13 Ekim 2024 Pazar

'Türkiye halklarının özgür olmasının yolu İmralı'dan geçiyor'

Diyarbakır'da düzenlenecek özgürlük mitingi için kentlerden yola çıkanlar engellemeleri yok saydı, durduruldukları noktaları eylem alanına çevirdi. Öte yandan Diyarbakır'a akın edenler bir araya geldi. Mitingin yasaklanmasının ardından Ofis Semtini miting alanına çevirenler, "Sayın Öcalan, bu ülke için güçlü bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz" dedi. 

PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun demokratik çözümü talepleriyle çok sayıda kentten Diyarbakır'a halk akın etti. "Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed'de buluşuyoruz" şiarıyla yapılacak miting için yola çıkanlar, birçok kentte polis engeliyle karşılaştı.

POLİS BARİKATLARININ ÖNÜ EYLEM ALANINA DÖNDÜ
Dersim, Şırnak, Urfa, Van, Antep, Bingöl, Batman, Siirt, Mardin, Bitlis ve Erzurum'dan yüzler mitinge katılmak için Diyarbakır'a doğru yola çıktı. Ancak yolda polis engeline takıldı. Bunun üzerine barikat önünde Kürtçe slogan ve şarkılar eşliğinde halaylarla bekleyenler bulunduğu noktaları eylem alanına çevirdi. 

'BİZİ ENGELLEYEMEZSİNİZ'
Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinden sabah saatlerinde Sur'a uluşan çok sayıda kişi Dağkapı Meydanında buluştu. Polisler tarafından zorla araçlara bindirilen halk, Batman, Diyarbakır ve Mardin yollarının kesiştiği Üçyol'a kadar götürüldü. Burada bekleyişini sürdürenler adına konuşan Makbule Aşan, "Davamızın peşindeyiz. Mitingimizi yapacağız, kimse bize engel olamaz. Bu engelleri kabul etmiyoruz ve bizi engelleyemezsiniz. Yapılan bu zorbalığı kabul etmiyoruz. Biz barış istiyoruz. Direneceğiz. Yaşasın Kürdistan" ifadelerini kullandı.

'AMED MİTİNGİNİ YASAKLADINIZ AMA BİZE HER YER AMED'
Mardin'de civar kentlerden gelenler buluştu. Halaya duran kitle, sık sık "Tecride hayır Öcalan'a özgürlük", "Berxwedan jiyan e" ve "Her yer Amed her yer direniş" sloganları attı. Burada yapılan eylemde konuşan DEM Parti İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi, "Bu izin verilmeme hali barışa karşı olmak demektir. Bugün İmralı'da derinleşen tecrit sistemi hukuk ve yasaya aykırıdır. Ne iç hukukta ne de uluslararası hukukta yeri var. Kürt sorunu başta olmak üzere tüm sorunların çözülmesi için bir an önce sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır. Tüm Ortadoğu sorunlarının çözüme kavuşması için sayın Öcalan ile müzakereye başlamalı. Sayın Öcalan'la görüşme sağlanmalıdır" dedi. DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, "Miting alanına yüz binlerin katılacağını biliyordunuz ve bundan korktunuz. Ama ant olsun ki Kürtler size boyun eğmedi. Kürtlerin dostları da size boyun eğmeyecek. 43 aydır kendisinden haber alınamayan sayın Abdullah Öcalan barış için muhatap alınacak ilk kişidir" diye kaydetti. "Yaşamın her alanını tecrit etmeye çalışıyorsunuz" diyen Sayyiğit, "Buna karşı direneceğiz. Bu topraklarda onurlu bir barış olana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Amed mitingini yasakladınız ama bize her yer Amed. Her yer direniş alanı. Bu toprakların valisi bu ülkenin kanunundan üstün değil" dedi.

Barış Anneleri de yasak kararına tepki gösterdi.

