28 Eylül 2024 Cumartesi

Milyonlara şunu söyleyeceğiz: Faşizmi yenebiliriz!

Örgütsel ve siyasal tasfiye saldırısı altında olan HDP'nin, AKP'nin sonunu hazırlayan süreci başlatan parti olduğunu vurgulayan İzmir Milletvekili Murat Çepni, "HDP olarak, tarihinin en güçlü siyasal ve ekonomik krizini yaşayan faşist diktatörlük karşısında; işçi sınıfı, emekçiler ve tüm halklarımızla birlikte üçüncü cephe dediğimiz hattan yürüyerek, demokratik halkçı iktidarı kurma görevi ile karşı karşıyayız" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 23 Şubat'ta Ankara'da 4. Büyük Olağan Kongresini topluyor. "Daha güçlü HDP, daha güçlü mücadele" şiarıyla toplanan kongreye, geniş bir katılımın olması bekleniyor. Beklenti sadece katılımın yüksek olması yönünde değil. Kongre şiarında da belirtildiği gibi, daha güçlü bir HDP.

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, faşizmin azgınca saldırıları ardından kongrelerine hazırlandıklarını belirterek, "Diz çökmeyeceğimizi, kararlıca yürüyüşümüzü sürdüreceğimizin ilanı olacak" dedi.

ETHA’ya konuşan Çepni, "Kongremizde, milyonlara, faşizmi yenebiliriz diyeceğiz" diyerek, herkesi kongreye katılmaya, dayanışma ve mücadeleyi büyütmeye çağırdı.

Olağanüstü süreçlerden geçerek kongreye gittiklerini ve birleşik mücadele aracı olarak HDP’nin ortaya çıkış formuna dikkat çekerek konuşmasına başlayan Çepni, şunları söyledi: "HDP, bu coğrafyada en başta çok zor olarak görülen, yapılamaz diye görülen, yapılamaz denilen bir birlik gerçekleştirdi. Kürdistan işçi sınıfı emekçileri ile Türkiyeli işçi sınıfı ve emekçilerinin mücadele birliğini Halkların Demokratik Kongresi ve Halkların Demokratik Partisi formunda bir araya getirdi. Bu birlik formu bugüne kadar belli oranlarda kendi kanallarından yürütülen mücadelelerin, ortak bir modelde ortak bir parti, kongre içerisinde ortak hedefe karşı yöneltilmesini sağlayabildi. Dolayısıyla HDP yarattığı bu birlik formuyla, egemen devlet siyasetinin kurucu felsefesi olan tekçi paradigmaya karşı çoğulcu temelde bütün toplumsal muhalefetin faşizme karşı bir araya getirilmesini sağlamış oldu."

Çepni, bu birlik anlayışının yarattığı güç nedeniyle HDP'ye yönelik saldırıların arttığını söyledi, "İktidarda, açığa çıkan bu dinamik karşısında klasik reflekslerine dönmüş oldu. HDP'nin kuruluşu ile, faşist diktatörlüğün bu kurucu paradigmasına önemli bir darbe indirildi. Diktatör, refleks olarak yeniden kurucu ayarlarına dönerek yanıt verdi. Ve HDP'ye karşı çok büyük bir saldırı siyaseti devreye sokuldu" dedi.

'ÖRGÜTSEL VE SİYASAL TASFİYE SALDIRILARI'
Saldırının örgütsel ve siyasal tasfiye şeklinde gerçekleştiğine dikkat çeken Çepni, "Örgütsel tasfiye noktasında tarihte eşi benzeri az görülen bir abluka ve faşist devlet terörü ile karşı karşıya kaldık. Neredeyse örgüt adına ne varsa, en üstten en alta, en basitinden en karmaşığına kadar tümüyle hedef alındı. Örgütlenme adına ne varsa, hem parti içerisinde hem de parti dışında, demokratik örgütlülük adına ne varsa tasfiye edilmeye çalışıldı. Hatta, sosyal medyada iktidarı eleştirenlerin cezalandırılmasına kadar da vardırıldı. Yine ekonomik kriz var diyenler dahi, 'ekonomik teröristler' biçiminde yargılanmasına varıncaya kadar bir paranoyaya dönüştürüldü" şeklinde konuştu.

10 bine yakın HDP'linin tutuklandığını, bir o kadarının gözaltına alındığını, soruşturmalar nedeniyle insanların yurt dışına çıkmak zorunda kaldığını ya da bir biçimi ile siyasi faaliyetlerin dışına itildiğini belirten Çepni, partilerine yönelik saldırıların artarak devam ettiğini söyledi. Çepni, "HDP tümüyle öcüleştirilmeye çalışıldı. Siyaset yapamaz, seçim çalışması yapamaz hale getirildi. Hatta kendi propagandasını dahi yapamaz hale getirilmeye çalışıldı. HDP çalışması yürüten insanlar kriminalize, terörize edilmek istendi" dedi.

'FAŞİZME YENİLMEYEN HDP KENDİNİ GÜÇLENDİREN EVREYE GİRDİ'
Bütün bu saldırılara rağmen özellikle seçimlerde başarılı çıkan HDP'nin, AKP'nin 2015'ten itibaren kaybetmeye başlamasının temel belirleyeni olduğunu vurgulayan Murat Çepni, "Dolayısıyla bu süreci ikinci bir evre olarak değerlendirebiliriz. Faşizm karşısında yenilmeyen, kendi pozisyonunu koruyan ve bunu bir şekilde güçlendirmeye çalışan bir HDP evresi olarak değerlendirebiliriz" şeklinde konuştu.

