo'nun kavga dizeleri faşist diktatörlüğe olan sınıf kini ve düşmanlığını billurlaştırır: "Demiri de kömürü de sökeriz amman / buğdayı da pirinci de ekeriz amman / faşizme kan damlayan kılıcız / bir gün gelir kinimizi dökeriz amman."

Faşist devletin İbrahim Kaypakkaya'ya özel bir düşmanlığı olduğunu her mitingde, anmada, basın açıklamasında ve diğer tüm faaliyetlerde görebiliyoruz. Kaypakkaya poster, isim veya pankartlarına polis saldırısı vaka-i adiye kabilindedir. Faşist diktatörlüğün bitmez tükenmez Kaypakkaya düşmanlığı ve kini 1 Mayıs'ta bir kez daha ortaya serildi. Saraçhane'deki 1 Mayıs gösterisi sırasında faşist polis Kaypakkaya posterleriyle yürüyen Partizan kortejine saldırdı. İşkenceyle gözaltına alınan devrimcilerden 6'sı tutuklandı.

Tartışmasız bir hakikat olarak vurgulayabiliriz ki, bu devletin bir 'Kaypakkaya derdi' var. Devlete dert olmak iyidir, devrimcidir. Bu dert tastamam bir ideo-politik sorunsala işaret eder. Aynı zamanda Kaypakkaya'nın politik tarihteki özgül ve ayrıcalıklı konumunu da açıklar. Devletin İbrahim Kaypakkaya'yı ayrı ve özel bir düşmanlık hedefine yerleştirmesini anlamak için Kaypakkaya ile devlet düşmanlığı hikayesinin arka planına bakılmalıdır.

'71 devrimci atılımı Mahir, Deniz ve İbrahim'le simgelenir. İbrahim Kaypakkaya, '71 devrimci bir başkaldırısının ve atılımının en mümtaz sürükleyici önderlerinden biridir. Deniz ve Mahir gibi yüksek öğrenim gençliği alanında örgütlü mücadeleye katılır. '71 devrimci önder ve öncü kadrolarının çoğu gibi TİP gençliği, Dev-Genç örgütlenmelerinin içinde örgütlenir. Dönemin genç devrimci önderleri bir önceki dönemi sırtlayıp gelen Mihri Belli ve Hikmet Kıvılcımlı gibi yüksek itibarlı teorik-politik otoritelerinin etrafında kümelenirler. Mihri Belli ve Hikmet Kıvılcımlı'nın rahle-i tedrisinden geçerler. Devrim ve sosyalizme dair ilk tedrisatlarını bu önderlerin ve örgütlenmelerin içinde alırlar.

Dünyayı sarsan '68 gençlik hareketi '71 devrimci atılımını ve çıkışını her bakımdan hazırlar. İbrahim Kaypakkaya'nın örgütlü mücadelesi TİP'le başlar. Zamanın sınıf savaşımına hızla aktığı bu yıllarda İbrahim Kaypakkaya gençlik mücadelesinden Trakya'da köylülerin toprak işgallerine, İstanbul'da işçi grev ve direnişlerine değin tüm siyasal mücadelelerin öncü konumunda yer alır. Kaypakkaya yoğun ve yüksek siyasal mücadelede çok yönlü bir devrimci önder olarak gelişir. Devrimci hayatı PDA/ TİİKP'e dahil olmasıyla yeni bir evreye geçer. TİİKP'in DABK örgütlenmesi sorumluluğuyla Kuzey Kürdistan'da faaliyet yürütür. Doğu Perinçek önderliğindeki TİİKP'le teorik, politik, ideolojik ve programatik görüş ayrılıklarına düşer. Kaypakkaya Şafak revizyonizmine karşı iç mücadele bayrağını kaldırır ve TİİKP'le kopuşur. '72 Nisan'ında TKP/ML örgütünü kurar.

