28 Eylül 2024 Cumartesi

'Tecrit derhal ortadan kaldırılmalıdır'

HDP'nin İmralı'daki tecridin kaldırılması için başlattığı nöbet 8'inci gününde devam etti. HDP milletvekili Tülay Hatimoğulları, "Kürt halkının muhataplarını görmezden gelerek, siyasi iradelerini görmezden gelerek, yüzyıllık tarihe sahip Kürt sorununu görmezden gelerek asla geleceğiniz olmaz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) tecrite karşı Adalet Bakanlığı önünde başlattığı nöbet devam ediyor. 8'inci gününde nöbete milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Erdal Aydemir, Ayşe Sürücü, Celadet Gaydalı, Şevin Coşkun, Hasan Özgüneş, Abdullah Koç, Hüseyin Kaçmaz, Mehmet Rüştü Tiryaki ve Kemal Bülbül katıldı. "Savaşa ve tecride son", "Tecrit insanlık suçudur", "İmralı'da hukuk uygulansın" dövizleri taşıyan milletvekillerinin önü Meclis'in Dikmen kapısında polis tarafından kesildi.

Burada heyet adına konuşan Tülay Hatimoğulları, 21 ayı aşkın süredir kendisinden haber alınamayan PKK lideri Abdullah Öcalan ve İmralı Ada Hapishanesi'nde kalan diğer tutsaklar için bu nöbeti başlattıklarını söyledi.

15 Temmuz'dan bu yana her türlü toplumsal kesimin tecritle hayatın her alanında karşı karşıya olduklarını kaydeden Hatimoğulları, tecritin bir yönetim modeli haline geldiğini ifade etti. Demokratik siyasete ağır bir tecrit uygulandığını belirten Hatimoğulları, "Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken ağır tecrit altında siyaset yapmaya çalışıyoruz ve hayatın her alanında kayyım ve tecritle karşı karşıyayız. Seçme seçilme hakkı Kürt halkının elinden fiilen alınmaktadır" dedi.

AKP iktidarının bu ülkede bir tek adam rejimi inşa etmek istediğini dile getiren Hatimoğulları, kendilerinin bu otoriter rejime biat etmeyeceklerinin altını çizdi. Özgürlüğü savunan herkese çok çeşitli saldırıların yapıldığına dikkat çeken Hatimoğulları, "Bizler bu iktidara bir kez daha diyoruz ki; böyle kurtulamazsınız, böyle kendi sonunuzu hızlandırıyorsunuz. Kürt halkının muhataplarını görmezden gelerek, siyasi iradelerini görmezden gelerek, yüzyıllık tarihe sahip olan Kürt sorununu ve son 40 yıllık mücadelesini görmezden gelerek, Kürdistan'daki mücadeleyi, Rojava'yı, Irak'ı, İran'ı görmezden gelerek asla geleceğiniz olmaz" ifadelerini kullandı.

İktidarın Kürt sorununda çözümsüzlük ve çatışma ısrarının ülkeyi karanlığa götürdüğünü ifade eden Hatimoğulları, savaşa ve güvenlikçi politikalara ayrılan bütçeye dikkat çekti. Türkiye'de yaşanan açlık ve yoksulluğun bir nedeninin de Kürt sorunu olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, Kürt sorununun demokratik çözümünün ülkedeki tüm halkların kurtuluşu olduğunu söyledi.

Öcalan'ın müzakere sürecinde Kürt sorununun çözümüne ilişkin çok önemli emareler sunduğunu kaydeden Hatimoğulları, çatışmanın ancak diyalogla çözülebileceğinin altını çizdi. Müzakere sürecinde ülkenin rahat bir nefes aldığını ifade eden Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Diyoruz ki Türkiye halkları olarak, bu sorunun çözümünde hepimiz elimizi taşın altına koymaya hazırız. Bu iktidar bu sorunu çözmeden uzaklaştıkça kendi sonuna bir kez daha yaklaşmış olacaktır. Daha önceki iktidarlardan alınacak dersler vardır. Ama bu iktidar 40 yıllık devlet geleneğini sürdürerek ve çözümsüzlüğü dayatarak, sorunların derinleşmesine ve ortak yaşam duygusunun ortadan kalkmasına neden oluyor."

Derhal tecridin ortadan kalkmasını istediklerini ifade eden Hatimoğulları, bu noktada Adalet Bakanlığı'na sorumluluk düştüğünü ancak bakanlığın görevini yerine getirmediğini vurguladı. Öcalan ve diğer tutsaklardan haberdar olma talebine tüm kamuoyunun kulak vermesi gerektiğini kaydeden Hatimoğulları, talepleri gerçekleşene kadar nöbetlerini sürdüreceklerini belirtti.