Kongreye hazırlıklarını ve kongre sürecini de bu anlamda yeni bir dönem olarak ele aldıklarının altını çizen Çepni, “Bu dönemde sadece bir direniş hareketi olarak değil, aynı zamanda faşizme karşı halkların, işçi sınıfı ve emekçilerin zaferini örgütleyen bir siyasi özne olma dönemi olarak değerlendirebiliriz" dedi. 

Çepni, şöyle konuştu: "Dolayısıyla kuruluşla ortay çıkan birlik modeli, faşizm karşısında yenilmeyen ve kendi pozisyonunu koruyan HDP, bugün de tarihinin en güçlü siyasal ve ekonomik krizini yaşayan faşist diktatörlük karşısında, işçi sınıfı, emekçiler ve tüm halklarımızın üçüncü cephe dediğimiz hattan yürüyerek demokratik halkçı iktidarı kurma görevi ile karşı karşıyadır.

Kongremiz, tam da bu perspektiflerin simgeleştiği bir platform olacak. Kongremiz, tam da bu süreçlerden geçmiş partimizin yeni dönemdeki siyasi hattının başlangıcı, startı olmuş olacak. Biz bu kongreyi, partimizin her hangi bir kongresi olarak değil, siyasi bir hamle, siyasi bir eylem olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz."

'HDP BİRLEŞİK MÜCADELE HATTINI ORTAYA KOYAN PLATFORM OLACAK'
"Kongremiz, faşizmin tüm saldırılarına rağmen HDP ve HDP'ye gönül veren milyonlar olarak, ayakta olduğumuzu, diz çökmediğimizi ve diz çökmeyeceğimizi, kararlıca yürüyüşümüzü sürdüreceğimizin ilanı olacak" diyen HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, "Bir diğeri ise HDP'nin kendi dışında kalan tüm demokratik, antifaşist güçlerin, kuvvetlerin de yine bir birleşik mücadele hattından faşizme karşı mücadeleyi yükseltmeleri gerektiğini ve yükselteceklerini ortaya koyacağı bir platform olacak. Kongremiz sadece HDP'lilerin bir araya geldiği değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası tüm devrim ve demokrasi güçlerinin şu ya da bu düzeyde bir araya geleceği bir platform olacak" şeklinde konuştu. 

'MİLYONLARA ŞUNU SÖYLEYECEĞİZ: FAŞİZMİ YENEBİLİRİZ'
Çepni, şöyle devam etti: "Daha da önemlisi HDP'nin sadece bir direniş hareketi değil, aynı zamanda bir iktidar hareketi olduğunu, kongremizle net bir şekilde ortaya koyacağız. Faşizme karşı direnmek en temel karakterimiz. Ancak bu yetmez. Mutlaka ama mutlaka AKP-MHP faşist koalisyonundan rahatsız olan, gadrine uğramış milyonların önüne yeni bir iktidar alternatifini somut, gözlenebilen, denetlenebilen bir biçimde sunmamız gerekiyor. Sadece direnerek değil, aynı zamanda iktidarın yolunun da net olarak ortaya koyabilen bir siyasi tutum ortaya konması gerekiyor. İşte kongremizde bunu net olarak ifade edeceğiz. Ve biz milyonlara şunu söyleyeceğiz kongremizde: faşizmi yenebiliriz, faşizm bizim örgütsüzlüğümüzden faydalanarak bugün ayakta kalabiliyor, faşizm birleşik formumuzu yeterince büyütemediğimizden kaynaklı bugün ırkçılık ve milliyetçilik propagandasıyla ezilen yığınları yedeklemeye çalışıyor. Dolayısıyla bunun karşısında demokrasi ve özgürlük güçleri olarak, HDP etrafında kenetlendiğimizde, pekala en zayıf dönemini yaşayan, içte ve dışta savaştan ve şiddetten başka hiç bir politikası kalmayan bu savaş bloğunu, bu faşist bloğu yenebiliriz."

'YAN YANA GELİP UMUDU VE DAYANIŞMAYI BÜYÜTELİM'
"Kongremizde özetle şunları söylemiş olacağız. Bir; faşizme karşı direnenler, faşizme karşı ayakta duranlar, umudu ve direnişi örgütleyenler iktidarı alabilirler. İktidar mücadelesi mutlaka ve mutlaka devrim ve demokrasi güçlerinin birleşik hattından yürütülebilir, kazanılabilir. Bu anlamda bu süreçte biz faşizmi yenebilir, demokratik halkçı iktidarı kurabiliriz diyeceğiz" diyen Çepni, şu çağrıyı yaptı: "Bu çerçevede tüm halklarımızı, işçi sınıfı ve emekçileri 23 Şubat'ta Ankara'da yapacağımız 4. Olağan Kongremize davet ediyoruz. Bu kongremiz coşkusu, kitleselliği, kararlılığı ile ortaya koyacağı siyasi hatla yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Bunun için HDP'li olanlar, olmayanlar fark etmez, ama demokrasiden ve özgürlükten yana olanlar, Kürt sorununda adil, demokratik bir çözümden yana olanlar, AKP ve MHP faşizminin savaş, rant, soygun, sömürü siyasetinden rahatsız olan herkesi kongremize davet ediyoruz. Herkes kongremizde yan yana gelip umudu. dayanışmayı, direnişi büyütme görevi ile karşı karşıyadır."