24 Nisan 2025 Perşembe

ESP: Ermeni Soykırımı asla kapanmayacak bir yaradır

Ermeni Soykırımı'nın 110. yıldönümüne ilişkin açıklama yapan ESP, "Ermeni Soykırımı ve yaşanılan bütün diğer soykırımlar, Gazze'de tanık olduğumuz soykırım, Suriye'de gerçekleşen Alevi katliamları göstermektedir ki kendi egemenine ve emperyalizme karşı örgütlü bir güç olmayan bütün halkların, işçi sınıfı ve emekçilerin kaderi tekerrür etmekten kurtulamaz" ifadelerini kullandı.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Ermeni Soykırımı'nın 110. yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "24 Nisan, 1915 yılında başlayan Ermeni Soykırımı'nın 110. yıldönümü. Osmanlı Devleti'nin planlı bir şekilde hayata geçirdiği soykırımda Trakya ve Anadolu'daki yüzbinlerce Ermeni tehcir edildi. Yurtlarından zorla sökülen Ermeniler tehcir yollarında bizzat devletin görevlendirdiği çeteler eliyle öldürülerek, aç-susuz bırakılarak en vahşi şekillerde öldürüldüler. Ermeni kadınlara, çocuklara "el konuldu". Soykırımda bir milyondan fazla Ermeni katledildi.

"Ermeni Soykırımı, Birinci Emperyalist Dünya Savaşı'nın yarattığı ortamda bütün emperyalist kapitalist güçlerin gözü önünde, bilgisi dahilinde gerçekleşti. Tıpkı diğer soykırımlar ve bugün yaşanan Gazze soykırımı gibi. Balkanları, Orta Doğu'yu ve Kafkasları paylaşma derdinde olan emperyalist güçler arasındaki rekabeti fırsat gören Osman Devleti, kendi topraklarında eşitlik, özgürlük, adalet talep eden halkları yok etmek; siyasette egemen olan Türk/Sünnileri ekonomide de egemen kılmak için sadece Ermeni halkını değil; Pontus Rumlarını, Süryanileri, Keldanileri de soykırım sürecine dahil etmiştir.

"Osmanlı Devleti'nin devamı olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti de soykırımı sahiplenmiştir. Birçoğu soykırımı gerçekleştiren İttihat Terakki Partisi ve Teşkilatı Mahsusa üyesi olan Kuvayi Milliye ve Ankara hükümeti yöneticileri, soykırımı inkâr etmeleri gibi kendileri de yeni katliamlar gerçekleştirerek egemenliklerini tesis etmişlerdir. 1920'de Mustafa Suphilerin katliamı ile başlayan süreç, Kürt ve Alevi katliamları, Rumların mübadelesi ile devam etmiş, 6-7 Eylül Pogromu ile sürdürülerek Hrant Dink'in öldürülmesine vardırılmış, bugün aynı emperyalist zihniyet Kafkaslarda Azerbeycan'ın modern Ermeni soykırımı projesi olarak Artsakh bölgesinde devam etmektedir. Aliyev'in aile şirketine çevirdiği Azerbaycan kendi soykırımını sürdürürken Ortadoğu sömürgecileriyle kanlı ve yakın iş ilişkilerine devam etmektedir.

"Ermeni Soykırımı, Osmanlı Türk uluslaşmasının karakterini belirleyen bir olgudur. Osmanlı Türk burjuvazisi ve mütegallibesinin sınıfsal karakteri gerici, halk düşmanıdır. Bu yüzden kurdukları cumhuriyet de işçi düşmanı, Kürt, Alevi düşmanı olmuştur. 'Tek dil, tek din' yaklaşımı 1915'ten AKP'ye kadar kesintisiz süregelen bir resmi devlet çizgisidir. Ne dün ne de bugün hiçbir ilerici rolü olmamıştır. Bilakis yirminci yüzyılın başından itibaren bütün ilerici, demokratik hareketleri ezerek, yok ederek egemenliğini tesis etmiş ve sürdürmüştür.

"Ermeni Soykırımı asla kapanmayacak bir yaradır. Bu yara ancak soykırımın tanınması, bugün de sürdürülen Ermenilerin mal varlıkları üzerindeki gasbın kaldırılması, yurduna dönmek isteyen soykırım mağdurlarına her türlü kolaylığın sağlanması, zararlarını tanzim etmek isteyen Ermenilerin taleplerinin karşılanması, yüz yıldır Türk halkının dimağına zerk edilen her türlü şovenist ideolojinin temizlenmesi ile bir nebze de olsa iyileştirilebilir.

'ÖRGÜTLÜ BİR GÜÇ OLMAYAN HALKLARIN KADERİ TEKERRÜRDEN KURTULAMAZ'
"Halklarımızın yeniden bir emperyalist paylaşım savaşının girdabına sokulduğu; uluslararası hukukun rafa kaldırıldığı; işgal, katliam, soykırım politikalarının demokrasi, insan hakları, uygarlık teraneleri eşliğinde gerçekleştiği bir döneme yeniden girmiş durumdayız. Ermeni Soykırımı ve yaşanılan bütün diğer soykırımlar, Gazze'de tanık olduğumuz soykırım, Suriye'de gerçekleşen Alevi katliamları göstermektedir ki kendi egemenine ve emperyalizme karşı örgütlü bir güç olmayan bütün halkların, işçi sınıfı ve emekçilerin kaderi tekerrür etmekten kurtulamaz.

"Ermeni Soykırımının, bütün halkların yaralarının kapanması; herkesin eşit ve özgür olduğu, barış içinde yaşadığı bir toplum inşa edilmesi ile mümkün olacaktır. Bunun için başta kendi soykırımcı egemenlerimiz olmak üzere dünya egemenlerine karşı daha fazla mücadele etmek, daha güçlü mücadele etmek ve daha örgütlü mücadele etmek zorundayız."