21 Eylül 2024 Cumartesi

Kentlerde Kobanê davasında veriler cezalar protesto edildi

Kobanê davasında verilen cezalar kentlerde düzenlenen eylemlerde protesto edildi. Kararın yok sayıldığı vurgulanan açıklamalarda, "Bu ceza hukuki değil siyasidir" denildi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu siyasetçilere Kobanê davasında verilen cezalar kentlerde protesto edildi. 

DİYARBAKIR
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından Diyarbakır'ın Şeyh Said Meydanı'nda  "Herkes için özgürlük herkes için demokrasi" şiarıyla yapılan halk buluşmasıyla protesto edildi. Buluşmaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, DEM Parti milletvekilleri Saliha Aydeniz, Sinan Çiftyürek, DEM Partili çevre kentlerden de belediye eşbaşkanlarının olduğu çok sayıda kurum ve kuruluş temsilcisi ile halk katıldı.

Eş genel başkanlar ve beraberindekiler, Amed Büyükşehir Belediyesi önünden Meydan'a kadar yürüyüş düzenledi. Ardından kitle tarafından "bijî berxwedana Kobanê" sloganları atıldı.

AYDENİZ: HUKUKİ DEĞİL SİYASİ BİR  KARAR
Söz alan DEM Parti Mardin Milletvekili Saliha Aydeniz," Biz Kobanê davasında verilen kararı tanımıyoruz. Bu ceza hukuki değil siyasidir. Onun için biliyoruz ki bu kararı kirli ittifak vermiştir. O nedenle siyasidir" diyerek kararı kınadı. Bu dava ile DAİŞ'in karanlığının korunmaya çalışıldığını söyleyen Aydeniz, DAİŞ karanlığının Kobanê'de bittiğini ifade etti. Kürt sorununun çözümünün önemine işaret eden Aydeniz, "Bunun için mücadele içindeydik, mücadele içinde kalmaya devam edeceğiz. Bu kararı verenler Türkiye'ye demokrasi gelmesini istemeyenlerdir. Bütün Türkiye halkları bunu kabul etmediğini güçlü bir şekilde dile getirmelidir. Tecrit İmralı Adası'nda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde sürüyor. O tecrit altında kalınca herkes tecrit altında kalıyor. Biz bu tecride karşı her zaman özgürlükleri savunacağız, barışı savunacağız. Bu iktidarın sistemi de bunu bilsin. Bilsinler ki onlar yok oluyorlar bizler her zaman olduğu gibi ayaktayız. Bütün arkadaşlarımız özgürleşene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Ev ev sokak sokak örgütlülüğümüzü sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.

BAŞ: KÜRT HALKINA DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER
TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise direnişi selamladı. Baş, "Silivri zindanlarında tutsak edilen Gezi davasında, 1 Mayıs'ta direniş zindanlarına atılanların selamlarını alarak geldim. Van direnişini destek vermek için İzmir'de tutuklanan yoldaşların direniş mesajlarını getirdim. Başaramayacaklar, Kürt halkına diz çöktüremeyecekler, teslim alamayacaklar, yenemeyecekler. Bunların ağababaların her tür baskısına, saldırısına, terörüne direnen Kürt halkı, Kürt emekçileri, yoksulları onlardan öğrendikleriyle iktidar koltuklarını sağlamlaştırmak isteyen saray rejimine asla boyun eğmeyecektir. Kürt emekçileri diz çökmeyecek teslim olmayacak" diye belirtti.

Van Milletvekili Sinan Çiftyürek, Kobanê protestoları sırasında katledilen Kürtlerin faillerinin nerede olduğunu sordu. Kobanê halkının gençlerinin, yaşlılarının niye savaştığını hatırlatan Çiftyürek, "Ortadoğu'dan bütün dünyaya kadar bütün insanlığın yükünü Kürt halkı Kobanê'de sırtladı. DAİŞ o zaman kazansaydı büyük bir felaket olacaktı" diye konuştu. Kobanê Davası'nda katledilenlerin ve cezalandırılanların HDP kadroları olduğunu söyleyen Çiftyürek, kararın hukuki olmadığını ifade etti.

