3 Ekim 2024 Perşembe

Cumartesi Anneleri Maksut Tepeli'nin katillerinin yargılanmasını istedi

Cumartesi Anneleri online olarak gerçekleştirdikleri 881'inci hafta eylemlerinde 38 yıl önce gözaltında işkenceyle katledilen Maksut Tepeli dosyasını kamuoyunun gündemine getirdi. Açıklamada, Tepeli'nin mezar yeri açıklanarak cenazesinin ailesine teslim edilmesi ve katillerinin cezalandırılması istendi.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için mücadele eden Cumartesi Anneleri 881'inci hafta eyleminde, 38 yıl önce gözaltında işkenceyle katledilen Maksut Tepeli'nin mezar yerinin açıklanmasını ve katillerin yargılanmasını istedi.

Online gerçekleştirilen açıklamada ilk olarak Maksut Tepeli'nin eşi Şehriban Tepeli söz aldı. 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin ardından Maksut Tepeli'nin polis tarafından arandığını söyleyen Şehriban Tepeli, Maksut'un 2 Şubat 1984 tarihinde iki arkadaşıyla birlikte Küçükbakkalköy'de yaralı olarak gözaltına alındığını hatırlattı. Çok kan kaybetmesine rağmen hastaneye değil işkence merkezine götürülen Maksut Tepeli'nin burada yoğun işkenceye maruz kaldığını aktardı.

Eşinin öldürülmesinden o dönem İstanbul Emniyetinde siyasi şube başkanlığı yapan işkenceci Mehmet Ağar ve ekibinin sorumlu olduğunu vurgulayan Şehriban Tepeli, "Bize mezar yerlerimizi göstermeyen zihniyet, Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelmemizi de yasaklamıştır. Biz kayıp yakınları kayıplarımızı arama ve Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelerek hak ve adalet mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.

YOLERİ: MAKSUT GÖZALTINDA İŞKENCEYLE ÖLDÜRÜLDÜ
Tepeli ailesinin avukatı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de, yaralı olarak gözaltına alınan Maksut Tepeli'nin işkenceyle katledildiğine ilişkin belgelere 2006 yılında ulaşıldığının bilgisini verdi.

Yoleri, 2003 yılında Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na yapılan başvurunun ardından başlatılan soruşturmada, Maksut Tepeli'nin 5 ya da 6 Şubat tarihinde işkencede katledildiği ve kimsesiz olduğu gerekçesiyle belediye tarafından kimsesizler mezarlığına defnedildiği belgesine ulaşıldığını belirtti. Bir mezar yeri tespit edilmesine rağmen "mezar yeri tespit edilemedi" denilerek aileye cenazenin verilmediğini söyleyen Yoleri, bu dosyaya giren belgeler aracılığıyla Maksut Tepeli'nin öldürüldüğü dönemde sıkıyönetim savcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını, katillerin aklandığını öğrendiklerini belirtti.

Avukat Gülseren Yoleri, bu soruşturma dosyasına giren belgelerle, Maksut Tepeli'nin ölümünden sorumlu kişilerin isimlerine ulaşma imkanı bulduklarını belirtti. 2003 yılında başlatılan soruşturmanın faillerin yargılanması ya da cenazenin ailesine teslim edilmesi bakımından herhangi bir sonuca varılmadan zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldığını hatırlatan Yoleri, "Bu karara yapılan itiraz reddedildi. Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz da zamanaşımı gerekçesiyle reddedildi. Dava hala Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açık, karar bekleniyor" diye konuştu.

Kaybetme saldırısının mezarlığın kaybedilmesi biçiminde devam ettiğini gösteren önemli örneklerden birinin bu dosyada yaşandığını kaydeden Yoleri, "Biz Maksut'un akıbeti ortaya çıkarılana kadar mücadeleye devam edeceğiz, ailesinin yanında olacağız" dedi.

'ZAMANAŞIMI MÜCADELEMİZİ ENGELLEYEMEZ'
881'inci hafta basın açıklamasını Fatma Yörür okudu. Gözaltında kaybedilenlerin akıbetleri netleştirilmeden, başvurular güncel olmadığı veya zaman bakımından mahkemelerin yetkisinin bulunmadığının ileri sürülemeyeceğine dikkat çeken Yörür, "Aileler kaybedilen yakınlarının başına gelenleri öğreninceye, adalete ulaşıncaya kadar bu hak güncelliğini korumaya devam eder" dedi.

"Zamanaşımını öne sürerek kayıp yakınlarının hak arama özgürlüğünü etkisiz kılmaktan vazgeçin" çağrısında bulunan Yörür, "38 yıl önce Gayrettepe Siyasi Şube'de gözaltındayken kaybedilen Maksut Tepeli için hukuku işletin; onun akıbetini açığa çıkartma, tespit edilen faillerini yargılama yükümlülüğünüzü yerine getirin" diye konuştu.

Yörür, Maksut Tepeli ve tüm kayıplar için adalet mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı, 182 haftadır Cumartesi Anneleri'ne yasaklanan Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceklerini kaydetti.

NE OLMUŞTU?
28 yaşındaki Maksut Tepeli öğretmendi. Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesiydi. 04 Şubat 1980 tarihinde henüz bir haftalık evliyken görev yaptığı Erzincan'da tutuklandı. Dört ay hapishanede kaldı. Hapisten çıktıktan sonra da eşi ile birlikte İstanbul'a taşındı.

2 Şubat 1984 tarihinde İstanbul/Küçükbakkalköy'de bir arkadaşının evine giden Maksut eve yaklaştığında kapının kırık olduğunu fark etti. Oradan uzaklaşmaya çalışırken içeride karakol kuran polislerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Yoğun kan kaybetmesine rağmen hastaneye değil, battaniye içinde Gayrettepe Siyasi Şube'ye götürüldü.

Aynı dönemde gözaltında bulunan üç tanığın beyanlarına göre Tepeli, 5 Şubat 1984 tarihinde Gayrettepe Siyasi Şube'de gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde hastaneye kaldırıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Gözaltına alındığı inkar edilen Maksut'un izini süren ailesi ve avukatları, olaydan 22 yıl sonra onun 6 Şubat 1984 tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde öldüğüne dair resmi belgelere ulaştı. Üç yıllık ısrarlı girişimler sonucunda da resmi makamlar, Maksut Tepeli'nin Helvacıdede Kimsesizler Mezarlığı'na defnedildiğini kabul etti. Ancak defin yeri bilgisi açıklanmadığı için Maksut Tepeli'nin mezarı hala bulunamadı.
 
Maksut Tepeli'nin gözaltında kaybedilmesi ile ilgili bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Tanıklara, belgelere rağmen ailenin şikayeti üzerine açılan üç soruşturma da takipsizlikle sonuçlandı. Maksut Tepeli'nin yaralanması ve işkence ile sorgulanmasında görevli polislerin kimlikleri tespit edildi ancak haklarında takipsizlik kararı verildi.

Adalet arayışıyla, tekrar yargı önüne getirilen dosya ise 2014 yılında zaman aşımı kararı ile kapatıldı. Karara yapılan itiraz reddedildi. Aile bu sefer de Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. AYM, 2017 yılında başvuru ile ilgili "zaman bakımından kabul edilemezlik" kararı verdi. İç hukuk yollarını tüketen aile AİHM'ye başvurdu.