DİYARBAKIR'DA ENGELLEMEYE RAĞMEN HALK MİTİNG ALANINA AKIN ETTİ
Diğer kentlerden gelenler de Diyarbakır'ın girişinde ya da durduruldukları noktalarda yaptıkları açıklama ile "her yer Amed" dedi, taleplerini yükseltti. Öte yandan Diyarbakır'daki miting öncesi kentin birçok noktası ablukaya alındı. İstasyon Meydanı başta olmak üzere kentin birçok cadde ve sokağı zırhlı araçlarla kapatıldı. Buna rağmen halk miting için birçok noktada toplanmaya başladı. DEM Parti milletvekillerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi, Bağlar ilçesine bağlı Fatih Mahallesinde bulunan Göçmenler Caddesinde bir araya geldi. Kitle, buradan İstasyon Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Polisler yürüyüşü engellemeye çalıştı. Halk, "Ne yaparsanız yapın bu halk yürüyecek. Engel olamazsınız" tepkisinde bulundu.

BOZAN: MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Sık sık "Bijî serok Apo" sloganı atılırken, DEM Parti Milletvekili Ali Bozan, Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride dikkat çekti, "Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü sağlanana ve Kürt sorunu demokratik çözüme kavuşana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" dedi. Bozan ve beraberindekiler, daha sonra Kürtçe şarkılar eşliğinde sokak aralarında yürüyüş gerçekleştirdi. Sık sık "Bijî Serok Apo", "Bijî berxwedana İmralı" ve "Bijî berxwedana zindanan" sloganları atıldı.

Kitle, Cemiloğlu Caddesinde bir araya geldi. Tekerlekli sandalyeleriyle eyleme katılan kişiler dikkat çekti. 

OTLU: BU BARİKATLAR KADIN KATİLLERİNE KURULMADI
Yenişehir ilçesinde bulunan Eski Hal Kavşağı oldu. DEM Parti milletvekillerinin de olduğu kitle, polisler tarafından ablukaya alınmak istendi. Kitleye müdahale etmeye çalışan polislere tepki gösteren DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu, "Bu kadar barikatı kadınları katledenlerin önüne kurmadınız" dedi. Vekiller, halkla birlikte ara sokaklarda yürüşe başladı.

GENÇLER YASAĞI YÜRÜYÜŞLE DELDİ
Gençler de sokağa akın etti. Ekinciler Caddesi'nde bir araya gelen gençler, zafer işaretleriyle yürüyüş gerçekleştirdi. Sokak sokak yürüyen gençler, İmralı tecridine dikkat çekti. Gençler sık sık "Biji serok Apo", "Gençlik Apo'nun fedaisidir" ve "Direne direne kazanacağız" sloganları attı. Çevredeki halk da gençlere alkış ve zılgıtlarla destek verdi. 

Mardin, Şırnak, Urfa'dan yola çıkanlar Diyarbakır'a vardı. Mardin ve Şırnak kolu Çınar ilçesinden, Urfa kolu ise durduruldukları Pirinçli polis noktasından Diyarbakır kent merkezine yürüyüşe geçti. 

MİLLETVEKİLLERİNDEN OTURMA EYLEMİ
Bağlar'dan kitleyle birlikte Ofis'e doğru harekete geçen milletvekilleri polis tarafından engellendi.  Polisin Cemiloğlu Caddesinde ablukaya aldığı DEM Parti milletvekilleri ve kitleye, çıkışlara izin verileceği söylenmesine rağmen saatlerce izin verilmedi. Bunun üzerine DEM Partili vekiller, araçlarını yola çekerek, oturma eylemi yaptı. Yolu trafiğe kapattı.

BİNLER OFİS SEMTİNDE BULUŞTU
Diğer yandan binlerce kişi de kentin çeşitli noktalarında bir araya geldi. Ofis Semti, Sur ve Bağlar ilçelerinin tüm noktalarında yürüyüş ve protesto eylemleri başladı. Sık sık "Bijî Serok Apo", "Direne direne kazanacağız" ve "Bijî berxwedana İmralı" sloganları atıldı. Kentin dört bir yanında bir araya gelen halk, İstasyon Meydanında yapılacak mitinge getirilen yasağın ardından açıklama için Ofis Semti'nde buluştu.