Mahir Çayan'ın Mihri Belli çevresinden koparak ve koca bir devrimci otoriteyi aşıp THKP/C'yi kurması gibi, İbrahim Kaypakkaya'da Doğu Perinçek ve TİİKP'i aşarak devrimci başkaldırı ve atılımı en ileri formuna taşır. TKP/ML, THKO ve THKP/C'yi örgütsel olarak geriden takip eder. Kaypakkaya geriden gelmenin tüm yük ve avantajlarıyla devrimci kopuşu ideo-politik ve teorik düzlemlerde ileriye doğru boyutlandırır. Devrimci bilgi ve ufkuyla sınıf mücadelesini sımsıkı kavrar. '71 devrimciliğinin kopuşunu ML teori yönünde geliştirip derinleştirir. Devrimci teoriyle kurduğu ilişki çok önemlidir. Teoriye hak ettiği önemi verir, sınıf savaşımındaki konumuna sağlamca yerleştirir.

İbrahim ezberleri bozan bir devrimci önder olarak kendi devrimciliğini kurar. Bu bakımdan dönemdaşı olan sol, sosyalist, devrimci kuşak önderlerden belirgin biçimde ayrışır. Burjuva ideolojisi ile kopuşma yolunda bir derinleşme çizgisi izler. Egemen ideolojinin tabularına saldırır. Kemalizmin mitlerini yıkar. Marksist leninist birikimine yaslanarak ezilenlerin devrimci tarih anlayışıyla Türkiye ve Kuzey Kürdistan'ın tarih maddesini ele alır. Kaypakkaya'nın kemalizm, Kürt meselesi, Ermeni soykırımı vb. konularda pek çok temel teorik ve politik çözümlemesi bu özgül marksizm kavrayışı ve yöntemi üzerine yükselir. Kemalizmin gerici, karşıdevrimci özünü ve karakterini çözümler. Kemalizmin egemen sınıfların ve devletin resmi ideolojisi olduğunu çarpıcı biçimde gösterir ve yıkılması gereken sütunlar olduğunu gösterir, hedefleştirir. Kemalizme ilericilik atfeden sol ve devrimci hareketteki yanlış görüş açılarını ortaya serer ve yanlışlığını ispatlar. Kemalizmle köklü ideolojik bağ ve muhabbet ilişkisini kesemeyen ilerici ve devrimci kesimler, Kaypakkaya'nın bu özgül devrimci çözümlemelerini ilk anlarda anlamayı başaramaz. Kemalist çözümlemenin düpedüz egemenlerle ve devletle devrimci kopuşu derinleştiren, marksizmin Türkiye'de özgülleşmesinin temel ayaklarından ve ayraçlardan biri olduğu gerçeği görülemez. İbrahim'in özgül çözümlemeleri kemalizme, Kürt ulusal sorununa dair ileri sürdüğü tezler, egemen sınıflar için ölümcül derecede tehlikeli ve ürkütücü kabul edilir. Çünkü Kaypakkaya cepheden kemalist müesses nizamın üzerine yükseldiği sütunlara saldırır.

Başkaldırı devrimciliği yolu açan bir devrimciliktir. Ret ve kopuşla başlar. Yıkıcı ve yapıcı bir diyalektik süreç olarak işler ve ilerler. Başkaldırı devrimciliği öncü ve kurucu çalışmayla gelişir. '71 başkaldırısı devrimcilerinin teori ve pratik tutarlılığı çok yüksektir. Devrimci iradenin öncü uygulanışında muazzam ve engel tanımazdırlar. Sabırsız ve hesapsızdırlar. Hayalci ve serüvencidirler onlar. Yeniyi var etmek için yanlış yapmaktan korkmazlar. Yenilgi korkuları ve tecrübeleri yoktur. Yenilmekten korkmazlar. '71 devrimci atılımının sürükleyici önderleri ilki ve yeniyi başarmanın tüm zorluklarına meydan okurlar. Tarihsel varlık haklarını kazanmanın ve yeni bir devrimci yol açmanın tüm hususiyetlerini bünyelerinde taşırlar. Eksikli doğarlar, yanlış yaparlar fakat arı-duru ve sahici bir devrimciliği kan-ter deryası içinde coşkuyla yükseltirler. '71 devrimci atılımı böyle bir başkaldırı ve kopuş devrimciliğinde anlam ve ifade bulur.