TAŞKIRAN: BİZ KAZANACAĞIZ
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran ise "Buradan verilen kararlara karşı 'başınızı dik tutun' diyen Selahattin Demirtaş'a, 'son sözü direnenler söyler' diyen Figen Başkana ve devrim tutsaklarına selam yolluyoruz. Onlardan korkmayacağız çünkü önderlerimiz korkmadı, teslim olmadı. Bize teslim olmak yakışmaz. Türkiye halklarıyla, Türkiye devrimci sosyalistlerle özgürlüğü halklara sunacağız. Türkiye işçi sınıfı kollarındaki zinciri koparıp atacak sermayeye karşı Kürt halkı ile özgür bir mücadele edecek buna inanıyoruz. Şimdi hiçbir ayrım yapmadan Kobanê, Gezi tutsaklarını söküp alma zamanı, birleşik mücadeleyi büyütme, yeni mücadele dönemine cesaretle girme zamanı. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız" diye konuştu.

UÇAR: BİZLER İÇİN ŞEX SAİD OLAN MEYDANLARDAYIZ
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise şunları söyledi: "Bugün aslında Türkiye'de hiç değişmeyen bir devlet aklını protesto için geldik. Kobanê kumpas davasının kararıyla yürüyeceğini sanan devlet aklı ve onun iktidarı Kürt halkının zılgıtından, dövizinden, dilinden, yürüyüşünden korkuyor. Bu alana gelirken alkışlarımız engellendi. Rahatsız oluyorlar, olsunlar. Kürt halkı kendisini ezen, hakikatleri yok sayan bütün iktidarları korkutmaktan vazgeçmedi. Mücadelesini iktidarlar üzerine değil halklar, hakikat üzerine kurdu. Bugün 18 Mayıs devletin Dağkapı Meydanı dediği bizler için Şex Said olan meydanlardayız" dedi.

Şeyh Said ve Seyit Rıza'nın nın idam sehpasına geçerken söylediği sözleri hatırlatan Uçar, torunlarının onların yolunda olduğunu söyledi. Dörtleri de anarak konuşmasını sürdüren Uçar, "Onlar bize o kadar güçlü miras bıraktılar ki, Amed zindanlarında işkence ile katledilen İbrahim Kaypakkaya öyle miras bıraktılar ki ne güvenlik güçleri, ne devletin iktidarları bizle baş edemez. Kobanê bir dava değil kumpastır. Yükselen demokrasiye kurulan bir kumpas. Kürt halkının özgürlüğü ile halkı ile buluşmasına dönük bir kumpas. Kobanê bütün katliamlara karşı herkesin demokrasi çatısı altında bir araya gelebileceğinin adıydı, buna dönük bir kumpastı. Hiç kimse bu mahkemede kendi yazmaya çalıştığı, uyguladığı yasasızlıktan azade olamaz. Başta Kürt halkı olmak üzere ortak yaşam iradesine, demokratik ulusa, demokratik cumhuriyete kurulan bir kumpastır" ifadelerini kullandı. Kobanê davasından tutuklananların isimlerini sayan Uçar, "Rehin tutulan bütün arkadaşlarımızı hep birlikte özgürlüklerine kavuşturacağız. İstiklal mahkemelerinden bu yana mahkeme yüzü görmeyen bir Kürt, bir sosyalist kalmadı. DGM'lerden özel yetkililere kadar, özel yetkiliden saray mahkemelerine kadar Kürt halkı direnmeye devam etti. Kobanê Kumpas Davası'nda alınan kararda gördük ki İŞİD'le ortak iş tutuğunuzu ve bundan sonrada onunla ortak hareket edeceğinizin kanıtıdır. Türkiye harikalar diyarı değil ve DAİŞ kaybetti. Kobanê düşmedi, DAİŞ anlayışı kaybetti" dedi.