UÇAR: KÜRT SORUNU ÇÖZDÜK DENİLEN İNKAR SORUNUDUR
Binlerce kişiye seslenen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorununun çözümü için İmralı Hapishanesinde mutlak tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan'a işaret etti. Tüm sorunların Kürt sorunundan kaynaklandığını dile getiren Uçar, şunları söyledi: "Bu kadar zaman geçti, iktidarlar değişti, Kürt sorununa dair projesi olan cesaretli iktidarlar olmadı. 9 Ekim uluslararası komplo da iki sistem savaşıydı. Başta Kürt halkının özgürlüğü olmak üzere Ortadoğu'daki bütün halkların özgür eşit yaşamını hedefleyen demokratik Ortadoğu projesiydi. Diğer proje hegomonik güçlerin önderliğini yaptığı büyük Ortadoğu projesiydi. 9 Ekim komplosu bu iki sistemin çatışmasıydı. Sistem kendisine alternatif üreten, demokratik Ortadoğu sistemini ve onun öncüsünü Ortadoğu'dan çıkararak, bugün yaşadığımız savaşların zararını insanlığa yaşatmaya devam ediyor. Bu Kürt sorunu nedir? Her zaman söylüyoruz, anlayan var anlamayan var. Dinleyen var, dinlemeyen var. Kürt sorunu, Kürtlerin ana vatanının parçalanarak, inkar edilmesi, toplumun gerçekliklerinin en derinden bölünerek, kendileri olmaktan çıkarılmasıdır. Kürtlerin siyasi iradelerine ket vurularak, devletlerin inkar ve imha siyasetine boyun eğmeye zorlanmalarıdır. Kürt sorunu, Kürtlerin özgür yaşamama sorunudur. Ulus olmaktan çıkarılma sorunudur. Bu tespit, Kürt halkının önderi sayın Öcalan'ın tespitidir. Kürt sorunu, 'çözdük' deyip, inkar edilen sorundur. Herkes duysun; Kürt sorunu bir güvenlik sorunu değildir, bir demokrasi sorunudur ve özgürlükler sorunudur. Statü sorunudur. Kim çözecek bu sorunu? Kim elini taşın altına koyacak? Kim bu yüzyıllık inkarın seyrini değiştirecek? Var mı adres? Halkımıza soruyorum. Kürt sorununu demokratik çözümünde muhatap kim? Korkmayın sayın Öcalan'ın fikirlerinden, sayın Öcalan'ın projesinden. Ezilen halklara sunduğu özgürlük paradigmasından korkmayın."

