25 Eylül 2024 Çarşamba

Yücel Yıldırım yazdı | Wagner: Özel askerin isyanı

Putin rejiminin Wagner isyanından aldığı yaranın etkisi, şimdilik Sloviki klanını bölemediyse bile Rusya’nın emperyalist nüfuzunu, karşı konamaz kudretliliğini şimdiden zayıflattı. Daha sonrası için olası rejim değişikliklerine basamak olur mu? Bu, savaşın gidişatına ve olası ekonomik bunalım koşulları ile halkın hangi siyasi yolu tutacağına bağlı.

Özel askeri şirketlerin ve paralı askerliğin geliştirilmekte olduğu yeni bir süreci yaşarken buradan kaynaklanan karşı devrim içinde askeri yol kazaları kaçınılmaz hale geliyor. Rusya’nın Wagner ve Sudan’ın Hemiditi Cancavid/özel kuvvetler birliklerinin isyanları, bu kazaların raydan çıkmış örnekleri.

Geçmişte Fransız emperyalistlerinin lejyoner taburları vardı ve elbette paralı askerlerden oluşuyordu. Ya da İngiltere emperyalist ordusunda sömürgelerden edinilen askeri birlikler örgütleyip savaştırıyordu. Fakat bu birlikler bütünüyle emperyalist orduların alt kademedeki subaylarının emir-komutası altındaydılar. Özerk yetkileri ve karşı devrimin en üstteki yetkilerine doğrudan bağlanma imtiyazları yoktu.

Günümüzde burjuvazi özel askeri şirketleşmeye ve orduda zorunluluk yerine paralı askerliğe iki nedenle başvurdu ve süreç ilerleyerek devam ediyor.

Birincisi, kentli ve eğitimli genç nüfus arasında savaş karşıtı pasifist eğilim oldukça yüksek. Bu durum başta emperyalist devletler gelmek üzere, burjuva devletlerin hemen tümünde paralı askerliğe başvurmayı zorunlu kıldı. Bu değişiklik aynı zamanda burjuvazinin karşı devrimci deneyimlerinden olan askere toplanan köylü ve işçi çocuklarının halk devrimi anlarında büyük çapta devrim saflarına geçişine karşı da bir önlem olacaktı. Çünkü ücretli asker, zorunlu askerin aksine, “emre her zaman uymak zorunda”.

İkinci neden, sermayeye, geçmişte ulusal ve kamusal addedilen her alanı yeni değerlenme alanları açma politikası. Eğitim, sağlık gibi kamusal alanlar birer birer özel sermayeye açılarak artı değer, kâr kaynakları genişletildi. Şimdilerde buna öncelikle iş yeri özel güvenlik şirketleri, ardından özel savaş şirketleri eklendi. Akademi (eski Blackwater ve Xe), AirScan, G4S başta gelmek üzere 10’u aşkın özel askeri şirket sadece ABD’de var. İngiltere, Fransa ve Almanya, Rusya gibi büyük, Avustralya gibi daha güçsüz emperyalist devletlerden Polonya, Güney Afrika, Türkiye gibi bağımlı kapitalist ülkelere uzanan genişlikte askeri şirketler var. Diğer ülkelerde de geliştirileceği görülüyor.

Özel askeri şirketleri geliştirme yalnızca sermaye birikimine yeni alan açma hedefiyle sınırlı değil. Aynı zamanda kapitalist ve emperyalist devletlerin savaş suçu kapsamındaki işleri yaptırarak devlet ve ordu yöneticilerini yargılamaktan muaf tutmasına da yarıyor. İçte ise ayaklanmaları bastırma ve kirli işleri yaptırmanın da aracı olmaya daha fazla elverişli.

Putin, Wagner’i 2014’te Prigojin’e kurdurttu. Suriye, Libya savaşlarında etkili kullandı. Ukrayna savaşında ise Wagner uzamakta olan savaşın kent savaşında ordu birliklerinden daha fazla acımasızlığı ve başarısıyla ün kazanmakla kalmadı. Savaş kurmayını kamuoyu önünde eleştirebildi ve Rus savaş milliyetçiliği dalgasının etkilediği kitleler üzerinde siyasi saygınlık da kazandı. Nitekim isyan edip Rostov’u ele geçirdiğinde halk tarafından soğuk karşılanmadı. Rostov’daki savaş karargahındaki birlikler çatışmaya girmedi. Hava kuvvetlerinin uçak ve helikopterleri bombaladı, Wagner birlikleri karşılık verdi.

Putin’in ordu kurmayı ile birlikte “vatan hainliği” suçlamasını yönelterek cezalandırma tehdidinden sonra Wagner birlikleri Moskova yoluna düşerek iktidarı tehdit etti. Ama ordudan destek alamayınca, orduyu bölemeyince uzlaşma yoluyla askeri isyana son verdi.