'YÜZLEŞMEK GEREKİYOR'
Kobanê davası başta olmak üzere devrimcilerin, Kürt halkının yargılandığı bütün davaları sahiplenmeye çalışacaklarını belirten Uçar şunları söyledi: "Anlattığımız her şey bu ülkenin yüzyıllık Kürt gerçekliğidir. Bu ülkenin iktidarı eğitimi, ekonomiyi de savaş üzerine kurgulamış. Ancak 31 Mart seçimlerinde tecrit rejimiyle, sınır ötesi operasyonlarla kendisini bekasını yürüten iktidara yol ayrımı çıktı. Normalleşmek, yumuşamak değil yüzleşmek gerekiyor. Devletinde iyi bildiği en iyi direniş merkezlerinden biri İmralı Cezaevi. 25 yıldır sayın Abdullah Öcalan bütün tecride rağmen, sesimizi bastırmaya çalışan kolluk güçlerine rağmen barışa karşı ses duymaktan, emek vermekten vazgeçmedik. Hiçbir iktidar bu ülkeyi düşünüyoruz demesin. Toplumla savaşan, mafyaya teslim olmuş bir iktidar var. Bunun üzerinden Kürdistan'daki şiddet ile ayakta durmaya çalışan bir iktidar var. Bugün burada konuştuk yarın her yerde konuşmaya devam edeceğiz. Saray kaybetti, kaybetmeye mahkum. Annelerimiz her hafta cezaevlerinde 'tecride son ver', 'özgürlüğe ses ver' eylemi gerçekleştiriliyor. Her hafta Adalet Bakanlığı'nı ziyaret ediyor, Adalet Bakanı'nın yüzleşecek yüzü yok. Bu ülkedeki bütün sorunların kaynağı İmralı. Adalet Bakanlığı İmralı'da tecrit uygulanmıyor cevabı veriyor. Peki ailesi ve avukatlar neden haber alamıyor. Kürt halkı ve devrimciler devletin verdiği dokunulmazlıktan daha büyük dokunulmazlığı sahip. O da direniş ve mücadelesidir. Bu iktidar karşısında geri adım atmayan bizler kazanacağız."

Konuşmaların ardından açıklama son buldu.

URFA
Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde açıklama yaptı. Valilik yasağı gerekçe gösterilerek eylem engellenmeye çalışıldı. Geri adım atmayan Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklamayı yapan Ferhat Demir, DAİŞ'in Kobenê'ye dönük saldırıları ile başlayan 6-8 Ekim 2014'ü hatırlatarak, "Kamuoyunda 'Kobani davası' olarak bilinen yakın tarihimizin en önemli siyasi davasında açıklanan kararlar, önümüzdeki dönemde de anayasanın ve hukukun askıya alınması sürecinin devam edeceğini bizlere göstermiştir. Halkın her kesiminin haklarını elinden almaya çalışan bu anlayış bugün bir kez daha sahneye çıkmıştır" dedi.

Verilen cezanın toplumun tamamına verildiğini vurgulayan Demir, toplumun sindirilmesine izin vermeyeceklerini ifade ederek şunları söyledi: "Siyasal düzenin bu denli antidemokratik uygulamalarla önünün tıkanması, geri dönülemez zararlara yol açacak. Ülkedeki kutuplaşma iklimini sona erdirecek adımların bir an önce atılarak; temel hakların özünün zedelenmemesi için bu karardan dönülmesini, Kürt sorunun çözümünde konunun muhataplarıyla iletişim kanallarının açılmasını ve demokratik siyaset önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Siyasetin ve toplumun yargı eliyle dizayn edilmesine, kuşatma altına alınıp iradesine ipotek konulmasını, hukukun siyasallaşmasına derhal son verilmelidir."

Açıklama, alkışlarla son buldu. 

ŞIRNAK
DEM Parti Şırnak İl Örgütü önünde "Kobanê onurumuzdur" pankartı açıldı. İl Eşbaşkanı Abdullah Güngen, verilen hapis cezalarının herhangi bir meşruiyetinin olmadığını söyledi. Güngen, "Kobanê davasında mahkemenin almış olduğu karar onların bir kez daha IŞİD'in ve faşizmin yanında olduklarını göstermiştir. Haksız ve hukuksuz yere ceza verilen arkadaşlarımız bütün dünya kamuoyunun vicdanında beraat etmişlerdir. İçeride de, dışarıda da mücadelemiz sürecek" dedi.

DEM Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, verilen kararın "Kürt düşmanlığı" olduğunu söyledi. İrmez, "Bu kirli politika yüzyıllardır sürüyor. Bu kararı kabul etmiyoruz ve buna karşı sonuna kadar direneceğiz" diye belirtti.