'KÜRT HALIK ÖZGÜR OLACAK'
İktidarın yıllardır aynı şeyi söylediğini dile getiren Uçar, "Bugün bu irade, bu tablo size bir mesaj veriyor. Kaldırın bütün engellemeleri, tarihi bir sorumluluk alın. Önce sayın Öcalan'ın özgürlüğünü sağlayın, sonra bu çözümde rol alın. Yüzyıldır bu toplumu 'terör' kavramıyla kandırıyorsunuz. 'Terör' dediğiniz şey Kürt halkının değerleridir. Kürdistan'ın her yerinde, batıda insanlar yollarda, ayakta sözünü söylüyor. Niye? 'İnsanlar ölmesin' diye, ülke krize boğulmasın diye. Yan yana oturup konuşabilelim. Görünmeyen yerden bize mikrofonlardan bağırmayın diye. Bu halkın iradesine artık kulak verin diye. Bu kadar görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum zihniyeti bitirdi ülkeyi. Yeni bir anayasadan bahsediyorsunuz. İç barıştan bahsediyorsunuz, toplumsal barıştan bahsediyorsunuz. Neyin üzerine kuracaksınız? İnkarın üzerine mi? Tecridin üzerine mi? Yokluğun üzerine mi kuracaksınız? Artık kapılar açılmalı, fikirler konuşulmalı. Barış erdemdir, yüzleşmek erdemdir. Tecrit uyguladığınız İmralı'da hangi hukuku uyguladığınızı açıklayın bu topluma. İmralı'da uygulanan hukuk, Türkiye iç hukuku değil, evrensel hukuk değil, korsan bir hukuktur. Devlet, İmralı'da korsan bir hukuk işletiyor. Barış olmasın, çözüm olmasın diye. Sayın Öcalan, bu ülke için güçlü bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz. Sözümüz Türkiye'de yaşayan bütün gazetecilere, sözümüz aydınlara, sözümüz akademisyenlere, sözümüz Türkiye halklarına; barışla ilgili ve demokratik çözümle ilgili kalem oynatın, söz söyleyin. Dünü kaçırdık ama kaybetmedik. Bugün bizim, yarın da bizim. O yüzden bütün herkesi sayın Öcalan tecridine karşı durmaya, demokratik bir Türkiye ve Kürt sorunun demokratik çözümü için sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu ülkenin demokratik hale gelmesi, Kürt halkının ve Türkiye halklarının özgür olmasının yolu da İmralı'dan, sayın Öcalan'dan geçiyor. Bunu siz de biliyorsunuz, bunun için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. Kürt halkı özgür olacak, Türkiye demokratik bir ülke olacak" dedi.

SARICA: İMRALI KAPILARINI AÇIN
Uçar'ın ardından Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca, söz aldı. Sarıca, "Bu mücadele sayesinde bizler İmralı'da 2019 yılında sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeler gerçekleştirdik. Özgürlük umudunu yüceltiyor ve büyütüyor. Özgürlük umudunu diri tutanlara selam olsun. Hatırlarsınız; Türkiye ve bölgede toplumsal sorunların çözümünde, akılcı barış ve demokratik siyasi müzakere sözlerini ifade etmiştir. Bizler bu görüşmelerde Sayın Öcalan'ın demokratik pozisyonunu koruduğunu, gelecek için kendine güvendiğini, toplumsal barışın inşası için büyük bir heyecan içinde olduğunu gördük. O zaman bu tarihi tespitler ve uyarılarda bulunduk" dedi. 

Sarıca, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan'ın bu tespitlerinin son derece haklı olduğunu deneyimledik. Sayın Öcalan, herkesi uyarmak için canla başla mücadele ederken, Lübnan, Rojava bu denli savaş, kutuplaştırma ve çatışma dönemine girmemişti. O zamandan bu yana, savaştan beklenen erkeklik kültürü daha fazla saldırdı. O dönem herkesin dar, dönemsel ve siyasal hesaplara hapsolduğu ortada iken sayın Öcalan, çözümü önermiştir. Bunu İmralı'da eşi ve benzeri olmayan İmralı tecrit koşullarında yapmıştır. Kürtsüz Türk, Türksüz Kürdün var olmayacağı uyarısında bulunmuştur. Kürtlerin büyümesiyle Türklerin büyümesinin paralele olacağını ifade etmiştir. Ortadoğu'da barış içinde halkların yaşayacağını belirtmiştir. 'Bir hafta içinde olası çatışma ve savaş ihtimalini ortadan kaldırırım. Bunun için kendime güveniyorum ancak devlet aklı da gereğini yerine getirmelidir' dedi. Kürt halkının uzattığı el havada bırakılmıştır. Eskisi gibi siyasal yaklaşımlar ve hesaplar varsa, Kürtlerin varlığının inkarı örtülü bir şekilde ya da farklı sürdürülecekse bundan vazgeçilmeli, stratejik barış projelerine geçilmelidir. Bugünden geriye baktığımızda da tarihi açıklama, tespit ve öngörüler bize bir gerçeği açıklıyor. Sayın Öcalan'ın duruşu toplumun yaşamasını öngörüyor. Bugün diyeceklerim en temel ihtiyaç konumundadır. İşkenceyi kaldırın, İmralı kapılarını açın. Sayın Öcalan'ın demokratik çalışacağı ortamı yaratın."

