23 Eylül 2024 Pazartesi

HDP Kadın Meclisi, yeni dönem politik hattını belirlemek için toplandı

Yeni dönem politik mücadele hattını belirlemek üzere toplanan HDP Kadın Meclisi'nde konuşan Başaran, iktidarın hayal ettiği erkek egemen sistemi kurmasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, yeni dönem politik mücadele hattını belirlemek üzere Genel Merkezde toplandı. Toplantının açılış konuşmasını HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, yaptı. AKP/MHP iktidarının savaş ve kaostan beslenerek ayakta kalmaya çalıştığını söyleyen Başaran, çete lideri Sedat Peker'in yaptığı itiraflarla 90'lı yıllarda yürütülen kirli siyaseti hatırlattı.

Siyaset-devlet-yargı mekanizmasının ne kadar çürümüş olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını dile getiren Başaran, "İşlenen bu suçlara karşı sessiz kalmak faili meçhul cinayetleri, Gezi'de, Suruç'ta, Ankara'da gerçekleşen katliamları onaylamaktır. Yakınlarını faili meçhul cinayetlerde, gerçekleşen katliamlarda kaybeden ve adalet talebinden asla vazgeçmeyen kadınların vebali bu iktidarın boynundadır. Bizler buradan bir kez daha sesleniyoruz. Biz kadınlar bu cinayetlerin failleri yargılanıp hak ettikleri cezayı alıncaya dek mücadelemiz son bulmayacak. Galatasaray Meydanı'nda, Koşuyolu Parkı'nda Cumartesi Anneleri ile, Barış anneleri ile, Urfa Adliyesi'nin önünde Emine Şenyaşar ile birlikte ‘Kadınlar için adalet' demeye devam edeceğiz. Adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz" dedi. 

İktidarın hayal ettiği erkek egemen sistemini kurmasına kadınların izin vermeyeceğini vurgulayan Başaran, "Kadınların kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi'ne saldırmaktan vazgeçecek, geri çekilme kararını iptal edeceksiniz" diye konuştu. 

HDP Kadın Meclisi olarak, "Kadın yoksulluğuna hayır, kadınlar için adalet" kampanyamız kapsamında daha önce İç Anadolu'da, Ege'de; Urfa, Adıyaman ve Dersim'de kadın buluşmaları gerçekleştirdiklerini hatırlatan Başaran, "Bu buluşmalarda bir kez daha gördük ki savaşla, katliamla beslenen bir iktidar-saray-yandaş gerçeği varken, rant ve talan için doğa katliamları yaparak kadınlara yaşam alanı bırakmayan sermaye-iktidar ortaklığı gerçeği varken, kadınların kazanımlarına saldırarak, kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilen; tacizcileri, tecavüzcüleri kadın katillerini serbest bırakarak kadın düşmanlığını besleyen bir iktidar gerçekliği varken, kadınlar tecavüzcüye tecavüzcü dediği için yargılandığı süreçte tecavüzcülerin, katillerin adeta devlet koruması altına alındığı bir iktidar gerçekliği varken, birebir dokunduğumuz kadınların gerçeği ise açlık, şiddet ve yoksulluktur, emek ve hak gaspıdır. Ucuz işgücü olarak görülmek, kayıtsız ve güvencesiz çalıştırılmak, ev içi emeğinin yok sayılmasıdır" dedi. 

İktidara seslenen Başaran, kadınların sosyal yardım adı altında emeklerinin sömürülmesine asla izin vermeyeceğinin altını çizen Başaran, şöyle devam etti: "Sosyal hakları adeta bir lütufmuş gibi gören, üyelik şartları sunarak hak gasp eden bu iktidara en büyük cevabı kadınlar elbette ki alanlarda, meydanlarda, sokaklarda ve sandıkta verecektir. Yine iktidar şunu çok iyi bilsin ki; sosyal yardım adı altında dayatılmak istenen kadın düşmanı politikalara karşı sessiz kalan değil, itiraz eden, yoksulluğa hayır diyen kadınlar mücadeleyi büyüterek erkek düzene son verecektir."