Wagner’in Rusya karşı devrim cephesindeki askeri isyanı elbette bozgunculuktu fakat aynı zamanda siyasi isyan rengini aldı. İktidarı güdümünde tutan Putin-militarist kurmay gücünü (Sloviki adıyla anılan) tehdit etti ama bölemedi.

Emperyalist devletlerde sermaye oligarşisi ve sivil-askeri bürokrasi güçlüdür. Askeri veya sivil darbe bu gücü yarıp başarıya ulaşmak bir yana teşebbüsüne bile kolay kolay başvuramaz. Trump’ın sivil darbe fiyaskosu buna güncel örnek.

Rusya özgülünde oligarklar güçlüydü. Başkanlık yetkisiyle donatılmış Yeltsin’in Rusya’yı adeta emperyalist dünyanın paryasına dönüştürmesine karşı devletin militarist bürokrasisi Putin’i başa geçirerek ipleri eline aldı. Devlet mülkiyetindeki silah sanayisine ve kısmen devlet mülkiyetinde kalan ham madde tekellerine dayanarak, oligarkların bu klikle uzlaşan kesimiyle sıkı birlik içinde, rejimi, daha fazla merkezileştirdi, ordu ve polisi güçlendirdi.

Yeltsin zamanında rejim zaten faşizan bazı özelliklere sahipti. Yeltsin, parlamentoyu savunan halkın üzerine tank paletleri sürmüş, yaklaşık 1500 sivili katletmişti. Putin döneminde zindan sopası yoğun olarak kullanıldı, suikastlar artırıldı, valilerin seçimle gelmesine ve federe bölgelerin geniş yetkisine son verildi. Çeçenistan ikinci kez soykırımdan geçirilerek acımasız savaş şiddetiyle “halledildi”. Başkanlık rejimi faşizan özellikleri ve merkeziliği güçlendirilerek hakimiyeti pekiştirildi.

“Güçlü devlet”, “emperyalist güç odağı” olmak hedefleri milliyetçiliğinin Rus halkında da gelişip hakimiyet kazanan ideolojik amaçları oldu.

Özellikle hidrokarbonlar başta gelmek üzere hammadde fiyatlarının uzun dönem yüksekliği ve silah sanayisindeki gelişme, Putin Rusya’sının ekonomik gelişmesine de yol açtı.

Fakat emperyalist dünyanın tek süper gücü ABD’ye meydan okuması yine de dış askeri başarıları ve silah sanayinde hızlanan gelişmesi sonrası gerçekleşti. Gürcistan’la Osetya savaşı, Suriye iç savaşında müttefiki Baas rejimini ayakta tutan askeri başarısı ve bölgede artan nüfuzu, Libya savaşındaki rolü, Afrika ülkelerinde askeri üsler kurması, Putin rejiminin emperyalist özgüvenini adeta tırmandırdı.

ABD’nin Ukrayna’da 2014 Meidan faşist darbesiyle iktidarı gasp etmesi Rusya’nın emperyalist yükselişine karşı bir saldırıydı. Putin rejimi hemen savaşa giremediyse de Kırım ilhakıyla durumdan yararlandı. 2014’den sekiz yıl sonra savaşı göze alarak yanıt verdi ve tabii ABD hakimiyetine meydan okudu.

Ukrayna savaşı beklenenin tersi yönde gelişti. Sadece Putin ve kurmayları değil hemen bütün siyasi odaklar Rusya’nın erken askeri zaferi ve fakat ambargoyla ekonomik “çöküşü”nü bekliyordu. Tersi oldu. ABD-İngiltere’nin 2014’ten beri eğittiği ve silahlandırdığı Ukrayna, milliyetçiliği de kullanarak, Rusya’nın erken zaferini önledi. Rusya ise ambargoya rağmen, Çin’in ve diğer çok sayıda kapitalist ülkenin ambargoya dirsek çeviren tavrından yararlanarak olası ekonomik “çöküşü” engelledi.

Beklediği erken zaferi bulamaması, artan kayıplarla uzayan savaş elbette Putin rejiminin bunalım faktörlerini artırdı.

Wagner askeri bozgunculuğu ve siyasileşen isyanı bu bunalımın sonucu ve belirtisidir. Ne bazı siyasilerin ileri sürdükleri gibi özel askeri şirketleşmenin burjuva devlet açısından acı sonucu ne de Putin emperyalist ayısını güçlendirecek “yaralanma”dır.

Putin rejiminin Wagner isyanından aldığı yaranın etkisi, şimdilik Sloviki klanını bölemediyse bile Rusya’nın emperyalist nüfuzunu, karşı konamaz kudretliliğini şimdiden zayıflattı.

Daha sonrası için olası rejim değişikliklerine basamak olur mu? Bu, savaşın gidişatına ve olası ekonomik bunalım koşulları ile halkın hangi siyasi yolu tutacağına bağlı.