4 Ekim 2024 Cuma

'Yargıtay nasıl avukatlık yapacağımızı söyleyemez'

ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda avukat hakkında süren davanın duruşması 5-6-7 Ocak günlerinde görülecek. Karar duruşması öncesinde ÇHD'nin etkinliğinde bir araya gelen baro ve TTB yöneticileri, hukuk sisteminde gelinen aşamayı değerlendirdi. 

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), tutuklu avukatlar Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik'in yargılandığı davanın 5-6-7 Ocak'ta görülecek duruşması öncesi "Yargılanıyor muyuz" başlıklı etkinlik düzenledi. Avukat Bahri Belen'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Gürkan Altun ve İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu konuştu. Etkinliğe ayrıca Bologna Barosu Yönetim Kurulu üyesi Antonio Fraticelli de zoom üzerinden katıldı.

ÇHD İstanbul Şube Başkanı Çiğdem Akbulut yaptığı açılış konuşmasında, avukatların tutuklanmasıyla savunmanın bağımsızlığı ve özgürlüğünün hiçe sayıldığını belirtti. Ebru Timtik'in adil yargılanma talebiyle başlattığı açlık grevinde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Akbulut, "Sadece bizler değil savunmanın tamamı topyekun bir saldırı altında" dedi.

DURAKOĞLU: YARGITAY NASIL AVUKATLIK YAPACAĞIMIZI SÖYLEYEMEZ
Etkinlikte söz alan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik'in yargılanmak istediği davayı, "Türkiye'nin otoriterleşmesinden avukatların aldığı pay" olarak nitelendirdi.

Yargının siyasetin parçası haline geldiğini söyleyen Durakoğlu, "Siyasal iktidar yargıyı kendi stratejisinin bir parçası haline dönüştürdüğü andan itibaren bu tür davalarla karşılaştık" dedi. Avukatlarının serbest bırakılmasından saatler sonra tekrar tutuklama kararı çıkarıldığını hatırlatan Durakoğlu, Yargıtay'ın nasıl avukatlık yapacaklarını söylemeye haddi olmadığını vurguladı.

Darbe dönemlerindeki davalara benzer davaların bugün de yaşandığını kaydeden Durakoğlu, "Ben 12 Eylül mahkemelerini de biliyorum, bu dönemler içerisinde yaşananlara benzer olguların yaşandığına işaret etmek istiyorum" diye konuştu.

FİNCANCI: BU BÖYLE GİTMEZ
TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, konuşmasına "Bir Alman'ın Hikayesi" kitabını hatırlatarak başladı. "Faşizmin hukuku nasıl kullandığı çok iyi anlatılır o kitapta" diyen Fincancı, hapishanelerde çok sayıda kişinin rehin tutulduğunu vurguladı.

Fincancı, "Tabii ki bu böyle devam etmez. Bir gün bu baskı da bu zulüm de sona erer. Sonrasında ne olacağını, o yargıyı nasıl şekillendireceğimizi de bugünden düşünmek gerekiyor" diye konuştu.

Halk sağlığına dikkat çeken TTB yöneticilerinin tutuklandığını hatırlatan Fincancı, "15 Temmuz darbe girişimi sürecindeki gözaltı pratikleriyle karşı karşıya kalınmıştı. Bir spor salonunda gözaltına alınıp topluca muayenelerinin oraya getirilen hekimlere yaptırıldığı tabloları izlemiştik. En ağır cezayı da en genç meslektaşımıza verdiler. Hepimizin çok yakından bildiği cumhuriyet savcısının cebinden çıkardığı iddianame örneğiyle karşılaşmıştık. Bu sevgili Şehmus Gökalp'in yargılamasında da karşımıza çıkarılmıştı. Kim olduğu belli olmayan bir gizli tanık ifadeleriyle soruşturma başlatılmıştı. Bir madde bağımlısı, daha önce hiç birlikte çalışmadığı biri için 'Terör örgütüne tıbbi malzeme sağlıyor' demişti" dedi

Fincancı, hekimlerin g(ö)rev eylemlerine halkın destek vererek sahip çıktığını da anımsattı.

ALTUN: ADLİ İŞLEM GÖRÜNÜMLÜ DAVA
TBB Başkan Yardımcısı Gürkan Altun, 1995 yılında staja başladığı gün ÇHD üyesi olduğunu hatırlattı. ÇHD'li avukatların davasını, "adli işlem görünümlü yargılama" olarak nitelendiren Altun, "Önce meslektaşlarımızı tutuklandılar sonra hapis cezası verdiler. Süreç içinde bir meslektaşımızın da yaşamından olmasına neden oldular" dedi.

Altun'da Yargıtay'ın "nasıl avukatlık yapmaları gerektiği" yönündeki müdahalesine tepki gösterdi, dosyalardaki gizli ve açık tanıklar ve ispatlanmayan birçok belge olduğunu söyledi. Altun, "Meslektaşlarımız son derece onurlu ve dirayetli bir mücadele veriyorlar. Hem kendileri için hem de savundukları yurttaşlar için adalet istiyorlar. Bizim talebimiz de bunlardan farklı değil" diye konuştu.

FRATİCELLİ: DURUŞMAYA KATILACAĞIZ
Son olarak da etkinliğe zoom üzerinden katılan Bologna Barosu Yönetim Kurulu üyesi Antonio Fraticelli söz aldı. Duruşmalara Bologna Barosu'nun uluslararası komisyon üyesi olarak katıldığını söyleyen Fraticelli, dünyanın 50 ülkesinden 550 temsilcinin katıldığı bir uluslararası toplantıda bu davayı konuştuklarının bilgisin verdi.

Dünyanın herhangi bir yerinde savunmaya yapılan baskının dünyanın her yerindeki avukatlara yapılan baskı ve şiddet anlamına geldiğini vurgulayan Fraticelli, avukat Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ölüm orucuna başladığında Bologna Barosu'nun onur üyesi yapıldıklarını söyledi.

Pandemi engeli olmazsa 5-6-7 Ocak günlerinde görülecek duruşmaya katılacaklarının bilgisini veren Fraticelli, genç avukatlar için bir ödül yarışması düzenlediklerini ve bu yarışmayı avukat Ebru Timtik'e hediye ettiklerini söyledi.