Açıklama, oturma eylemiyle son buldu. 

ADANA
Adana'da DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, düzenlenen eyleme katıldı. DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca ve EMEP Milletvekili İskender Bayhan'ın da katıldığı eylemde söz alan Hatimoğulları, Kobanê davasında verilen kararın yok hükmünde olduğunu kaydetti. Kobanê kararının "Kobanî düştü düşecek" diyerek sevinenlere; IŞİD gibi katil, tecavüzcü, insan kaçakçısı olan bir örgüte adeta sunulmuş bir hediye olduğunu kaydeden Hatimoğulları, "Sincan'da verilen bu karar aynı zamanda IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin ekmeğine yağ süren bir karardır. Bizler tıpkı IŞİD'i tanımadığımız gibi, IŞİD zihniyeti gibi karar alan bu yargıyı da tanımıyoruz. Kobanî Kumpas Davasının iddianamesini Saray ve AKP Genel Merkezi yazmıştır. Türkiye'de yargı diye bir şey kalmamıştır. Bağımsız yargı diye bir şey zaten yoktu. Bu kumpas davasının iddianamesi hazırlanırken Yasin Börü'nün katledilmesi üzerinden kurgu yapılmıştı. Bu karar bize bir kere daha gösterdi ki bu davayı, HDP'nin atmış olduğu bir dayanışma tweeti üzerinden onlarca siyasetçiyi hapsetmek için kurmaca ve düzmece olarak kurguladılar. Bu iddianameyi bizleri siyaseten yenemeyenler, bizlerin duruşundan dolayı kaybeden AKP-MHP ittifakı genel merkezlerinde yazmıştır" dedi.

Bu sonucun Türkiye tarihinde demokrasiyi katleden bir sonuç olduğunun altını çizen Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Dayanışmayı büyüteceğiz. Bu eylem ve etkinliklerimiz burayla sınırlı olmayacak. Bizler bütün demokrasi güçleriyle beraber özgürlük ve adalet kampanyamızı başlatmış bulunuyoruz. Şu anda Amed ve İstanbul'da aynı şekilde toplantılar gerçekleştiriyoruz. Bütün dünya ve Türkiye şunu bilmeli; bizler verilen cezalara rağmen adil bir demokratik düzeni kurmaktan vazgeçmeyeceğiz, Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülene dek mücadelemiz devam edecek. Yaşanan hayat pahalılığına, işsizliğe, yoksulluğa karşı mücadelemiz devam edecek. Gençlerin pırıl pırıl bir gelecekle buluşması için, kadın cinayetlerine karşı ve kadın eşitliği için mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bizler tarih boyunca ezildik, tutuklandık, işkenceye maruz kaldık ama baş eğmedik. Baş eğeceğimizi zannedenler büyük yanılıyor. Demokratik zeminde mücadelemizi daha da büyütmenin startını veriyoruz. Kobanî Kumpas Davasında çıkan bu karardan geri adım atmaları için mücadelemizin startını vermiş bulunuyoruz. Yaşasın dayanışmamız, yaşasın örgütlü mücadelemiz!"

ANTAKYA
İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi, konteynerlerinin önünde yaptıkları açıklamayla kararı protesto etti. Çok sayıda insan hakları savunucusunun katıldığı açıklamada konuşan İHD İskenderun Şubesi Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, "Toplumsal barışı ve demokratik siyaseti savunanlar cezalandırılamaz" dedi. Selçuk, "Bu coğrafyanın toplumsal barışa ihtiyacı vardır. 100 yıllık cumhuriyet artık ret ve inkar politikasına son vermelidir. Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, etnik ve dini azınlıkların eşit yurttaşlık talepleri görülmeli ve bu taleplerin karşılandığı yeni bir toplum sözleşmesinin yapılmasına olanak verecek barışçıl politikalara dönülmelidir. Yargı yoluyla muhalifleri sindirme politikasına son verilmelidir. İnsan hakları savunucuları olarak hukuk kurallarına uygun olarak başlatılmayan ve  sonuçlandırılmayan Kobanê davasını takip etmeye devam edeceğiz. Barış taleplerimizi ısrarla sürdüreceğiz."