28 Eylül 2024 Cumartesi

İHD İç Anadolu Bölge Hapishaneleri hak ihlalleri raporunu açıkladı

İç Anadolu Bölge Hapishanelerine ait 3 aylık hak ihlalleri raporunu açıklayan İHD, tutsakların yaşadığı hak ihlali, kötü muamele ve işkenceyi kamuoyuyla paylaştı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, 3 aylık "İç Anadolu Bölge Cezaevleri Hak İhlalleri" raporunu açıkladı. Raporu kamuoyuyla paylaşan İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, 2022'nin son 3 ayında 8 tutsağın hapishanede yaşamını yitirdiğini kaydetti.

Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi'nde tutsakların hak ihlallerine karşı süresiz dönüşümlü açlık grevinin devam ettiği belirtilen raporda, açlık grevindeki 4 tutsağın Antalya Hapishanesi'ne sevk edildiği kaydedildi. Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'ndeki süresiz ve 10'ar gün dönüşümlü açlık grevinin ise Aralık ayında sonlandığı aktarıldı.

İç Anadolu Bölgesi'nde en az 28 tutsağın sağlık hakkının gasp edildiğini, en az 15 tutsağın işkence gördüğünü ifade eden Çevirmen, Adalet Bakanlığı'nın verileri paylaşmaması ve hapishanelerle haberleşmenin sistematik olarak engellenmesi nedeniyle gerçek sayıların tespit edilebilenin çok üzerinde olduğunu dile getirdi. Hapishane görevlerinin cezasızlık politikalarına sırtını yaslayarak her türlü hak ihlali ve işkenceyi gerçekleştirdiğini söyleyen Çevirmen, Adalet Bakanlığı'na yapılan başvuruların sonuçsuz kalmasıyla benzer olayların arttığına dikkat çekti.

Tutsakların temel hak taleplerinin bile keyfi disiplin soruşturmalarıyla savuşturulduğunu ifade eden Çevirmen, bu soruşturmalar gerekçesiyle çok sayıda tutsağın cezalandırıldığını ve infazlarının yakıldığını dile getirdi. Ağır hasta veya cezalarının son yılındaki tutsakların bile bu nedenlerle tahliye edilmediğini vurgulayan Çevirmen, hapishane yönetimlerinin tutsakların üzerindeki baskı kurmak için çok çeşitli yöntemler kullandığını söyledi. 

Tutsakların hiç kimseye haber verilmeden, eşyaları gasp edilerek, çıplak arama ve işkenceyle sürgün edildiğini kaydeden Çevirmen, "Bu sevklere hasta mahpuslar da maruz kalmakta ve tedavileri önemli ölçüde aksamaktadır. Sevklerin genellikle mahpusların ailelerinden oldukça uzak yerlere gerçekleştirilmesi de başka bir ihlal alanıdır. Ekonomik durum bakımından aileler için ciddi sorunlar yarattığı ve aile ile iletişimin tamamen koparıldığı gözlemlerimiz arasındadır" dedi.

Çevirmen, sonuç ve önerilerini şu şekilde sıraladı:

"🔹Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Mahpuslara yapılan işkence, onur kırıcı ve kötü muameleler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yasaklanmıştır. 
🔹Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 
🔹AİHM'in Kaytan-Türkiye kararı uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır.
🔹AİHS'in 14. maddesinde düzenlenen 'Ayrımcılık Yasağı' ilkesine göre, 'Bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.'
🔹Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir.
🔹Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir. 
🔹Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
🔹Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Sağlık sorunları olan mahpuslar, doktorlarca reçete edilmiş yiyecekleri alma hakkına sahiptirler. Cezaevi idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır.
🔹Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır. 
🔹Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır. 
🔹Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır."