3 Ekim 2024 Perşembe

Irkçılığa karşı halklara çağrı: Birlikte mücadele ile ırkçılığı mahkum edelim

HDK Halklar ve İnançlar Komisyonu, yükselen ırkçılığa karşı durmak için halklara birlikte mücadele etme çağrısı yaptı. Egemenlerin kendi çıkarları için savaşlar çıkardığını ancak bedelini yoksullara, halklara ödettirilmek istendiği kaydedilen açıklamada, devlet ve iktidar yapımı ırkçılığın mahkum olacağı vurgulandı.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, artan ırkçı saldırılara ilişkin genel merkez binası önünde kürsü kurdu.

HDK Eş Genel Sözcüsü İdil Uğurlu ve HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut'un da katılımıyla düzenlenen etkinlikte, "Irkçılık insanlık suçudur" yazılı pankart açıldı ve ırkçı saldırılarda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı.

'HALKLARIN ORTAK MÜCADELESİ SÜRECEKTİR'
Söz alan Çerkes gazetesi olan JİNEPS Editörü Seda Berzeg, halkların kardeşliğine saldırıldığını kaydetti. Berzeg, "Bizler farklılıklarla, bir arada kardeşçe yaşamak isteyenleriz. Halkların ortak mücadelesi sürecektir" dedi.

Devrimci Alevi Dernekleri (DAD) Genel Başkanı Bülent Felekoğlu da sınırların halkların değil iktidarların olduğunu vurguladı. "Bizim sınırlarımız dillerimizdeki farklılıklarımızdır" diyen Felekoğlu, Anadolu ve Mezopotamya halklarının "komşu hakkı" bildiğini kaydetti. Felekoğlu, "Bizler birlikte yaşamın, demokratik ısrarını güçlendiriyoruz. Savaş ve zulüm palitikalarından biran önce vazgeçilmelidir" ifadelerini kullandı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Derneklerinden Ayhan Ergenç de "Yaşadığmıız topraklarda her türlü dinlerin, dillerin kardeşçe bir arada güzellikle, barışla yaşamısını istiyoruz" diye konuştu.

BULUT: KİRLİ OYUNLARINI BİR KENARA BIRAKSINLAR
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, bü ülkede halkların birbirine düşman edilerek çok can yakıldığını vurguladı. Bulut, "Halkları kendine bıraksalar, sayısız halklar barış içinde yaşayamaya devam edecektir. Ama karanlık bunu istemez, karanlığın savaşa ihtiyacı var. Neredeyse tüm komşularımızla sorun yaşıyoruz. Savaşın çözüm getirdiği görülmemiştir. Savaş sadece silah tüccarlarına uluslararası düzlemde ihtiyaç duyanlara yarar. Siyaseten barışı önceliyoruz. Bu ülkenin barışa ihtiyacı var. İktidara da sesleniyoruz, kirli oyunlarını bir tarafa bıraksınlar" dedi.

UĞURLU: BU SAVAŞ BİZİM DEĞİL AMA BEDELİNİ BİZE ÖDETİYORLAR
İnsanlığın var olduğu günden bu yana beri savaşların olduğuna işaret eden HDK Eş Genel Sözcüsü İdil Uğurlu da bu savaşın egemenlerin çıkardığını ancak bedelini halkların ödediğini söyledi. Uğurlu, "Bu savaşlar devletlerin savaşı, zenginleşmek isteyen bir avuç insanın savaşı. Bu savaş yoksulların, gençlerin, kadınların savaşı değil ama her ne hikmetse bedeli biz ödüyoruz" diye konuştu.

Atılan her mermide yoksulların sofrasından alınan ekmek, gençlerin çalınan geleceği olduğunun altını çizen Uğurlu, eylemde açılan görsellere işaret etti ve ekledi: "Şu görsellere bakar mısınız? Hepsi ırkçılık sonucu oluşanlar. Bu kadim toprakların özgürlüğe, adalet, barışa ihtiyacı var."

'İNKAR EDİLEN HER TARİH VE KİMLİK, GELECEĞİN GASPIDIR'
HDK Halklar ve İnançlar Komisyonu'nun hazırladığı basın metnini ise Çiğdem Kılıçgün Uçar okudu. Yok sayılan her tarih ve kimliğin geçmişin inkarı kadar geleceğin de gasp edilmesi olduğunu söyleyen Uçar, iktidar ve devlet organizasyonlarının kendini kabul ettirme ve daha kolay, etkin yönetme adına giriştiği savaşın aslında toplumsal bir savaş olduğunu belirtti.

Irkçılığın toplumun inkarı olduğunun altını çizen Uçar, asimilasyon ve soykırımlarla halkların yok edildiğini kaydetti. Uçar, "Bugün yurtseverlik ve milliyetçilik diye topluma monte edilmeye çalışılan devlet ve iktidar aklı farklılıkları tanımak, onların eşitliğini savunmak yerine tehdit olarak olarak görüp saldırmaktadır. Kendi coğrafyamızın tarihsel ve toplumsal çoğulculuğunun inkarı olan ırkçılık toplumsal yoksulluk ve tahribatları bertaraf edilmek üzere başvurulan bir yöntem olmaya devam etmektedir. Suriye, Libya, Azerbeycan-Ermenistan savaşları ve aslında tüm savaşları bu tahribatları telafisinde birer araç rolündedir. Ama yaratacağı tahribat biliyoruz ki çok daha derindir" diye konuştu.

Uçar, şöyle devam etti: "Dünya üzerindeki ülke sayısından ve belki de şehir sayısından fazla dilin, inancın olduğunu düşüneceğimiz bu zenginliğin korunabilmesi; yani tüm katliam ve soykırımla yüzleşildiği, tüm inançların yaşayabildiği, tüm dillerin konuşulduğu, tüm halkların ismiyle ve kültürü ile tanındığı bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz ve bunun mücadelesini vermeye devam ediyoruz.

'ÇAĞRIMIZ HALKLARA, BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM'
"Irkçılığın politika haline getirildiği, ayrımcılığın derinleştiği bu sistemde çağrımız öncelikli olarak halklara. Savaşların ve katliamların tarihi bizlere ait değil. Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadele için yan yana gelerek, mümkün olan barışın imkanlarını konuşarak kendi tarihimizi yazabaliriz. Halklar ve İnançlar Meclisi olarak devlet ve iktidar yapımı, icadı olan ırkçılığa mahkum olmadığımızı aksine halkların birlikte mücadelesinin ırkçılığı mahkum edeceğine inanıyor ve tüm halkları birlikte mücadeleye davet ediyoruz."