23 Eylül 2024 Pazartesi

Yıllarca sistematik işkenceye uğrayan Gülsüm: Şimdi hesap sorma ve mücadele zamanı

Çocuk yaşta babasının zoruyla evlendirilen Gülsüm Güder, evli olduğu adamın ailesi tarafından 30 yıl boyunca sistematik şiddete maruz kaldı. Hastalığından dolayı devletten maaş yardımı alan Gülsüm, ileride evli olduğu adamın mirasından pay almasın diye "deli" olduğu iddiasıyla Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırıldı. Burada insanlık dışı muamele ve şiddete uğrayan Gülsüm'ü kardeşi hastaneden çıkardı. Şimdi birlikte, Gülsüm'e yıllarca bu şiddet uygulayanlardan hesap sormak için mücadele ediyorlar. Gülsüm, "Defalarca polise gittim, 'yine mi sen, bıktık' dediler. Çocuklar için bu eziyete katlandım ama artık hepsinden tek tek hesap soracağım" dedi.

Kadınların yıllar süren mücadelesi sonucu kazanılan İstanbul Sözleşmesi'nden Tayyip Erdoğan'ın gece yarısı kararnamesiyle çekilme kararı alındı. Erdoğan'ın son kararı kadınlar, çocuklar, LGBTİ+'lara yönelik erkek şiddetini artırırken, yargı şiddet faillerini koruyor, kadınların yardım için gittiği karakollarda polisler "aile içi şiddet" diyerek kadınları şiddet gördüğü eve geri gönderiyor.

14 yaşında, yani çocukken babasının zorlamasıyla hiç tanımadığı bir erkekle evlenen Gülsüm Güder, 30 yıllık evliliği boyunca evli olduğu erkek, kaynı, kaynının eşi ve onun kardeşi tarafından sistematik işkenceye maruz kaldı. Yıllar sonra şiddete oğlu Ferhat Güder de dahil oldu. Annesini ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapattı, ailesiyle görüşmesini engelledi. Gülsüm'ü kardeşi Makbule hastaneden çıkardı, İstanbul'daki ailesinin yanına getirdi. 

POLİSLER: YİNE Mİ SEN, BIKTIK
Makbule ve Gülsüm ile ailesinin evinde görüştük. Yaşadıklarını dile getirmekte zorlanan Gülsüm, "Yıllarca görmediğim eziyet, şiddet kalmadı" dedi. Üstelik defalarca şikayette bulundu, polislerden "yine mi sen bıktık artık" yanıtını aldı.

Gülsüm Güder, evli olduğu Fahrettin ve akrabalarının sistematik şiddeti sonucu defalarca hastaneye kaldırıldı, günlerce tedavi gördü.

ŞİDDETE MARUZ KALMASINA RAĞMEN GÖZALTINA ALINDI
Hatta Gülsüm, bir keresinde uğradığı şiddete direnince evli olduğu erkek "zihinsel engelli oğlumu dövdü" iddiasıyla şikayetçi oldu. Şiddete maruz kalan Gülsüm olmasına rağmen, erkeğin söylediklerini baz alan polis, Gülsüm'ü bir gece nezarette tuttu.

Gülsüm Güder, kalp hastası, iki kalp kapakçığı değişti. Devletten aldığı 300 lira yardıma ait banka kartına evli olduğu erkek el koyduğu için, bu parayı hiçbir zaman kullanamadı. Gülsüm'e yönelik şiddetin dozu ve biçimi evli olduğu erkeğin babasından kalan mirasın ardından arttı. Gülsüm'ün akıl sağlığını yitirdiğini iddia ettiler ve bir süre sonra zorla hastaneye yatırdılar.

