28 Eylül 2024 Cumartesi

Sibel Tekin 5 örgüte üyeymiş!

Belgesel yönetmeni Sibel Tekin'in iddianamesini 16 günde hazırlayan savcı, belgesel çekiminin "örgüt talimatıyla" yapıldığını öne sürdü. Tekin'i çeşitli örgütlerle ilişkilendiren savcı, hangi örgüte üye olduğunu belirtmeden "üyelik" iddiasıyla ceza talebinde bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "Karanlıkta Başlayan Hayat" belgeseli için çekim yaparken gözaltına alınıp tutuklanan belgesel yönetmeni Sibel Tekin hakkında iddianame hazırladı. Tutuklandıktan 16 gün sonra hazırlanan iddianamede, okul ve dolmuş görüntüleri çeken Tekin'in "örgüt talimatıyla keşif yaptığı" iddia edildi.

Tekin'in çeşitli örgütlerle bağlantılı olduğu öne sürülse de hangi örgüte üye olduğu belirtilmeden, "silahlı örgüte üye olma" iddiasında bulunuldu. İddianamede ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 5. maddesi uyarınca cezanın yarı oranında artırılması talep edildi.

Tekin, 15 Aralık'ta Ankara'nın Tuzluçayır semtinde kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle karanlıkta işe giden insanları çektikten sonra, "infaz koruma memurlarının olduğu servis aracı ile yoldaki polis noktasının görüntülere girdiği" iddiasıyla 17 Aralık'ta tutuklandı.

İhbar sonucu gözaltına alındığı öne sürülen iddianamede, "karanlık bir saatte video çekmenin olağandışı" olduğu savunuldu. Çekimin yapıldığı saat sabah 06.45 olmasına rağmen savcı, "Tanıkların, şüpheli şahsın gece vakti olması sebebiyle fotoğrafını çekmeye çalıştıklarını ancak karanlık sebebiyle fotoğrafını çekemediklerini" iddia etti.

SAVCI TEKİN'İ 'PROFESYONEL' BULMADI
İddianame savcısı, dijital materyal incelemesinde dolmuş, kırtasiye, okul ve ışıkları yanan evler gibi görüntülerin olduğunu ancak buna rağmen "Karanlıkta Başlayan Hayat" konulu belgesele ilişkin herhangi bir delil bulunamadığını iddia etti.

Tekin'i, belgesel konusuna rağmen karanlıkta çekim yaptığı için profesyonel bulmayan iddianame savcısı, "İnsanların, araçların, binaların net olarak görülmediği bir video kaydının belgesel işiyle uğraşan ve profesyonel olduğunu iddia eden şüphelinin çekimi ile uyumlu olmadığını" öne sürdü.

SAVCIYA GÖRE BELGESEL GÜNDÜZ ÇEKİLİR 
El konulan basılı ve dijital materyal incelemelere göre Tekin'in "örgütsel bağlantı" ile hareket ettiğini savunan savcı, "güvenlik kamerası kayıtlarına göre belli noktaların özellikle çekildiğini" iddia etti.

1998 yılından beri belgesel çekimi yapan Tekin'in, örgütler bünyesinde "mesleki kimliğini kullandığını" iddia eden savcı, keşif iddiasını "video çekimi ve kayıt alma işleminin fark edilmeden yapılabileceği" bir saatte çekim yapılmasına dayandırdı.

İşe gidiş ve dönüşün havanın karanlık olduğu saatlere denk gelmesini göz önüne almayan savcı, belgesel çekiminin gündüz vakti yapılması gerektiğini öne sürerek, "İş dönüşü veya aydınlık ortamların bulunabileceği ve daha sembolik yerler belgeselde kullanılabilecekken izleyici kitlesi açısından herhangi bir anlam ve önemi olmayan, yine görüntü kalitesi olarak izleyeni net bir şekilde bir şey seçemeyeceği video içerikleri" değerlendirmesi yaptı.

ATILIM, EVRENSEL, KIZILDERE, BERKİN FLAMASI ÖRGÜTSEL BAĞLANTI!
Savcı, Sibel Tekin'e yönelttiği "örgütsel bağlantı" iddiasını evinde bulunan Atılım ve Evrensel gazeteleri ile Kızıldere'de yapılan anma ve Berkin Elvan'ın isminin yazdığı flamasına dayandırdı. Savcı, çekimi yapılan anma eylemlerine katılan kişilerin TİKKO ve THKP/C örgütlerine üye olduğunu iddia ederken, Atılım ve Evrensel gazetelerini de "örgütsel bağlantılı ve içerikli gazeteler" olarak tanımladı. Savcının örgütsel bağlantı olarak sunduğu bir diğer materyal ise, Arzu Demir'in "Suruç'tan kalanların dilinden Kobanê'ye gitmek" kitabı oldu. Savcı bu kitabı nedeniyle MLKP, Kaldıraç dergisini DHKP/C; Kadınların Kurtuluşu dergisini PKK ve Liseli Genç Umut dergisini de THKP/C ile ilişkilendirdi.

İnceleme sonucu Sibel Tekin'in adı sayılan çok sayıda örgütle irtibatlı olduğunu öne süren savcı, Tekin için "Şüphelinin bayan oluşu ve iletişim bölümü üzerine yapmış olduğu eylemlerin örgütsel faaliyetini kamufle etme amacı güttüğünü" iddia etti.

Tekin'in daha önce yargılanıp beraat ettiği davaları da iddianameye ekleyen savcı, "Suçun süreklilik, değişkenlik ve yoğunluk gösterdiğine, keşif her ne kadar hazırlık hareketi düzeyinde kalmışsa da üyelik suçu açısından örgütsel talimatın yerine getirildiğinin anlaşıldığına" kanaat getirdi.