Mahir, Deniz, İbrahim'le simgelenen devrimci kopuşun arka planda her şeyden önce büyük bir düş gücü ve devrimci romantizm durur. '71 başkaldırı devrimciliği her devrimci başlangıç ve çiğnenmiş yol gibi serüvencidir ve olmak da zorundadır. Toplumsal ütopyaları realize etme arzusu ve devrimci serüvencilik, '71 devrimciliğinin ruhunu ve ileri atılma enerjisini oluşturur. Tam da bu devrimci sınır tanımazlık, bu serüvencilik ve bu kendine yol açma bilinci ve eylemi Türkiye devrimciliğine can verir. Yeniden doğuş böyle bir yordamla yol bulur kendine.

Kızıldere'de, Ulucanlar'da yükseltilen teslim olmaz devrimciliğin bayrağını devralır İbrahim Kaypakkaya. Ser verip sır vermeyen ölümsüz direnme efsanesi ve eylemiyle bu bayrağı Diyarbakır zindanı burçlarına diker. Direnmişliğin ve adanmışlığın manifestosunu yazar. '71 devrimcilerinin kendini ortaya koyuş tarzını anlamak için Deniz, Mahir ve İbrahim en iyi kılavuzlarımızdır. İbrahim dövüşmeyi, yenilenmeyi kavgada sonuna kadar gitmeyi, yol açmayı yüklenmiş bir devrimci önderdir.

İbrahim tıpkı Mahir'in yaptığı gibi, devrimci dayanışma ve siper yoldaşlığı çizgisinde kararlıca yürür. Son mayıs şafağında Nurhak dağlarında katledilen üç THKO'lu gerillanın intikamını alır. Alpaslan, Kadir ve Sinan'ın katline sebep olan işbirlikçi muhtarı cezalandırır. '71 başkaldırısı önderlerinin devrimci kavga yoldaşlığı, birbirleri için ölüme gitme bilinci, can esirgemez fedakarlıkları onların derin politik kavrayışlarının ve devrimci maneviyatlarının en özel yanlarını temsil eder. Bu devrimci politik kavrayış ve maneviyat dünyası kendini pratik eylemde, düşte, duyguda, ahlakta bütün boyutlarıyla ortaya serer. Bu özellik '71 devrimcilerinin nasıl bir devrimci mayadan oluşup geliştiğini yalın biçimde anlatır.

'71 devrimci kopuşu önderlerinden İbrahim Kaypakkaya'dan bize miras kalan, kavga hayatı bir önderleşme pusulasıdır. Her 18 Mayıs devrimcilere ser verip sır vermeyi hatırlatır. Ölümsüzleşmesinin 51. yılında İbrahim bize dövüşmeyi, düşünmeyi, hayal etmeyi, direnmeyi, düş görmeyi ve yenilenmeyi öğretir.

'71 devrimci atılımının kutup yıldızı olan İbrahim Kaypakkaya Diyarbekir zindanında tutsaktır. Savunmasını hazırlamak amacıyla bir deftere notlar alır. O defterde kavga dizeleriyle siyasal teorik notlar yan yana durur. Önder İbo'nun kavga dizeleri faşist diktatörlüğe olan sınıf kini ve düşmanlığını billurlaştırır: "Demiri de kömürü de sökeriz amman / buğdayı da pirinci de ekeriz amman / faşizme kan damlayan kılıcız / bir gün gelir kinimizi dökeriz amman."

Ölümsüzlüğünün 51. yılında devletin Kaypakkaya düşmanlığına karşı önder İbo'nun dizelerinde, teori ve pratiğinde bayraklaşan devlet düşmanlığını yükseklerde dalgalandırmak en anlamlı yanıt olacaktır.