'NE OLUR BENİ ÖLDÜRMEYİN'
Zorla hastaneye götürülmesi anını anlatan Gülsüm, "Kapı çaldı. Açmamla beni yatırmaları ve iğne vurmaları bir oldu. Sedyede gözümü açtım, 'ne olur beni öldürmeyin' dedim. Yanımdaki polis de bana 'seni bunların elinden kurtaracağım' dedi" diye aktardı. Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde oturan Gülsüm, Van'da psikiyatr servisi olmasına rağmen oğlu Ferhat'ın talimatıyla Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırıldı.

HASTANEDE ŞİDDET
Yıllarca ailesinden gördüğü işkencenin Elazığ'da da devam ettiğini söyleyen Gülsüm, şu ifadeleri kullandı: "Gözümü bir odada açtım, elimi attığımda dışkının içine girdi. Beni dışkıların olduğu, pis bir odaya atmışlar. Günlerce banyo yapamadım. Kapıyı çaldım defalarca çıkmak istedim, aileme haber vermek istedim engellediler. Benim süte alerjim var, bu nedenle hayatımda süt içmedim. Ama sütle ilaç içmeye zorluyorlardı. Hastanede defalarca şiddet gördüm."

HASTANEDE UYGULANAN ŞİDDETİN İZLERİNDEN DOLAYI GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ
Ablasının hastaneye kaldırıldığını öğrenen Makbule Serçe, hemen Elazığ'a gidip onunla görüşmek istedi. Ancak hastane yönetimi buna izin vermedi. Serçe, bunun üzerine milletvekili bir tanıdığının vasıtasıyla kardeşiyle görüşebildi. Makbule Serçe, "Öğrenir öğrenmez gittim. Benimle görüştürmediler. Oğlu Ferhat emir vermiş, kimseyle görüşmesin diye. Başhekime çıktım, bana demediğini bırakmadı, 'git nereye şikayet edersen et' dedi. Bunun üzerine milletvekili bir tanıdığım vardı o aradı, hastanenin önüne polis ve basını yığacağını söyledi onun üzerine girebildim. Ablamı, çuval gibi bir odaya atmışlar. Ölmek üzereydi. Sonra, öğrendim ki sütle ağır psikiyatr ilaçları vermişler. Kalp hastasına bu ilaçları nasıl verdiklerini sordum, bilmediklerini söylediler. Özrü kabahatinden beter, siz hastaneye yatırdığınız birinin sağlık geçmişini nasıl araştırmazsınız. Ablamı 'yumuşak oda' denen bir yere atmışlar. Sadece beton ve yatak bile denemeyecek bir şey var yerde. Bu kadını 11 gün burada bekletmişler. Sonradan öğrendim ki oğlunun talimatının yanı sıra ablama uygulanan şiddetin izleri hala vücudunda olduğu için bunu görmeyelim diye görüştürmemişler" dedi.

Ablasını, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırdığını söyleyen Serçe, "Çünkü oğlu Ferhat bana, 'annem kafasını duvara çarpıyor' demişti. Ama Bakırköy'deki doktor, kalp ilacını kullanmadığından beynine pıhtı gittiğini ve oluşan basıncı engellemek için refleks olarak duvara vurduğunu, bunun bir psikolojik sorun olmadığını söyledi. Sadece yaşadığı şiddetten dolayı depresyonda olduğunu bunun da gayet normal olduğunu söyledi" diye aktardı.

'YARGI ÖNÜNDE TEK TEK HESAP SORACAĞIM'
Gülsüm Güder şimdi İstanbul'da ailesinin yanında. Hayata yeniden tutunmaya çalışıyor. Bugüne kadar çocukları için bu zulme katlandığını ancak artık susmayacağını söyleyen Gülsüm, "Yıllarca şiddet gördüm, hakaret işittim. Zaten çocuk yaşta zorla evlendirildim, 6 çocuğum oldu. Her şiddetten sonra ailemin yanına dönmek istedim ama çocuklarımı bırakamadım. Ama bu son. Bundan sonra mücadele edeceğim. Bana yıllarca bu eziyeti çektirenlerden tek tek yargı önünde hesap soracağım" diye konuştu.