BAKIRHAN'DAN POLİSE: ORTAMI PROVOKE ETMEYİN
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, polislerin sık sık siyasetçilerin sözünü kesmesine tepki gösterdi. Bakırhan, "Bugün karşılaştığımız tablo, aslında 'Türkiye barışını sağlayacağız' diyenleri ters köşe yapan bir tablodur" dedi. Bakırhan, "Türkiye barışı böyle sağlanmaz. Türkiye barışı, bir memurun Eş Genel Başkanımızın sesini kesmesi ile sağlanamaz. Ona sesleniyorum, işini yap. Bu ülkede savcılar var. Bizim muhatabımız siz değilsiniz. Bizim muhatabımız bize cevap verir. Oradan konuşmama müdahale etmeyin. Ortamı provoke etmeyin. Türkiye'nin dört bir yanından on binlerce insan komployu, tecridi kınamak için yollara düştüler. Amed'e gelmeye çalıştılar. Komployla, bu tecritle nereye vardı bu ülke onu düşünün" diye konuştu.

'HALK TECRİT POLİTİKASINA HAYIR DEDİ'
Bakırhan, "Tecrit uyguladınız, İmralı'ya kilit vurdunuz. Ekonomi çöktü, toplum çürüdü, toplumsal gerginlikler had safhaya çıktı. Komplo ve tecrit başarılı olsaydı on binler bugün burada seferber olmazdı. Politikanız iflas etti, bunu kabul edin. Türkiye ciddi bir sıkışmışlık içindedir" dedi. Eşit bir yaşam isteyenlerin komploya ve tecride karşı olduklarını belirten Bakırhan, şunları söyledi: "Biz Meclis'te de burada da konuşuruz. Meclis'te konuştuklarımızın aynısını konuşmaya devam edeceğiz. Bu komplo sistemi Türk ve Kürt halkını çatıştırmak için uluslararası güçler tarafından uygulanan yöntemdir. Bu komplo, İmralı'da boşa çıktı. İmralı, tarihsel Kürt ve Türk halkının bir arada yaşaması için, demokratik bir cumhuriyette yaşaması için bunu boşa çıkardı. Sizler İmralı kapılarına kilit vurarak, ülkenin demokrasisine zarar veriyorsunuz. Bu ülkenin milyonları 'Kürt anadilini konuşmasın' diye, tecrit için harcadınız. Barış içinde birlikte demokratik bir şekilde yaşayalım diyen sayın Öcalan'ın sesini duyalım. Sayın Öcalan, Kürt halkının barış umududur. Sayın Öcalan'ı bir hücrede tutamazsınız, bir odaya sığdıramazsınız. Sayın Öcalan İstanbul'daki emekçidir, Amed'deki kadın yoldaşlardır. Toplumsal barışın sağlanmasının bir adresi İmralı'dır. Diğer adres Meclis'tir. İmralı kapılarını açın. Bu komplo ve tecrit politikalarının karşısında durmaya devam edeceğiz. Sayın Öcalan'ın uzattığı barış eli bu ülkenin umududur. Buradan Meclis'e de sesleniyorum; Meclis, bu sorunu artık güvenlik sorunu olarak değerlendiremez. Yeter. Gençler iş ve aş bulsun, yaşadıkları yerde doysun isteniyorsa, yaşamını yitirmesin isteniyorsa, Ortadoğu'daki savaşın sıçramasını istemiyorsa işin muhataplarıyla birlikte Kürt meselesinin çözülmesini sağlamalıyız. DEM Parti buna hazırdır. Bu barış, tecrit politikalarıyla olmaz. İmralı'ya vurulan kilitle olmaz. Biz bütün bedellere, acılara, zulümlere rağmen Türkiye'de barış diyoruz. Çözümü uluslararası kapılarda aramayalım diyoruz. Son yapılan yerel seçimlerde de halk tecrit politikasına 'hayır' dedi."